Saç ektirme ve demokrasinin erdemleri Esenyurt ve Avcılar belediyeleri…
Bir kuruma fatura gönderiyorsunuz. Sonra ara ki bulasınız…
Faturamız nerde? İnek içti.
İnek nerde? Dağa kaçtı.
Dağ nerde? Yandı, kül oldu…
Faturamızı neden inek içsin?
Abi, inek öyle gerek gördü.
Bir kuruma fatura, yetkili amirin bilgisi olmadan gönderilir mi?
Önüne gelen herkes bir kuruma fatura gönderip, tahsilat yapabilir mi?
Bu soruların yanıtı kocaman hayır.
Ama düşünün, kurumun başında bulunan zat-ı muhterem, faturanın kesildiği kurumu arama gereği bile duymadan, kargo ile faturayı geri gönderiyor.
Soruyorsunuz, neden geri gönderdiniz?
‘Bilgim yok.’
Yanındaki adama soruyorsunuz.
‘Müdürüm geri gönderdi!’
Neyse sonradan işin gerçeğini öğreniyoruz.
Müdür başına saç ektirmeye başlayınca, operasyon aklına zarar vermiş(!)
Saç ektirme aklını kısıtlamış.
Buradan müdürün amirine, başkana çağrı çıkarıyorum.
Sağlık raporu getirmeyen personelinizle ilgili yapılacak (her türlü operasyonda, tabi ki güzelleşme operasyonları da dahil) operasyonlarda bilginiz yoksa, soruşturma açtırın 
)
Böylelikle akıl sağlıkları da bozulmamış olur.
Kim takar demokrasiyi
İkinci konumuz ise, Esenyurt Belediyesi ile ilgili.
Öncelikle şunun bilinmesini istiyorum.
Yunus Balta ve Gürbüz Süleymanoğlu’nun isimlerinin ve-rilmesinden en küçük sıkıntımız yoktur.
Ancak, bir tesis yapılırken isimlerin verileceği belli ise, bunun önceden meclisten yetkisinin alınmasının ve bilgilendirilmesinin ne sakıncası olabilir.
Yok tesis yaptırılırken, kimin isminin verileceği belli değil de sonradan belli oluyorsa, açılış yapılmadan önce meclis bilgilendirilse, yetki alınsa ne sorun olabilir ki?
Demokrasi şu demek değil ki; “Ben yaparım, sonradan formalite icabı meclisten yetki alırım. Çoğunluk isem zaten sorun yok. Kendi grubumda sorun olmaz. Getiririm teklifi alırım yetkiyi. Kim takar meclisi…”
Bu sadece AK Partili belediye-lerde mi oluyor? Hayır.
AK Partili, CHP’li ve diğerlerinin iktidar olduğu hele hele meclis çoğunlukları kendilerinde ise, birbirinin kopyası gibi hepsinde aynı zihniyet.
Demokrasi mi?
O sadece azınlık olunca, güçlü ol(una)mayınca aranan bir değer.
Güçlü olduğunda ise demokrasi, parmak çoğunluğu.
Ben yaptım oldu abi…
Kim takar demokrasinin kurallarını…
Kim takar demokrasinin erdemlerini…
Kim takar hakkı, adaleti…
Helal olsun…
Yolunuz açık olsun…
Darbelere karşı olanlar,
güçlü olunca ne yapıyorlar?
Darbelere karşıyım abi?
Hangi darbelere?
Bize karşı olan.
Size karşı yapılmayan darbelere karşı mısınız?
Tabi ki…
İktidar olduğunuz yerlerde neden öyle yapmıyorsunuz?
Yapıyoruz.
Hadi canım sen de…
Darbelere karşı olanlar, güçlü olunca ne yapıyorlar?
Darbe…
Darbeler sadece silah zoruyla mı yapılır?
Hayır. Bazen çoğunluk parmaklar silah gibi kullanılarak da yapılabilir.
Örnek mi? Belediye meclisle-rine, il genel meclislerine bakın;
Ha CHP, ha AK Partili fark etmiyor.
Birbirlerine benziyorlar
Avcılar’da kültür evi yaptırılıyor.
Tamamlanıyor.
Verilecek vakfın başkanı, belediye başkanını ziyaret ediyor.
Tesisi görüyor, beğeniyor.
Birkaç hafta sonra belediye meclisine karar getiriliyor.
Binanın vakfa kiralanması için, belediye başkanına yetki.
Parmaklar kalkıyor. Oy çokluğu ile kabul edilmiştir.
Eeee be kardeşim. Binayı yaparken yetki alsan ne olur.
Kendi grubunu, muhalefet meclis üyelerini bilgilendirsen ne olur?
Olur mu? Ben iktidarım, çoğunluğum yaparım…
Helal olsun…
Demokrasi yaşasın ama, benim için işleyince daha çok yaşasın…
Yürüyün be, kim geçer sizi…
Son söz: Sadece isimleri farklı, yoksa aslında birbirlerine benziyorlar.
