Doktor, “vücudu susuz kalmış, serum gerekecek,” dedi. Hasta, hemşire serumu taktıktan bir süre sonra uyudu. Hâliyle ikinci serumun takılmasını duymadı.
Doktor, Hakan’a; “baban baktığında sende gençliğini görüyordur” herhalde, dedi. Yalnız o pamuk saçlı, daha kemikli, hayatın çilesini çekmiş ve sert mizaçlıydı. Yüzü kırışmış, alnında yollar oluşmuş ve gözlerin altı torbalamıştı. Omuzları çökmeye başlamıştı. Senin saçların siyah, derinde kırışma emareleri olsa da henüz başlamamış, dedi.
Doktor, “babanın yapacağı iki işlemden biri, yürümek ve ikincisi de bol su içmektir. İkisi de rahat ve huzur içerisinde yapılmalıdır. Bu işlemlerin düzenli uygulaması durumunda hiçbir problemi kalmaz. Çünkü vücudunu susuz bırakmamış olacak,” dedi.
Babası eve getirildiği gece çok iyi uyumuştu. Sabah güneşini çiçeklerinin yanında karşılamış ve değneğiyle çiçeklerin diplerini eşeliyordu. Güllerine kırmızı, ortancasına sarı ve sardunyalarına da beyaz kurdele bağlamıştı. Çiçeklerini “kurdeleli” diye seviyordu. Özellikle gülleri onun için ayrıcalıklıydı.
Uyku mahmurluğuyla yanına gelen Hakan, çiçeklerin nasıl? İki gündür görmüyordun, dedi. Babası onlardan haberim var. Hastaneye gitmeden önce, pencereden kontrol ediyordum. Tomurcukların açtığını görüyorum. Suları verilmiş, hava sıcaklığı da uygun, çiçekler açmaya başladı. Güllerim, eriğin çiçek açmasını takip ediyor. Yalnız onlara mavi boncuk alacağım, dedi. Fındık ocakları arasındaki menekşeler, açtılar ve söndüler. Biraz daha dursalar güzellikleri kalıcı olurdu, dedi.
Hakan, bu ana kadar, kaç bardak su içtin? Diye çıkıştı. Sudan sonra giyin de yürüyüş için sahile veya patikaya çıkalım, dedi. İki bardak içtim, sahile inelim, dedi. Giyindiler ve sahile indiler. Deniz rüzgârının hafif esintisi yürümelerine neşe katıyordu.
Diğer yürüyenlerle de bir araya geldiler. Kalp riski olan arkadaşıyla hastalıkları konusunda sohbet ettiler. Arkadaşı; kahveye gitmek ve sigara içmek hayatımdan çıktı. Onlardan kurtulduğuma seviniyorum, dedi.
Oğluna baktı ve bu rezil ile hiç tanışmayacaktık. Bilinenden daha zararlı olduğunu geç anladık. Yürüyemiyorum, tıkanıyorum da hala içiyorum. Bilerek kendimizi zehirledik. Bundan sonra herhalde dikkat etmemiz gerekecek, dedi.
Arkadaşına, gezdikçe doğanın güzelliklerinden haberim oluyor. Çiçekler açıyor, meyveler olgunlaşıyor, tüm güzellikleri görüyor ve yaşıyorum. Denizin güzelliğine bakar mısın? Kayıklar balık tutmada dalgalar çakıl taşlarıyla oynaşmakta.
Arkadaşı derin soluk aldı. Yarın doktora gidecek ve film çektirecekmiş. Kalbime öyle karar vereceklermiş, yalnız zayıflamam gerekiyordu, aksine şişmanladım, dedi.
Yolun üst tarafındaki çeşmeye çıktılar ve baba suyunu içti. Damarlarımda suyun hareketini hissediyorum, dedi. Hakan, güneşte fazla kalmadan, ağır usul gidelim, dedi. Mahalledeki köpeklere dikkat ederek geçtiler.
Çimene çıktıklarında, dizlerim daha gitmiyor, dedi. Hakan babasına baktı ve onun için yürüyoruz, dedi. Annesi yanına geldi ve herkes kendine eder. Kimseden kötülük bekleme, dedi.
Hakan annesiyle birlikte kahvaltıyı hazırladı. Kahvaltıdan sonra, Hakan bahçeye indi ve sebzelikte biraz temizlik yaptı.
Hasan TANRIVERDİ























