Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar M.Nihat MALKOÇ

Şehrin Aynasından Yansıyanlar…

M.Nihat MALKOÇ Yazar M.Nihat MALKOÇ
30 Aralık 2010
M.Nihat MALKOÇ
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Yüzünü denize, sırtını dağlara dönmüş Trabzon; Boztepe’nin koynunda uyur geceleri. Yastığı taştandır, yorganı bulut… Çam kokuları siner Boztepe’nin yamaçlarına. Ufukta belirir umudun (bordo)mavi gözleri… Bir şilep yüzer gönlün masmavi sularında.  Dalgalar kıyıları döverken,  rüzgar tarar Karadeniz’in kıvrım kıvrım saçlarını.. Şehir masmavi gözlerini açar aydınlık geleceğe… Kentin kılcal damarlarına kan, rızkı peşinde koşan alınlara ter bombalanır günün her vaktinde. Hayat en dinamik haliyle boy gösterir şehrin aynalarında. Köylü kadınlar çoktan düşmüşlerdir Trabzon yollarına. Kiminin peyniri, kiminin altın sarısı tereyağı vardır sepetinde. Yürekteki umutlar sepetteki yağ ve peynirden daha ağır gelir gönül terazisinde.

Şehirler, içlerinde yaşayan gayretli insanların eseridir. Trabzon da bu kente gönül verenlerin omzunda yükselmiştir kar beyaz bulutlara… Daha mamur bir kent için, gecesini gündüzüne katmıştır burada yaşayanlar… Kentin kimliğini, onun içinde yaşayanlar belirlemiştir. Et ve tırnak gibi bütünleşmiştir şehir ve onun müdavimleri… Güler yüzlü insanlar, tebessüm eden bir şehir bırakmışlardır arkalarında. Çocuklarına gösterdikleri sevgiyi ve özeni yaşadıkları şehre gösteren bu güzel insanlar namus bilmişler yaşadıkları toprakları… Onu bir sevgili gibi bağırlarına basmışlar. Ona ihanet etmeyi akıllarından bile geçirmemişlerdir. Durum böyle olunca şehirle, sakinleri arasında sevgi köprüleri kurulmuştur.

Fatih’in fethettiği, Yavuz Sultan Selim’in yönettiği, Kanunî’nin çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını geçirdiği Trabzon bir ilim ve kültür şehridir şüphesiz… Buradan nice şairler, yazarlar, alimler gelip geçmiştir. Bu mümbit topraklarda filizlenmiş ‘devlet-i ebed müddet’ düşüncesi… Gülbahar Hatun bu toprakların bağrında uyumaktadır sonsuzluk uykusunu…

Ölülerle diriler kol koladır yeşille mavinin sarmaş dolaş olduğu  bu cennet misali topraklarda. Hayatın yanı başındadır ölüm…Keza ölümün soğuk yüzü Sülüklü’de munis görünür dirilere. Bembeyaz mermerler şehitlerin üstünü örter yorgan misali… Her karış toprağında şehitlerin kanları ve hatıraları vardır. Sultanmurat’ta ve Sargana’da hâlâ sıcaktır şehitlerin yarasından akan ve şanlı bayrağımıza renk veren asil kan!… Sıcak ve kıpkırmızı…

Âh Trabzon!… Şehirleri hasedinden çatlatan gül yüzlü dilber…Kanayan yaralarıma merhem; umudun koyaklarında açan sevda çiçeğim…Taşınla, toprağınla, masmavi denizinle yüreğimdeki sahralara hayat veren şehir…. Gönlümüz ve hasret yüklü bakışlarımız sana akmakta… Geçmişime tanıklık etmiş, düşlerimi emzirmiş, karanlıklarıma aydınlık olmuş, vuslatın fitilini ateşlemiş Trabzon!…. Sen ki ihanetin koynunda nice badireler atlattın… Bir çınar gibi kök saldın yaralı gönüllere. Hayallerimizi ve rüyalarımızı süsleyen Trabzon, sen ki bir servi kadar dik ve onurlu yaşadın. Bir elif gibi dikildin virgül gibi iki büklüm olmuş çirkef suretlerin karşısında. Bu yüzden sana duyduğumuz sevgi ve muhabbet gönüllerimize sığmıyor. Havanla, suyunla, yemyeşil yaylalarınla hayat bahşediyorsun içinde yaşayanlara…

Trabzon gönüllerimizin payitahtı…Burada her gece yeşilin koynunda uyur mavi… Zaman yorgun düşmüştür akreple yelkovanın tiktaklarından… Muhacirlik günlerinin acı hatıralarını fısıldar Zağnos burçları… Fatih’in sureti yansır burçların sırrı dökülmüş kırık aynasından. Kadim zaman, şehrin kötürüm, kırık dökük hatıralarını toplar surların eteğinden. Âhlar gömülüdür surların kesme taşlarına.  Kemeraltı’nda derin bir nefes alır yıllara meydan okuyan şerefli tarih…. Bedesten’de atar zamanın nabzı… Yollar, dönmeyen yolculara ağlar.

Zaman sonsuzluğa açılır Ganita’da… Demli çayların buğusu ısıtır buz tutan yürekleri. Şiir kadar saftır kıyıları döven masmavi sular… Düş nöbetlerindeki yürek uyanır derin uykusundan. Umut çiçekleri yeşerir gönül toprağında. Dalgalar sularla söyleşir gecenin aydınlığa dönüştüğü seher vakitlerinde. Ufuklarda yarınların  masmavi sureti belirir. Balıklar ağlar geceleri, ağlar da gözyaşları suda belli olmaz. Ay, bir hüzün bestesi bağışlar geceye… Deryalarda derin bir soluk alır özgürlük… Deniz çağırır kıyısında dolaşan avareleri… Tünelin ucu görünür, karanlıklar kaybolur yolların uzağında…Hasret boy boy yavrular yüreklerde…

Kaldırımlarında tarihin ayak sesleri saklıdır Uzunsokak’ın…. Hüzün sarmaşıkları sarmıştır hatıraların eşiğini. Zamanın beşiğinde sallanır mazinin görkemli saltanatı. Uçsuz bucaksız göklere karışır emek bahçesinde akıtılan terlerin misk ü amber kokusu. Gökkuşağının yedi rengi siner cumbalı evlerin bahçelerine. Ölümü dipdiri kılar soğuk mermer taşlarının ihtişamı. Hicran bir hüzün demeti bırakır yürek kapılarına. Karşılıksız kalır uzaklara gönderilen gül kokulu, hasret yüklü mektuplar… Düşler hüzün elbisesini kuşanır, arz-ı endam ederek süzülür geçmişin kapı aralığından. Yitik güneşler ansızın belirir ufkun ardından. Yara almış hatıralara merhem olur yarına dair düşlerimiz. Koca çınarların gölgesinde soluruz dünün siyah beyaz duygularını. Sebillerden akan berrak sular ruhların kirini süzer kuşatılmış zaman imbiğinden. Esrik duygular gölgelerin eteğine tutuşur vaktin derinliklerinde. Trabzon’da zaman büyür, sığmaz kabına. Geçmişle gelecek arasında uzar gider hatıralar…

Sokakların tarihi zamanın gergefinde dokunur altın ipliklerle. Kentlerin tarihinin ayrılmaz bir parçasıdır sokakların tarihi. Nisyana kapalıdır onların belleği. Trabzon’da da her sokak bir tarihtir. Başını kaldırıp zaman penceresinden bugünlere bakar hüzünlü gözlerle. Belleğimizde tutuşur anılar. Trabzon sokaklarının kesme taşlarında zamanın altın izleri var. Birbirinden güzel yaylalarında ahşabın saltanatı kamaştırır gözleri. Tarihî doku, zamanı kuşatır çepeçevre. Cumbalı evlerin kahkahası yankılanır betonarme duvarlarda. Dünden bugüne yapmış olduğu kutlu yolculukta yine de zamana direnir Trabzon…. Siyah beyaz karelerde yaşayan tarih, bütün haşmetiyle ‘ben de varım’ der. Öylece tutar zamanın elinden.  Bizler hayata kepenklerimizi indirmeden Trabzon’da tarih nostalji griliğindeki kepenklerini indirmez zamana. Dünle bugün birbiriyle barışık, kucak kucağadır cadde ve sokaklarda…

Trabzon hiç uyanmak istemediğimiz bir uykuda gördüğümüz doyumsuz düştür. Bu rüyanın yorumu hayra delalet eder şüphesiz. Yarınlarımız bu rüyada canlanır; uyanır derin uykusundan. Şehir okşar başınızı bir anne şefkatiyle. Geceye dağılan şehrayinler çocuk yanımızı emzirir. Yarısı yırtık bir siyah beyaz resimde tebessümü donmuş silik hatıralar, kalan hüzün artığı ömrün dibacesi olur. Şehre dair düşler ve düşünceler yeknesak hissiyatı kanatlandıran bir barış güvercini gibi süzülür zamanın sonsuzluğunda. Zamana tanıklık eder cadde ve sokakları. Kuytularında yankılanan ses, sessiz çoğunluğun gül renkli avazı olur.

Mavi gökle yemyeşil yamaçların ortasında bir şehir filizlenir, uzar gider geleceğe. Karadeniz’in cilveli kızıdır yarınlara koşan… Güzel insanlar yansır şehrin aynasından. Fakat bu gümüş aynanın sırlarını dökmeye çalışan kötü masal kahramanları da yok değildir. Onlar şehrin gülen yüzünü, ekşi erik yemiş bir kişinin sevimsiz suretine çevirmenin telaşı içindedirler. Kentin tarihî kodlarından bîhaber olan bu kişiler; ruhsuz ve maneviyatsız, içi boş şehirler vücuda getirmenin uğraşındadırlar. Cepleri dolu, ruhları boş bu abiler(!) boşa kürek salladıklarının farkında bile değillerdir. Bunlar şehrin üzerine çöken kara bulut gibidirler. O kara bulutlar; fırtınaları, selleri, tayfunları saklamaktadırlar kursaklarında. Ümüğünü sıkmaktadırlar gül yüzlü şehrin… “Daha çok beton, daha çok para…”dır çirkin sloganları…

Trabzon, değişimin ve dönüşümün derin sancılarını yaşamakta… Bu bir çeşit sıtma nöbeti belki de… Doğu-batı ekseninde gelişen Trabzon’un  denizle olan bağlantısını kesmiş yeni  sahil yolu…Şehrin sakinleriyle deniz arasına bir ‘kara kedi’ gibi giren bu yol, bu iki sevgiliyi küstürmüş birbirine. Yeşille mavi arasına çizilen kapkara bir çizgi, iki sevgilinin kollarını ayırmış birbirinden. Bu yetmezmiş gibi çarpık kentleşme şehrin ciğerlerini de iflas ettirmiş. Şimdi nefes almakta zorlanıyor Fatih’in fethettiği, Yavuz’un yönettiği kutlu şehir…

Her zaman dik, diri ve iri duran Trabzon halkı; şehrine de sahip çıkacaktır, çıkmalıdır da… Bu görsellik bu şehre hiç yakışmıyor. Medeniyetlerin beşiği olan Trabzon bir beton yığını olamaz, bu durum kentin şanlı mazisine ve aydınlık geleceğine yakışmaz. Trabzon, içinde yaşayan vefalı insanların omuzlarında geleceğe koşacaktır şüphesiz; koşmak zorundadır. Zira bu kentin çalışkan insanları güneşten erken uyanır, gülümser doğan güne… Onlar ki hep taptaze kalmıştır umutları. İmkansızlığın ve umutsuzluğun uğramadığı coğrafya olarak bilinir bu topraklar… Trabzon şanlı mazisine yaslanacak, tez vakitte özüne dönecektir.

Paylaş
Etiketler: asil kanbordomavisarganasultanmurattrabzon
Önceki Yazı

Sivas’ta Gezilecek Görülecek Yerler…

Sonraki Yazı

Yöneticilerimize Arz Olunur

M.Nihat MALKOÇ

M.Nihat MALKOÇ

İlişkili Yazılar

M.Nihat MALKOÇ

Tarih Milletlerin Hafızasıdır

24 Eylül 2023
5k
Öğretmek Yetmez, Eğitmek de Gerekir
Eğitim

Öğretmek Yetmez, Eğitmek de Gerekir

17 Eylül 2023
5k
Sümela Kültür Yolu Festivaline Dair Notlar
Etkinlik

Sümela Kültür Yolu Festivaline Dair Notlar

10 Eylül 2023
5k
Genel Eğitim

Önce Ahlak ve Maneviyat

10 Eylül 2023
5k
Sonraki Yazı

Yöneticilerimize Arz Olunur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap