Diyelim ki, birr’e yani hayra, yani sonsuz güzelliğe, kesintisiz mutluluğa erişmek istiyorsun. Niye erişmek istemeyesin? Öyleyse, sevdiklerinden vereceksin. Bedeli buysa sonsuz güzelliğin, lekesiz sevincin niye vermeyesin? Neleri vereceksin? Neyi vermeye başlayarak çıkacaksın yola? Hangi sevdiğini koparacaksın kendinden? İlk elinden çıkaracağın, ilk harcayacağın hangisi olmalı? En iyisi bir liste yapmalısın. Sevdiklerinin listesi! E, hadi öyleyse.
Biliyorum, canını seviyorsun en çok. En başa yaz. Sonra? Gözlerini gözden çıkarmaya var mısın? Nazlanma, yaz listeye. Varsa, evini de yaz. Saçlarını seviyorsan, onları başında görmekle sevinecek birisi vardır mutlaka. Tel tel ekle listeye. Ellerini de yaz; bir gün olsun senin elinle tutmaya hevesli, senin gibi kavramayı özleyen elsizler var. Ayaksızlar da var, sonra! Ayaklarını yaz, koşmayı rüyalarında gören çocuklara vermek üzere. Kim bilir nasıl da bayram edecekler senin gibi topa vurdular diye. Hazır ayaklarını yazmışken, yanına ayakkabılarını da tutuştur. Eskittiklerini de, eskiteceklerini de çıkar ayağından.
Az kalsın unutuyordum, tabii ya, aklımı seveyim! Aklını da yaz. Seninki gibi aklı başında olsa, itibar görecek, sevinecek, sevindirecek, sevildiğini bilecek o kadar çok akıl fukarası var ki? Biliyorum, çok seviyorsun, sakın bunu da listeye koymamı isteme diyorsun. Ama ayet gayet ciddi! Sevdiklerinden vereceksin! Sevdiklerinden ne kadar çok verirsen, hele de çok sevdiklerinden verirsen, hayr’a giden yol kısalıyor. Tut ki, nefesini de yazdık listeye. Rahat bir nefes almaya hasret, nefese daralmış öyle hastalar var ki. Bir saatliğine tut nefesini onlara ver. Atıversinler oksijen maskelerini.
Bence, yüzünü de yazmalısın listeye. Madem ki, her gün aynalarda seyrederek, kırışıklıklarını aldırarak, lekelerini temizleyerek sevdiğini gösteriyorsun; sevdiklerinin listesine koy yüzünü. Senin yüzünle dolaşmayı özlemiş yüzü yanıklar, suratı dağılmışlar vardır, kesin. Senin yüzünle görününce alacağı selamların, hak edeceği tebessümlerin açlığını çeken, senin yüzü suyun hürmetine gördüğün ikramları özleyen ‘yüzsüz’ler de vardır bir yerlerde. Başka neleri seviyorsun? Pencereden bakmayı seviyorsun; masmavi denizi, uçsuz bucaksız göğü de seviyor olmalısın. Hemen listeye yaz, göğü de ver bulutlarıyla. Denizleri, boğazları, nehirleri, içindeki balıkları tutabilme ihtimalini, dibindeki incileri boynuna takma imkânını da bağışla hemen. Çok sevdiğin şehrini niye esirgiyorsun? Yoksa sevmiyor musun? Kaldırımlarında insanların korkusuzca dolaşamadığı, duraklarında kalabalıkların olmadığı, vitrinlerinde seyretmeye değer güzelliklerin bulunmadığı şehir sakinlerine de şöyle güzel bir İstanbul vermek istemez miydin? Başladık bari bitirelim. Listeye yazdıklarının hepsi kesinlikle sevdiklerin olmalı. Son satırına geldiğinde, aklına sevdiğin ne geliyorsa, hepsi listenin içinde olmalı. Bundan sonra aklına ne gelirse, sevmediğin olmalı. Listenin tamam olduğunu ancak böyle anlarsın.
Şimdi gelelim ikinci listeye, kimlere vereceksin bu çok sevdiklerini. İnfakını kimler öncelikle hak ediyor? Sevdiklerinin en başına koyduğun canını, her halde en çok sevdiğine, en çok sevindirmek istediğine vermek istersin. Kim o? Sen daha iyi bilirsin. Yaz! Peki ya, “gözde”lerin iki gözün, el üstünde tuttuğun iki elin kimlere gitsin? Her kimse bu talihli, listeye onu da ekle. Yüzünü kime vermeyi düşünürdün? Yüzünü kim hak ediyor en çok? Kim senin yüzünle göründüğünde tanıdık gelir herkese? Kim senin yüzünü giyindiğinde en çok sevinir, en çok sevilir? Kim tuhaf buluyorsa senin suratını, senin yüzünle görünmekten çekiniyorsa, ona yüzünü vermemelisin. Yüzünü en çok seveni tahmin et ve yaz! Nefesini kimlere vermek istersin? Nefessiz kalmana değecek biri var mı listende? Hiç olmazsa, nefes darlığını ferah nefeslerinle takas edeceğin birilerini koy listeye. Şimdi, vermekte en zorlanacağın en sevdiğini yazmaya hazırlan: Çok sevdiğin çocuklarını kime vermeyi tercih ederdin? Onlara senin kadar analık ya da babalık yapacak birini tanıyor musun? Çocuklarının onun çocuğu olmakla en çok memnun kalacakları, üzülmeyecekleri, ağlamayacakları birisi geliyor mu aklına? Aklını kime vereceksin? O güzelim aklının dediklerini en çok kim beğenir, en çok kim senin aklına güvenir? Aklını doğduğuna pişman etmeyecek kimi tanıyorsun? Çok sevdiğin gökyüzünü kimin üzerinde yükseltmek isterdin? Sokağı seyrettiğin, gün batımını beklediğin, kuş cıvıltılarını dinlediğin, rüzgâra yanağını verdiğin, önünü çiçeklerle süslediğin pencere önünü kime terk etmeyi düşünüyorsun? Yoksa seviyorum ama vermiyorum mu diyeceksin? Yaz! Güneşi her sabah tap taze penceresine getirmeye lâyık gördüklerinin en başında kim gelir? Yıldızları, ovaları, denizleri, ırmakları, kuş cıvıltılarını en çok kime yakıştırıyorsan ona vermeye hazırlan. Onun da adını yaz listeye. İstanbul?u en çok infak etmek istediğin kişi her kimse, martılarından Boğaz?ına kadar, camilerinden Kızkulesi?ne kadar, her semtinin her taşının hakkını vermeli. Duraklarında otobüs beklemesini bile sevsin, trafiğinin uğultusunu bile özlesin. Lalelerini tek tek sevmeye, vapurlarında sabah vakti, ikindi vakti, gün batımında, geceleri bile çay içmeye vakit ayırsın. Kimse o, hemen yaz! Bu ikinci liste de tamamlandığında, en çok sevdiklerin en başta, en az sevdiklerin en sonda olmak üzere, herkes olsun içinde. Öyle ki, biri geldiğinde aklına, yine listenin içinde bulasın. Sevindirmediğin kimse kalmasın. İhtiyacını gözetmediğin hiç kimse/hiçbir şey liste dışı olmasın. Hatta, ekmek kırıntısı atmak istediğin kuşlar da orada olsun. Okşayarak sevindirebileceğini düşündüğün kedilerin hepsi listede olsun. Hiç tanımadığın, tanısan belki hiç sevmeyeceğin, sevsen belki yeterince ilgilenemeyeceğin milyarlarca insanın muhtaç olduğu nefesleri, vazgeçemedikleri keyiflerini, üzerine titredikleri huzurlarını da sen veriyor olasın. Ellerini bir sevdiğini yitiren her insanın omzuna koyacak halde hazır bekletmelisin.
Bence birlikte pes edelim. Ne verileceklerin listesini bitirebilirsin, ne vereceğin kişilerin sonunu getirebilirsin. İlgilendiğin her şeye ve herkese verilecek bir şeyin olmalı. Kimseyi es geçmeye hakkın yok. Kanadını kırık bildiğin her kuştan sorumlu biliyorsun kendini. Ona da verecek bir şey olmalı sende. Yetim kalmış her çocuğa bir anne ve baba borçlusun aslında. Yürünmemiş yolların bile, uğranmamış dağların bile alacağı vardır senden. Hatta hiç sevmediklerine hiç sevmediğin şeyleri vermek için bile listeye yeni maddeler ekleyeceksin. Firavun’u hiç sevmezsin diyelim, ama ona cehennemi vermek senin de istediğin. Zalimlere verilecek bir şeyin yok sanırsın; oysa zalimlere yaptıklarının cezası verilmezse sevinemezsin. Öyleyse, sevmediklerine bile sevmediğin şeylerin verilmesiyle seviniyorsun. Senin yapmayı sevmediğin işleri severek yapanların olması sevimli değil mi?
Şimdi her iki listeye sevmediklerini de eklemelisin. İhtimal ki, şu anda elinden kalemi bıraktın, vazgeçiyorsun liste yapmaktan. Verilecekler listesini tek maddeye indiriyorsun: her şey. Verilecekleri vermeyi düşündüklerinin listesi de buna benziyor: başta “ben” olmak üzere herkes, her şey. Şimdi kim verecek her şeyi herkese ve her şeye. Sen değilsin bu? Ben hiç değilim. Yapmaya kalksa mutlaka unuttukları olur, mutlaka ihmal ettikleri çıkar, mutlaka çaresiz bıraktıkları olur, mutlaka aç susuz ve tesellisiz bıraktıkları olur. Kim olsun “Veren”? Sana senin kimseye vermek istemeyeceğin kadar sevdiklerini veren kim? Çok sevdiğin canını en sevdiğin kişiye, yani sana, veren kim? Çok sevdiğin çocuklarını tam da onların anne ve baba olarak sevdikleri, en uygun kişiye, sana veren kim? Beğendiğin aklını en çok beğenecek kişiye, sana, veren kim? Senin en sevdiklerini sana en sevdiklerin olarak veren kim? Herkese ve her şeye senin vermek isteyip de veremeyeceğini veren kim? Çocukların hepsine sen tanımasan da sevdikleri anne babaları veren kim? Ana babaların hepsine tam kendilerince sevdikleri, içlerini ısındıran evlatları veren kim? Sevmediklerine bile sevmediğin cehennemi veren kim? “Ben değil O” diyorsan, “birr”i buldun. “Verirse sadece O verir, başka kimse değil!” dediysen, “hayr”a ulaştın. Listelerdeki her şeyden vazgeçtin, herkesi unuttun; Allah’ı buldun.
Bir’e eriştin; birr’e kavuştun.
Kişisel Bilgiler:
Medeni Durum: Evli, 3 Çocuk
Doğum Yeri: Samsun/Terme
Doğum Tarihi: 11.11.1964
Eğitim:
1983-1990 Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi (İngilizce Tıp Eğitimi), İstanbul
1982-1983 Ondokuzmayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi (Temel Bilimler), Samsun
1981-1982 Hacettepe Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu (İngilizce), Ankara
1975-1981 Terme Lisesi, Samsun, Terme1970-1975 Atatürk İlkokulu, Samsun, Terme
Lisan:
Almanca, Orta Derecede,
İngilizce, İyi Derecede
Bilgisayar:
PC Word
Powerpoint
Görsel Tasarım Programları
Kurs ve Seminerler:
Reiki Şifa Tekniği, Birinci Basamak, 2003
Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Fitoterapi Semineri, 2002
Marmara Üniversitesi Sağlık Eğitim Fakültesi Hastane Yöneticiliği Programı, 2001
Yöneticilerde Karar Verme Eğitimi 1998, Değişim Dinamikleri, İstanbul
İletişim ve Empatik Yönetim Semineri, 1998, Değişim Dinamikleri, İstanbul
İstanbul Kültür AŞ Sinema Yönetmenliği Kursu, 1996
Sağlık Bakanlığı Sağlık Eğitimcilerinin Eğitimi Kursu, 1993
Microteaching Kursu, Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi ve İstanbul Tabip Odası, 1995
BM Körfez Savaşı Sonrası Olağanüstü Durumlarda Sağlık Yönetimi Kursu, 1991, Diyarbakır
İlgi Alanları:
Edebiyat,
Felsefe
Gezi Yazarlığı
Belgesel Programcılığı
Kariyer:
1990-1991 Sağlık Bakanlığı Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri Hekimi (Malatya)
1991-1992 Sağlık Bakanlığı Malatya Sağlık Müdürlüğü Müdür Yardımcılığı (Eğitim ve Basın)
1991-1992 Sağlık Bakanlığı Malatya Sağlık Meslek Lisesi, Meslek Dersleri ve Kişilerarası İlişkiler Öğretmenliği, Malatya
1992-1995 Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Müdürlüğü Eğitim Sorumlusu
1993-1994 İzlenim Dergisi Yayın Kurulu
1989-1992 İz Yayıncılık, Çevirmen ve Yayın Danışmanı
1992-1995 Journal Of American Medical Association (JAMA), Modern Medicine Çeviri Kurulu (Turgut Yayıncılık)
1995-1998 Yenidünya İletişim AŞ. Televizyon Sağlık Programı-Yapım ve Sunum
1998-2001 Yenidünya İletişim AŞ. Televizyon Belgesel Programı Yapımcılığı ve Metin Yazarlığı
1996-1999 Büyük Anadolu Hastanesi, Başhekim Yardımcılığı, Kurumsal İletişim Müdürlüğü
1996-1997 Sağlığınız Dergisi (Sağlık Dergisi) Yayın Danışmanlığı
1997-1998 Çare Dergisi (Sağlık Kültürü Dergisi) Genel Yayın Yönetmenliği
1999-2000 TDV 29 Mayıs Hastanesi, Kurumsal İletişim Müdürlüğü, Başhekim Yardımcılığı
2000-2001 Beyaz Reklam, Tanıtım ve İletişim, Creative Director ve Reklam Yazarlığı
2000-2001 Sağlık Bakanlığı Sağlık2000 Dergisi ve Basın Yayınları Yayın Danışmanlığı
2001-2003 Özel Üsküdar Hastanesi Kalite Yönetim & Kurumsal İletişim Müdürlüğü
2001- Üsküdar Belediyesi EvlilikOkulu Seminerleri Yönetmenliği
2002- Aksuvital Doğal Ürünler Üretim ve Tanıtım Danışmanlığı
2002- Seçkin Natural Doğal Ürünler Üretim ve Tanıtım Danışmanlığı
2003- İstanbul Sağlık AŞ Kayışdağı Poliklinikleri Başhekimi
2004- Sağlık Bakanlığı, SB Diyalog Dergisi, Editör
Eserler:
İdealler ve Gerçekler, (Teorik Fizik) Prof. Abdusselam, çeviri, Yeni Asya Yayınları, 1987
Bilimin Öteki Yüzü (Bilim Felsefesi), 1992, İz Yayıncılık
Şöyle Garip Bencileyin, 1992 Karakalem Yayınları
Kaostan Düzene, (Kaos Teorisi) İlya Prigogine, çeviri, İz Yayıncılık, 1993
Su Üstüne Yazı Yazmak, M. Shakoor, çeviri, İnsan Yayınları, 1996
Modern Tıbbın Ötesi, İnsan Yayınları, 1996
Dar Kapıdan Geçmek, 2000 Karakalem Yayınları
Her Güne Bir Dua, 2002, Kaknüs Yayınları
Sağlık Sırları, 2003, Timaş Yayınları
Mutluluk Öyküleri, 2003, Timaş Yayınları
Aşka Dair Öyküler, 2003, Timaş Yayınları
Aşka Adanmış Öyküler, 2003, Timaş Yayınları
Can Kırığı, 2003 Timaş Yayınları
Sevgilinin Evine Doğru, 2003 Timaş Yayınları
Kalbimizi Yeniden Yazmak, 2003 Timaş Yayınları
Çocuğumla Her Güne Bir Dua, 2003 Hayat Yayınları
Yürüyüşler, TV Belgesel Programı
Reklam ve Tanıtım Çalışmaları
1998 Büyük Anadolu Holding İmaj Kataloğu, Tasarım Yönetmeni ve Yazar
1999 TDV 29 Mayıs Hastanesi, Tanıtım ve İmaj Kataloğu, Tasarım Yönetmeni ve Yazar
2000 İSKİ Tanıtım Yaklaşımı, Reklam ve Senaryo Yazarı
2001 İETT Fuar Standı Tasarımı ve İmaj Planlaması
2002 Özel Üsküdar Hastanesi e-sağlık web sitesi tasarım yönetmeni www.uskudarhastanesi.com.tr
2002 Seçkin Natural Web Sitesi www.seckingida.com.tr
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.