Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Yusuf AKGÜL

Sansür Ali Bey’in Mektubu…

Yusuf AKGÜL Yazar Yusuf AKGÜL
13 Mart 2010
Yusuf AKGÜL
4
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

AYVALIK’TA YUNAN ZULMÜ ve SANSÜR ALİ BEY’ İN MEKTUBU

Sansür Ali Bey, Hasan Basri Çantay’ın 18 Ekim 1918 – 13 Mart 1919 tarihleri arasında, 22 sayı haftalık olarak yayınladığı SES Gazetesinin Ayvalık muhabiridir.

İstanbul Hükümetin tutuklama emriyle birlikte 9 ay kaçak olarak dolaşan Hasan Basri Çantay, 26 Mart 1919’da, İzmir-Menemen üzerinden bazen bir at arabasıyla, bazen da hayvanlara binerek Burhaniye Kozak Nahiyesine, oradan Bağyüzü’ne geldi. Daha önce öğretmen kılığındaydı, artık fıstık tüccarıdır, ticaret için gezmektedir…

Burada, Sansür Ali Bey ile buluşurlar.

Sansür Ali Bey, 24 Şubat 1919’da Ayvalık’ta gelişen olayları Ses gazetesine göndermişti. (1)

Önemi bakımından bu mektubu burada zikretmeliyiz…

*****

“Ayvalıklı gayri müslimlerin çoktandır büyük bir sabırla bekledikleri Yunan Kızıl Haç heyeti, Pazartesi günü bir Yunan torpidosuyla Ayvalık Limanı’na geldi. Torpido boğazdan görülür görülmez, evvelâ il genel meclisi üyelerinden Vasilâki’nin fabrikası sirenlerini çalmaya başladı. Nihâyet bütün fabrika düdükleri ile kilise çanları da buna iştirak ettiler.

Kasabadaki genel hava ve hareketlilik görülmeye değerdi… Vatandaşlarımız: “Zito Yunanistan!. Zito Venizelos!” naralarını atarak sâhile koşuyorlar, Müslümanların feslerini yırtıyorlar, her türlü hakaretleri pek mübah görüyorlardı. Bazıları elbisesiyle kendini denize atarak, torpidoyu öpüyordu! Belediye civârına, gazinolar arasına, köprü başına güyâ ilhak işareti olmak üzere büyük Yunan bandıraları asılmıştı. Heyet bu cinnet geçirmiş kalabalık arasından ilerlediği zaman metropolithaneye ( kilise) de gidilerek nümâyişler yapıldı. Kızıl Haç heyeti ile birlikte kaymakam Mösyö Şimit de bulunuyordu.

Bu heyette evvelce Osmanlı ordusundan kaçmış ve mahkûm olmuş Ayvalıklı doktor Mihalâki ile çok önceleri Ayvalık’tan alâkasını keserek Yunanistan’a gitmiş olan eczacı Zaferâki de gözlere çarpıyordu.

Kızıl Haç, Ayvalık’ta güyâ sıhhi ve insânî hizmetler ifâ edecekti. Halbuki Ayvalık’ta, Osmanlı Hükûmetinin kâfî miktarda doktorları, sağlık teşkîlâtı mevcut olduğu gibi, hastalık nâmına da hiçbir şey yoktu. Bu heyet elbette siyâsî bir emel ile gelmişti. Kendilerini muhafaza etmek üzere de Ayvalıklılardan maiyetlerinde silâhlı yirmi kadar asker bulunduruyordu.

Mösyö Şimit kendisinin Ayvalık’tan yapılan şikâyetleri tetkik için geldiğini söylemiş, civar kazâlardaki eşrâfın da tamâmen celbini kaymakamlıktan istemiştir!

Bergama’dan bir heyet geldi. Gerek bunların ve gerekse bütün memurların arkalarında birer Yunanlı ve Müslüman asker konulmak suretiyle zavallılar divana çekilmiş, kaymakam beyin odasında Mösyö Şimit adeta karargah kurmuştu.
Bununla da kalmayarak hazmedilemeyecek ve ağır konuşmayla Müslüman ve Türk kalplerini delik deşik etmişti. Kaza Kaymakamı Osman Nuri Bey bu nutuk karşısında hiçbir şey demeyerek, hattâ üst makamlarını bile haberdâr etmeyerek derhal verilen emirleri uygulamaya başlamıştı

Evvelce Yunanistan’a göç edip de malları eski mülk addedilen Ayvalıklı Rumlar, Osman Bey’in bu müsâadesiyle hemen

Ayvalık’a gelmişler, müthiş bir hâdise çıkarmak üzere fırsat kollayan bir vaziyet almışlardı. Şimdiye kadar bir hayli Müslümanı canavarca tahkîr, darp ettikleri ve kestikleri halde bunlar bir türlü görünmüyor, görülemiyordu.

Ayvalık’ta tehcîr meselesi yoktu, hicret (göç) vardı ve bu da Osmanlı Hükümeti ile Yunan Hükûmeti arasında tanzîm ve imzâ edilen protokol hükümlerine dayanmış bulunuyordu. Kaymakam Bey, zavallı İslâm muhâcirlerini evlerinden çıkma teşebbüsünü ve hattâ Ayvalık’a İstanbul’dan ve sâir yerlerden gelen Müslüman tüccarın bütün kış Rum ve Müslümanlardan satın aldıkları yağların ihrâcını da kesin bir dille yasakladı.

Heyetin ve Yunan torpidosu askerinin çıktığının ikinci günü, metropolithane (kilise) tarafından gösterilen lüzum üzerine, başta Ayvalıklı Hacı Kuntu’nun delâleti ve bir Yunan subayının eşliğinde arkalarına düşen avanelerden bir grup, Müslüman evlerine hücûma ve güyâ temizliğe başladılar!

malları gasp ve yağma ediliyordu. Bu meyanda tahsildarlardan birinin hânesinden henüz miktârı anlaşılamayan değerli mal ve eşyalar gasp olundu.

Meselelerden haberdâr olan Osman Nuri Bey, metropolithaneye mürâcaat etti. Fakat galeyânın engellenmesinin kabil olmayacağı cevâbını aldı, fazla olarak da yağmacıların yanına da resmen birer polis verildi. Yani Hacı Kuntu asıp kesiyor, Yunan hükûmetini temsil ediyor, istiklâlini ilan eyliyordu! Bunun hakkında hiçbir şey yapılmadı.
Müslüman memurlar ve muhâcirler müthiş dakikalar geçirmektedirler. Evlerin tahliyesine, zaptına, yağmaya şiddetle devam ediliyor. Zavallı devlet memurları, âilelerini şehir dışına nakil teşebbüsünde bulunuyorlarsa da, Kızıl Haç görevlilerinin engellemelerine maruz kalmakta ve nakil sırasında bile eşyâları gasp edilmektedir. Mahalli hükûmet görevlileri cidden olaylara kayıtsız kalmaktadır.
Müslümanlara yapılan hakaretler ve tecâvüzler ile ilerde ortaya çıkması muhtemel hadiseler karşısında civar köylüler ahâlisi galeyana gelmiştir. Tamir edilmesi mümkün olmayan, önü alınmaz hadiselerden korkulmaktadır. Livâ Hükûmetinin (Balıkesir’deki mahalli idarecilerin) dikkatlerini çekmenizi ricâ ederim..”

***
Sansür Ali Bey’in söz konusu mektubunda da belirtildiği gibi, Osmanlı ve Yunan Hükümetleri arasında yapılan TECHİR (GÖÇ) Anlaşması çerçevesindeki uygulamalar adalet ve hakkaniyet ölçüsünde gerçekleşmiş olmasına rağmen, Yunan tarafı ilk fırsatta kinini ortaya koymuş, Kızıl Haç Teşkilatının sözde sağlık yardımları bahanesiyle, TÜRK AYVALIK ilçesine adeta bir BASKIN ile, kasabanın Müslüman ahalisine ağır zulümler ve eziyetler yapılmıştır.

Osmanlı kaymakamının ve dolayısıyla Osmanlı devlet itibarının ayaklar altına alındığı bu baskınla birlikte, yüzlerce yıl Osmanlı idaresinde gerek manevi, gerekse ekonomik olarak Ayvalık’ta özgürce yaşayan yerli Hıristiyan ahali (RUMLAR: eski Doğu Roma ahalisi), Ege Denizinin öte yakasında yaşayan Ortodoks mezhepdaşları(YUNANLILAR) ile bir IRK bağlantıları olmadığı halde, sadece aynı kiliseye (FENER RUM PATRİKHANESİ) mensup olmalarından kaynaklanan bir psikolojiyle kaynaşıvermiş ve yeniden BİZANS HAYALLERİ görmeye başlayıvermişlerdir.

Yunan işbirlikçisi yerli Rumların Müslüman Türk ahaliye karşı sergiledikleri acımasız uygulamalara karşı bir direniş ortaya konulmuş veya kan dökülmüş olsa idi, eminim ki bugün, Ermeni meselesinde olduğu gibi bu konu da istismar edilir, uluslararası platforma taşınır ve Rum soykırımından filan bahsedilirdi.

Ayvalıklı Sansür Ali Bey’in Ses Gazetesinde yayınlanan mektubu, son dönem Osmanlı-Rum ilişkilerine ışık tutmuş ve bir fırsat yakalasa meydanlara çıkıp “HEPİMİZ RUM’UZ – YUNAN DÖLÜYÜZ” diye bağırmakla ASALET(!)ini ortaya koyacak olanların heveslerini kursaklarında bırakmıştır…

Bu cümleden olmak üzere, bir kez daha ısrarla iddiamızı haykırıyoruz:

“Türk’ün tarihinde başını eğdirecek kara bir sayfa yoktur….”

Bu iddiamızı ispatlayan bilgi ve belgelerin bizlere ulaştırmasını sağlayan Üstad Hasan Basri Çantay’ı ve Sansür Ali Bey’i rahmetle yaad ediyorum.

1-) H.Basri Çantay, Kara Günler ve İbret Levhalar, ( Yayına Hazırlayan: Yusuf Akgül),
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayını, 2006, Balıkesir

Paylaş
Etiketler: AyvalıkBalıkesirBizans Hayaliİşgal GirişimiMilli MücadeleYunan Baskısı
Önceki Yazı

Devlet Babadan “E“ eziyet

Sonraki Yazı

Mutluluk Emeklilerin Elinde…

Yusuf AKGÜL

Yusuf AKGÜL

1956 yılında Ankara ili Kızılcahamam ilçesinde doğdu.. Türkçe ve Türk Edebiyatı öğretmeni olarak 28 yıulını doldurdu. Şu an Balıkesir Lisesinde çalışmaktadır. Evli ve 2 babası. Eşi emekli edebiyat öğretmeni. Türkmenistan'da 5 yıl eğitim ve araştırma hizmeti verdi. Türkmen Devlet Üniversitesinde yüksek lisan yaptı. Doktorası yarıda kaldı. Dede Korkut Destanları konusunda yaptığı çalışmalar M.E.B Yayınları arasında çıktı.

İlişkili Yazılar

Yusuf AKGÜL

İşimiz Kınamak!…

27 Haziran 2010
5k
Yusuf AKGÜL

Irak’ın Toprak Bütünlüğü, Türkmenler ve Misak-ı Milli

12 Haziran 2010
5k
Yusuf AKGÜL

Atatürk Yaşasaydı!

05 Haziran 2010
5k
Yusuf AKGÜL

Çeyrek Asırlık Şehit Mektubu

12 Mayıs 2010
5k
Sonraki Yazı

Mutluluk Emeklilerin Elinde…

Yorumlar 4

  1. Uğur ÖZALTIN says:
    16 yıl önce

    Hepimiz ermeniyiz pankartları hala sokaklarımızda var.
    Ermeni sözde soykırımını tanımış 21 devlet var

    Bizde de gaflet ve dalalette rekor kıran yöneticiler var

    AB ye girme hayaliyle yanıp tutuşan yığınla ahmak var

    var oğlu var işte
    Tek hafıza yok, akıl yok, irfan yok

  2. Özkul Çobanoğlu says:
    16 yıl önce

    Merhaba Yusuf Hoca,
    Ellerine sağlık çok güzel bir belgeyi gün ışığına çıkardın. hafızam beni aldatmıyorsa 10-15 yaşlarım arasında Sansür Ali Bey Ayvalık’ta hayattaydı. Adını çokça duyardım. Tabii hatıralarının derlenmemiş olması ne büyük bir kayıp. Bu arada Hasan Basri Çantay ile ilgili kitabınızdan edinmenin yolu sadece İl kültür müdürlüğüne mürcaat mıdır? Kitabın Ankara’da satıldığı yer var mı acaba.. Görüşmek üzere selamlar. Özkul

  3. Yusuf Akgül says:
    16 yıl önce

    Hürmetli Özkul Hocam,

    Bundan sonra daha sık görüşelim inşallah. Söz konusu kitaptan sana gönderirim. Kızım Almıla, Gazi Tıp’ta 5’te okuyor. O size ulaştırır. Ya da adresine e-postama gönderiver.. Balıkesir’e gelirseniz haberim olsun. Özledim..

  4. abdullatif cihan says:
    15 yıl önce

    çok teşekkür ederiz sayın hocam çok önemli hizmetleriniz oluyor takdire şayan…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap