Yaklaşık üç aydır ülkemden uzaktaydım.
Dünyanın en uzak ülkesi Avustralya’nın Sidney kentinde yaşayan çocuklarımla rüya gibi bir seyehat gerçekleştirdim.
Torunlarımla harika saatler yaşadım. Dünyanın en yaşanılabilen şehrinde her türlü güzelliklere yelken açtım diyebilirim… Evrensel insan haklarının en üst düzeyde yaşandığı, hak, hukuk, adaletin azami derecede uygulandığı bu ülkede insan olmanın değerini bizzat yaşayıp gördüm. Daha önceki gittiklerimde de bunları yazmıştım.
İmrenerek kıskanarak gezdiğim süre içinde ülkemden antidemokratik haberler geldikçe hayıflanıyordum elbette. Siyasi hedefler için suç isnat edilen belediye başkanlarımız zindana sokulurken terörist başının baştacı edilmesine dayanmak zordu… v.s.
Ama her ne olursa olsun insan kendi vatanından uzak en fazla iki ay dayanıyor. Ondan sonra kıvranmalar başlıyor. Bülbül altın kafeste bile illede vatanım dermiş ya işte öyle birşeydi benimkisi de..
Bedenimin yarısını orada bırakmanın acısıyla vuslat uçağına bindim. Ülkeme ve diğer çocuklarıma kavuştum şükür olsun. Diliyorumki tüm hasretler sona ersin, tüm yaşamlar güzellikler içinde geçsin. Benim ülkem de hak ettiği güzelliklere bir an önce kavuşsun!
Asuman Soydan























