Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Nurullah AYDIN

Sevmek mi, Sevilmek mi, Nefret Etmek mi?

Öğr.Gör. Nurullah AYDIN Yazar Öğr.Gör. Nurullah AYDIN
16 Ekim 2012
Nurullah AYDIN
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Türkiye ve dünya iletişim teknolojisindeki gelişmelere paralel düşünce ve yaşam biçiminde köklü değişime gidiyor. Ancak yaşamının parçası haline gelen teknolojik ürünler;duygu, düşünce, sevgi, nefret, kin, öfke gibi temel insani değerleri değiştirmiyor. Sadece yöntem değişimine aracılık ediyor. Yine nefret ediyoruz, kin duyuyoruz, yine seviyoruz yine sevilmek istiyoruz.

Bakın; Dünyada sevmek ve sevilmek istemeyen kişi yok gibidir.

Sevgi nedir, nerede bulunur, biliyor muyuz?

Sevgi üç türlüdür!

Birinci tür sevgi "Eğer" türü sevgi!

Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgiye bu adı veririz.

Örnek;

Eğer iyi olursan baban, annen seni sever.

Eğer başarılı ve önemli kişi olursan, seni severim.

Eğer eş olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim.

En çok rastlanan sevgi türü budur. Yani; bir şarta bağlı sevgi. Karşılık bekleyen sevgi.

Sevenin, istediği bir şeyin sağlanması karşılığı olarak vaad edilen bir sevgi türüdür bu. Nedeni ve şekli bakımından bencildir. Amacı sevgi karşılığı bir şey kazanmaktır.

Evliliklerin pek çoğu "Eğer" türü sevgi üzerine kurulduğu için çabuk yıkılıyor.

Gençler birbirlerinin o anki gerçek hallerine değil, hayallerindeki abartılmış romantik görüntüsüne aşık oluyor ve beklentilere giriyorlar. Beklentiler gerçekleşmediğinde, düş kırıklıkları başlıyor. Sevgi giderek nefrete dönüşüyor. En saf olması gereken anne-baba sevgisinde bile "Eğer" türüne rastlanıyor.

İnsanlar "Eğer" türü sevginin üstünde bir sevgi arayışı içindeler aslında.

Bu sevginin varlığını ve nerede aranması gerektiğini bilmek, genç adamın yaptığı gibi, yaşamı sürdürmekle, ondan vazgeçmek arasında bir tercih yapmakla karşı karşıya kaldığımızda önemli rol oynayabilir.

İkinci tür sevgi:

"Çünkü" türü sevgi.

"Bu tür sevgide kişi, bir şey olduğu, bir şeye sahip olduğu ya da bir şey yaptığı için sevilir. Başka birinin onu sevmesi, sahip olduğu bir niteliğe ya da koşula bağlıdır".

Örnek:

Seni seviyorum. Çünkü çok güzelsin (Yakışıklısın).

Seni seviyorum. Çünkü o kadar popüler, o kadar zengin, o kadar ünlüsün ki.

Seni seviyorum. Çünkü bana o kadar güven veriyorsun ki.

Seni seviyorum. Çünkü beni üstü açık arabanla, o kadar romantik yerler götürüyorsun ki.

"Çünkü" türü sevgi, "Eğer" türü sevgiye tercih edilebilir.

"Eğer" türü sevgi, bir beklenti koşuluna bağlı olduğundan büyük ve ağır bir yük haline gelebilir. Oysa zaten sahip olduğumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz, hoş bir şeydir, egomuzu okşar. Bu tür, olduğumuz gibi sevilmektir. İnsanlar oldukları gibi sevilmeyi tercih ederler. Bu tür sevgi onlara yük getirmediği için rahatlatıcıdır. Ama derin düşünürseniz, bu türün, "Eğer" türünden temelde pek farklı olmadığını görürsünüz. Kaldı ki, bu tür sevgi de, yükler getirir insana. İnsanlar, hep daha çok insan tarafından sevilmek isterler. Hayranlarına yenilerini eklemek için çabalarlar. Sevilecek niteliklere onlardan biraz daha fazla sahip biri ortaya çıktığı zaman, sevenlerinin, artık ötekileri sevmeye başlayacağından korkarlar. Böylece yaşama sonsuz sevgi kazanma gayretkeşliği ve rekabet girer.

O zaman bu tür sevgide güven duygusu bulunabilir mi?

Çünkü türü sevgi de, gerçek ve sağlam sevgi olamaz.

Bu tür sevginin güven duygusu vermeyişinin iki ayrı nedeni daha var.

Birincisi; "Acaba bizi seven kişinin düşündüğü kişi miyiz?" korkusu.

Tüm insanların iki yanı vardır.

Biri dışa gösterdikleri.

Öteki yalnız kendilerinin bildiği; insanlar sandıkları kişi olmadığımızı anlar ve bizi terk ederlerse, korkusu buradan doğar.

İkincisi de; "Ya günün birinde değişirsem ve insanlar beni sevmez olurlarsa.." endişesidir.

Japonya’da bir temizleyicide çalışan dünya güzeli kızın yüzü patlayan kazanla parçalanmış. Yüzü fena halde çirkinleşince, nişanlısı nişanı bozup onu terk etmiş. Daha acısı… Aynı kentte oturan anne ve babası, hastaneye ziyarete bile gelmemişler, artık çirkin olan kızlarını. Sahip olduğu sevgi, sahip olduğu güzellik temeli üstüne bina edilmiş olduğundan bir günde yok olmuş. Güzellik kalmayınca sevgi de kalmamış. Kız bir kaç ay sonra kahrından ölmüş…

Toplumdaki sevgilerin çoğu "Çünkü" türündendir ve bu tür sevgi, kalıcılığı konusunda insanı hep kuşkuya düşürür.

Peki o zaman, gerçek sevgi, güvenilecek sevgi ne? Ve işte sevgilerin en gerçeği!

Üçüncü tür sevgi

"Rağmen"' diye adlandırılan türdür.

Bir koşula bağlı olmadığı için ve karşılığında bir şey beklenmediği için "Eğer" türü sevgiden farklı bu. Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp, böyle bir şeyin varlığını esas olarak almadığı için "Çünkü" türü sevgi de değil. Bu üçüncü tür sevgide, insan "Bir şey olduğu için" değil, "Bir şey olmasına rağmen" sevilir. Güzelliğe bakar mısınız? Rağmen sevgi…

Kişi dünyanın en çirkin, en zavallı, en sefil insanı olabilir. Bunlara "rağmen" sevilebilir.

Tabii bu sevgiyle karşılaşması şartı ile.

Burada insanın, iyi, çekici, zengin konum edinerek sevgiyi kazanması gerekmiyor. Kusurlarına, cahilliğine, kötü huylarına ya da kötü geçmişine "rağmen" olduğu gibi, o haliyle sevilebiliyor.

Bütünüyle çok değersiz gibi görünebiliyor ama en değerli gibi sevilebiliyor.

Yüreklerin en çok susadığı sevgi budur.

Farkında olsanız da, olmasanız da, bu tür sevgi sizin için yiyecek, içecek, giysi, ev, aile, zenginlik, başarı ya da ünden daha önemlidir.

Kalbinizin derinliklerinde, dünyada kimsenin size aldırmadığını ve hiç kimsenin sizi sevmediğini düşünseydiniz, yiyecek, elbise, ev, aile, zenginlik, başarı ve üne olan ilginizi yitirmez miydiniz?

Kendi kendinize "yaşamamın ne yararı var" diye sormaz mıydınız?

Şu anda en sevdiğiniz kişinin sizi sadece kendi çıkarı için sevdiğini anladığınızı bir düşünün.

Dünya birdenbire başınızın üstüne çökmez miydi?

O an yaşam size anlamsız gelmez miydi?

Diyelim ki sıradan bir yaşamınız var. Günlük yaşıyorsunuz.

Günün birinde gerçek, derin ve doyurucu bir sevgi bulacağınızdan umudunuz olmasa, kalan hayatınızı nasıl yaşardınız? Böyleleri ya iyice umutsuzluğa kapılıp intihar ediyorlar ya da iyice dağıtıp yaşayan ölü haline geliyorlar.

Bu gün yaşamınızı sürdürebilmenizin nedeni "rağmen" türü sevgiyi şu anda yaşıyor olmanız ya da bir gün bu sevgiyi bulacağınıza inancınızdır.

Bugün yaşadığımız toplumda herkesi doyuracak bu sevgiyi bulmak zor.

Çünkü herkesin sevgiye ihtiyacı var…

Kimsede başkasına verecek fazlası yok.

Yakınımızda olan birinin bu sevgiyi bize vermesini bekleriz. Ama o da aynı şeyi başkasından beklemektedir.

Peki bu dünyada sevgi ne kadar var? Açlığımızı biraz bastıracak kadar.

Ve de yemek öncesi tadımlık gelen iştah açıcılar gibi.

Bu minnacık tadım, bizi daha müthiş bir sevgi açlığına tahrik ve teşvik ediyor.

Bu minnacık tadım sevgiye ne kadar muhtaç olduğumuzu anlatıyor.

Büyük bir hırsla ana yemeğin gelmesini ve bizi doyurmasını bekliyoruz. Hani nerede? Hepsi o.

Dünyadaki en büyük kıtlık, "Rağmen" türü sevginin yeterince olmayışıdır!.." (Bkz; Japon düşünür Masumi Toyotome'nin "Three Kinds Of Love" adlı eseri.)

Günün Sözü: Sevmekten yoksun kişiliğe sahip insandan her türlü kötülük beklenebilir. 

Paylaş
Etiketler: nefretsevgisevilmektoplumYüreklerin en çok susadığı sevgi
Önceki Yazı

“Yedinci His” Romanı Üzerine

Sonraki Yazı

Sınama

Öğr.Gör. Nurullah AYDIN

Öğr.Gör. Nurullah AYDIN

İlişkili Yazılar

Nurullah AYDIN

İktidar Savaşı ve Propaganda

19 Kasım 2018
5.1k
Nurullah AYDIN

İktidar Savaşı ve Propaganda

19 Ekim 2018
5k
Nurullah AYDIN

Siyasal/Ekonomik Şekillendirme

10 Ekim 2018
5k
Nurullah AYDIN

ABD-NATO ve Türkiye

04 Ekim 2018
5k
Sonraki Yazı

Sınama

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap