Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ümit SÖNMEZ

Sen Sapta Bekle, Geliyorum Ben.

Ümit SÖNMEZ Yazar Ümit SÖNMEZ
02 Ağustos 2014
Ümit SÖNMEZ
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kompleks düşünme yapısı oluştu galiba… Geçenlerde bir bilim teknik dergisini okuyordum. Yaklaşık 100 yıl önce bir tıpçı beyinde bir sap buluyor. Beynin ön-frontal filan dedikleri bölgesinin iki alt bölgesi arasında bir sap. 100 yıl boyunca tıp-beyin araştırmaları sahasında o kadar ilerleme olmasına rağmen o sap orada öyle sap gibi duruyor. Bunun diğer bölgelerden farkı var. Öncelikle; sinirlerin birbirine değdiği yerleri biraz daha farklı. Beynin diğer bölgelerindeki sinaps noktalarına rağmen daha hızlı.

Anladığım kadarıyla bir ön CPU gibi çalışan bir sap bu. Deneyimler, anılar, başka tür bilgiler.. işte bunların hepsinin pratik bir özetimsi yapısının olduğu kısım bu sap. Yani, yine anladığım kadarıyla, sosyal olma becerilerimizin de pratik kullanım kılavuzları burada.

Beynin ilginç özellikleri var.. Bir yandan bir yanı öğren öğren diye dellenirken öte yandan başka bir yanı tembellik kodlarıyla da dolu. Tabii bu özellikler doğuştan mı vardır, sonradan mı edinilir.. tam bilemiyorum. Fakat sonuçta yukarda bahsettiğim bölge-sap var.

Çok uzman değilim bu konularda..ama yine de bir şeyin doğru olduğuna inanıyorum: insan, kendi beynini biçimlendirebilir: çalışma şeklini organize edebilir. Hiçbir şeyi önemsemez hale de getirebilir…
Beyin araştırmalarında başka meslek guruplarından insanlarla da çalışılabilir. Öykü yazarlarının düşüncelerinin olduğu bir kitap okurken bir yazarın şu şekilde bir düşüncesine denk geldim.

Yazar diyordu ki: siz kendinizi bir öykü yazmaya kurduğunuz zaman… yani bir nesne size bir öykünün ipuçlarını verdiği zaman ve siz beyninizi nasıl bir öykü yazmaya başlasam acaba zorlamaya başladığınızda, beyin artık kurulur ve o öyküyü yazma düşüncesini ileriki bir zamanda unuttuğunuzu sansanız bile geri planda beyin o öykü için çalışır.

Bunu söyleyen yazar beyin cerrahı, psikolog filan değil fakat çok önemli bir şeyi bir çeşit kendini-gözlem ile bulabiliyor. Bunları söylemekle şunu da demek istiyorum: Beyin araştırmaları konusunda teknik-biyomedikal tabanlı araştırmalar kadar doğal akışında deneyimlerin daha ağırlıklı olarak incelenmesi gerek. Yazarları incelemek mesela. Zor gibi gözüküyor ama belki yapılabilir.

İnsanların duyarsızlaşması konusu birinci paragrafla alakalı bana göre. Hızlı değişimler… çok hızlılar… beyin diyor ki bu ne trafik!. Frontal bölgeler ve sonrasında ön CPU/ sap ve tabii sonrası da var. İşte bu sonrası en çok enerjiyi harcayan süreç. Beyin galiba fazla enerji harcamamak için diyor ki: zaten şu sap denen ön CPU var, zaten baya bir deneyim(?) var, öyleyse şöyle göz ucuyla seçeyim dışarıdan gelenleri.

Ve böylece, esaslı muhakemelerin yapılabileceği beynin iç bölgeleri birazcık devreden çıkmış gibi oluyor…
Bazı zamanlar işte, bu devreden çıkma-çıkarma işini beyne öğretmek gerekebilir. Bunu bilinçli şekilde yapmalı kimi zaman. Çünkü gerçekten çok çok büyük bir veri akışı var beyne doğru.

Özgürlük bağlamında da bakabiliriz meseleye. Yani mesela beyninin içine sokamadığın, ki bu özdeşleşmek anlamına geliyor, bir şeye, muhakeme edemediğin bir şeye ne kadar sahip olabilirsin. Muhakeme ettiğini sana sandıran şey beyninin derinlikleri mi yoksa sadece,demin bahsettiğim sap-ön CPU mu. Otomatik bir işlemcidir o yani. Özgürlük, göreceli düşünsel belli nesnelere sahip olmadır. Çoğu zaman, karmaşık dünyada neye sahip olma gereksinimimiz olduğunu karıştırsak da, bir şey-lere sahip olmaktır özgürlük. Bildiğin, muhakeme edebildiğin şeylere. Muhakeme edilebilir şey ise değişken-gelişken şeydir. “Değişken” kelimesi bazen insanı huylandırıyor ama “gelişken” kelimesi daha aklı başında duruyor.

Global dünya, kültür algılarını da değiştirdi;bunu, kültürleri birbirleriyle rastlaştırarak yapıyor. Akli ilimleri az gelişmiş sahalarda, var olan, eski öğelere vurgu yapıp bir değişkenlik –ki bu yanılsamalı bir özgürlük kavramıdır- bir haz dünyası oluşturuyor. Sıkışan insan, başka kültürleri tanıyan; gezen, gören… bir yandan da var olan iç dünyasına tehdit olarak gördüğü için bu renkliliği bir yere sığınma ihtiyacı hissediyor. Kültürler,alt kültürler global sermaye için kolay satılabilir meta haline de kolayca geliyor çünkü insanın buna “ihtiyacı” var. “Sen busun. ESKİDEN beri. Öyleyse al eline silahı. Silahların fiyatı…tanesi şu…” Bizim sahalarımızda, din ve kültür sıkı bir birliktelik içinde olduğu için, sığınma ihtiyacı kendini haliyle dinde veya benzer yapılarda tatminde buluyor. Sap’ı tatmin.
Evren genişliyor mu? Bu genişleyen bizim beynimiz olmasın? Bir kap, alabildiği madde oranınca büyük değil midir? Bu derinliklere kendimizi neden bırakmayalım, hazır bu derinliğin sahibi iken.
Piyasalarda mutlu olma üzerine çok kitap var. Veya, daha genişçe baktığımızda meseleye, böyle bir piyasa var. Daha başında meselenin çok eksiklik var. Mutluluk, formu sürekli değişen veya kendinizde bulduğunuz ve gerçekleştirebildiğiniz şeylerle göbekten bağlı. Fakat eskilerden gelen de bir tuzak var: kime göre mutluluk tanımı? Veya, sap’ta tanımlı mutluluk tanımı mı? Bu, bir hastanede değişik hastalıklardan yatmakta olan binlerce hastaya, “elimde bir ilaç var, her şey deva” iddiasına benziyor. Bunu söyleyen kişi, ola ki kendinde denemiştir bahsettiği ilacı, iyi etmiştir kendini, herkesi de iyi edeceğini iddia ediyordur.
Böyle böyle değişik açılardan bakılabilir saplara maplara. Atalar bu işi çok önceden çözmüş olmasın. Sap gibi kalmak diye bir deyim var. Gerçi bu deyim o kadar eski değil sanırım. Ama söyleten de bir şey vardır atalardan kalan.

Paylaş
Etiketler: beyinCPUsap
Önceki Yazı

Daha Fazla Tıp Daha İyi Tıp Değildir

Sonraki Yazı

Torba Yasa İş Güvenliğinde Neleri Değiştiriyor?

Ümit SÖNMEZ

Ümit SÖNMEZ

1976 Tokat doğumluyum. Bilim-Teknik konularına ve edebiyata karşı yoğun ilgim var. Öyle ki, taa çocukken alfabeden "A"yı öğrenir öğrenmez bulduğum her şeyi okurum. Bu dünyadan alabileceğimiz bir şey yoktur. Öyleyse, yazarak bir şeyler bırakalım.

İlişkili Yazılar

Berlin Günlükleri (IV) – “Almanya Bitmiş!”
Gezi Yazısı

Berlin Günlükleri (IV) – “Almanya Bitmiş!”

14 Kasım 2025
5k
Berlin Günlükleri (III) – Berlin Gezi Rehberi
Anı / Günce

Berlin Günlükleri (III) – Berlin Gezi Rehberi

03 Ekim 2025
5.1k
Berlin, Leda
Anı / Günce

Berlin Günlükleri (II) – Leda: Berlin’in En Ünlü Ressamı

15 Eylül 2025
5.1k
Berlin
Gezi Yazısı

Berlin Günlükleri (I) -İncir Ağacı Kafe’de Bir Elf Kızı

27 Ağustos 2025
5.2k
Sonraki Yazı

Torba Yasa İş Güvenliğinde Neleri Değiştiriyor?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap