Kim söylemiş, “adının açıklanmasını istemeyen” bir profesör söylemiş.
Kime söylemiş, “bir arkadaşına” söylemiş.
Bir de çıkmış “bilmiyorum ne kadarı doğru ya da değil” diyerek kendini temize çıkarmaya çalışıyor.
Bir gazetecinin toplumda endişe ve paniğe yol açabilecek satırlarının “ayıp” olması bir tarafa “suç” teşkil ettiğini de düşünüyorum.
Hanımefendi, ertesi gün de bu hatalarını bir tıp doktoru veya veterinerin değil bir “et profesörünün” sözleriyle düzeltmeye kalkıyor (2).
Pes vallahi!
Gelelim neticeye
Gazetecilik adına, haber adına, köşe yazısı adına tam bir rezalet!
İnsanların artık gazetecilere neden zırnık kadar değer vermediğinin, gazetelerin neden okunmadığının ve neden birer birer kapandığının delilidir bu yazı.
Sağlıkta lagaluga yapılamayacağının, dedikodu ile gazetecilik olmayacağının, altını kalın kalın çiziyorum.
Hanımefendi, Türk halkından özür dilemelidir.
***
Esas cevaplanması gereken soru ise bu “bilgi kirliliğinin” arkasındaki maksattır!
Kaynaklar:
Kim söylemiş, “adının açıklanmasını istemeyen” bir profesör söylemiş.
Kime söylemiş, “bir arkadaşına” söylemiş.
Bir de çıkmış “bilmiyorum ne kadarı doğru ya da değil” diyerek kendini temize çıkarmaya çalışıyor.
Bir gazetecinin toplumda endişe ve paniğe yol açabilecek satırlarının “ayıp” olması bir tarafa “suç” teşkil ettiğini de düşünüyorum.
Hanımefendi, ertesi gün de bu hatalarını bir tıp doktoru veya veterinerin değil bir “et profesörünün” sözleriyle düzeltmeye kalkıyor (2).
Pes vallahi!
Gelelim neticeye
Gazetecilik adına, haber adına, köşe yazısı adına tam bir rezalet!
İnsanların artık gazetecilere neden zırnık kadar değer vermediğinin, gazetelerin neden okunmadığının ve neden birer birer kapandığının delilidir bu yazı.
Sağlıkta lagaluga yapılamayacağının, dedikodu ile gazetecilik olmayacağının, altını kalın kalın çiziyorum.
Hanımefendi, Türk halkından özür dilemelidir.
***
Esas cevaplanması gereken soru ise bu “bilgi kirliliğinin” arkasındaki maksattır!
Kaynaklar:
Kim söylemiş, “adının açıklanmasını istemeyen” bir profesör söylemiş.
Kime söylemiş, “bir arkadaşına” söylemiş.
Bir de çıkmış “bilmiyorum ne kadarı doğru ya da değil” diyerek kendini temize çıkarmaya çalışıyor.
Bir gazetecinin toplumda endişe ve paniğe yol açabilecek satırlarının “ayıp” olması bir tarafa “suç” teşkil ettiğini de düşünüyorum.
Hanımefendi, ertesi gün de bu hatalarını bir tıp doktoru veya veterinerin değil bir “et profesörünün” sözleriyle düzeltmeye kalkıyor (2).
Pes vallahi!
Gelelim neticeye
Gazetecilik adına, haber adına, köşe yazısı adına tam bir rezalet!
İnsanların artık gazetecilere neden zırnık kadar değer vermediğinin, gazetelerin neden okunmadığının ve neden birer birer kapandığının delilidir bu yazı.
Sağlıkta lagaluga yapılamayacağının, dedikodu ile gazetecilik olmayacağının, altını kalın kalın çiziyorum.
Hanımefendi, Türk halkından özür dilemelidir.
***
Esas cevaplanması gereken soru ise bu “bilgi kirliliğinin” arkasındaki maksattır!
Kaynaklar:
Kim söylemiş, “adının açıklanmasını istemeyen” bir profesör söylemiş.
Kime söylemiş, “bir arkadaşına” söylemiş.
Bir de çıkmış “bilmiyorum ne kadarı doğru ya da değil” diyerek kendini temize çıkarmaya çalışıyor.
Bir gazetecinin toplumda endişe ve paniğe yol açabilecek satırlarının “ayıp” olması bir tarafa “suç” teşkil ettiğini de düşünüyorum.
Hanımefendi, ertesi gün de bu hatalarını bir tıp doktoru veya veterinerin değil bir “et profesörünün” sözleriyle düzeltmeye kalkıyor (2).
Pes vallahi!
Gelelim neticeye
Gazetecilik adına, haber adına, köşe yazısı adına tam bir rezalet!
İnsanların artık gazetecilere neden zırnık kadar değer vermediğinin, gazetelerin neden okunmadığının ve neden birer birer kapandığının delilidir bu yazı.
Sağlıkta lagaluga yapılamayacağının, dedikodu ile gazetecilik olmayacağının, altını kalın kalın çiziyorum.
Hanımefendi, Türk halkından özür dilemelidir.
***
Esas cevaplanması gereken soru ise bu “bilgi kirliliğinin” arkasındaki maksattır!
Kaynaklar:




















