Zorluğa sabretmek ve kolaylıkta, bollukta şükretmek esasını iyi anlamak gerekli. Kişi de sabır yoksa acelecidir, şükür yoksa cimridir. Aceleci kişi zayıftır, iradesizdir, güçsüzdür.Nimeti ve külfeti nasip edenin Allah olduğunu bilmek, görmek, idrak etmek kulluğumuzun bilinçli kulluk haline gelişinin ilk adımıdır. Fail-i Hakikiyi görmek ve her an Onu hayatın içinde eserlerini ve hükümlerinin yaşanışlarını seyretmek kişiyi hem tam imana hem de kamilliğe götürür bundan eminim.
Kişinin fıtratını oluşturan Esma-ül Hüsna yani Allah’ın isimlerinin tesirlerinin hamurumuzu oluşturması konusunda aşağıda yazdığım gibi Sabur-Şekur-Hafız-Kaadir isimleri bizim için çok önemlidir.
Çalışmak, kazanmak, kazandığını korumak, zamanı gelinceye kadar mücadele etmek, kararlılığı korumak, teşekkür etmek, nankörlük etmemek, nimeti vereni görmek gibi özellikler hep bu isimlerin etkilerindendir.
Acelecilik ise Sabur isminin aktif olmayışından doğar ve asla acelecilik tavsiye edilmez. Kötülüğe, zorluğa, kayba, uğradığında şikayet eder sabredemez. Derdi vereni görmez. Aksi durumlarda da bir nimete, kolaylığa,zenginliğe kavuşturulduğunda cimrileşir, paylaşmaz, nimeti verene, iyilik gördüğüne teşekkür etmez, yaratana şükretmez.
Enbiya suresi
37- İnsan aceleci olarak yaratılmıştır. Size yakında (azaba dair) alametlerimi göstereceğim. Şimdi siz acele etmeyin.
Mearic suresi
19- Doğrusu insan dayanıksız ve huysuz,aceleci yaratılmıştır.20- Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır.21- Kendisine hayır dokundu mu cimrilik eder.
Bakara suresi
153- Ey iman edenler! Sabır ve namazla yardım isteyin. Şüphe yok ki Allah, sabredenlerle beraberdir.
155- Çaresiz biz sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. Müjdele o sabredenleri!
Enfal suresi
46- Ayrıca Allah’a ve Resulü’ne itaat edin. Ve birbirinizle didişmeyin. Sonra içinize korku düşer ve Rüzgarınız-kuvvetiniz elden gider. Sabırlı olun, çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.
66- Şimdi Allah sizden yükü hafifletti ve sizde bir zaaf olduğunu bildi. O halde sizden sabredecek yüz kişi olursa ikiyüz düşmana galip gelirler, sizden bin kişi olursa Allah’ın izniyle ikibin düşmana galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir.
Sebe suresi
13- Onlar, Süleyman’a mihrablar, timsaller (heykeller) ve havuzlar gibi çanaklar ve sâbit kazanlardan her ne isterse yaparlardı. Çalışın ey Davud hanedanı, şükür için çalışın. Ama kullarım içinde şükreden azdır.
Zümer suresi
65- Andolsun ki, sana da, senden öncekilere de şu vahyedildi: “Yemin ederim ki, eğer şirk koşarsan bütün çalışmaların boşa gider ve mutlaka kendine yazık edenlerden olursun.”
66- Hayır, onun için yalnız Allah’a kulluk et ve şükredenlerden ol.
KOÇ: Cabbar, Kaviy, Aziz, Vahid
BOĞA: Hasib, Metiyn, Hafıd
İKİZLER : Semi, Muid, Fettah, Rauf
YENGEÇ: Batın, Şekür, Müheymin, Hafız
ASLAN : Hayy, Evvel, Baki, Selam
BAŞAK : Basir, Muhsi, Melik
TERAZİ: Musavvir, Vedud, Mümin, Vahhab
AKREP : Kahhar, Muntakim, Mumit, Muktedir
YAY: Alim, Kabız, Gafur, Tevvab, Gani
OĞLAK: Sabur, Metiyn, Mani, Kadir
KOVA: Vasi, Kuddüs, Hakim, Mürid
BALIK: Halim, Latif, Mucib, Batın
Anne- Hz Adem makamı Kamer-ay YENGEÇ: Batın, Şekür, Müheymin, Hafız
Baba- Hz İbrahim makamı Satürn gezegeni OĞLAK: Sabur, Metiyn, Mani, Kaadir
Şekur ismi ve Sabur ismine dikkatinizi çekerim.
Hafız ismine ve Kaadir ismine de ayrıca dikkatinizi çekerim.
” Yeryüzünde veya nefislerinizde siz isabet eden bir olay, bizim onu yaratmamızdan evvel, mutlaka bir kitap da yazılmıştır. Bunu, önceden mukadder ve yazılı olduğunu bilip, elinizden çıkan şeylerden dolayı üzülmemeniz ve elinize giren ile de sevinip şımarmanız için , açıklıyoruz” Allah, dünyalıkla böbürleneni sevmez.”
( Hadid/ 22-23)
Muhammed Nur’ül Arabi ve Felekler Kitabı adlı eserinde bakın neler yazmış :
Fezadaki yıldızlar ve güneş sistemindeki gezegenler ateş, hava, su, toprak gibi unsurlar ile madenler, nebatlar ve hayvanlar üzerinde tasarruf ederler. Hakiki meessir ise Rabbül Erbab’dır.
O halde, said olan saadetini annesi karnında bulmuştur, şaki olan da şekavetini annesi karnında bulmuştur.”
Burçlar ve gezegenler ise aletler ve sebepler gibidirler.”
“Bütün ulvi cisimlerin ( gök cisimlerinin ) sufli cisimlere ( yer cisimlerine ) çeşit çeşit tesirleri daima olduğundan; bütün halkın, şekil, hal, ahlak ve tavrı henüz ana rahminde nutfe iken, rast gelen baht ve talihine göre ( burçlardan gelen kozmik ışınımın ihtiva ettiği mananın beyinlere nakşedilmesi ile ) meydana gelmiştir.”
Ana rahminde nufte vaki olduğu saatte, baba ve annenin talileri hangi işte ise, o, nuftenin özüne tesirle işlenmiş olur.
Mesela; saadet, şakilik, anlayışsızlık, cimrilik, cömertlik, fakirlik ve zenginlik, rahat ve rahatsızlık, yaşama ve yaşamama, cemal ve kemal celal ve melal her ne hal üzere ise, o, nutfenin zatına tal’i olur.
Çünkü o nutfe, ceninin cisminin Levh-i Mahfuzudur. Levh-i Mahfuz ise alemin aynasıdır.
Yazımı buraya kadar okuduktan sonra sanırım Cennetin Anaların ayaklarının altında oluşunun ne olduğunu ve Rasul ve nebilerin neden erkek olduğunu da düşünmüşsünüzdür. Hz İbrahim’i yakmayan ateş ve Hz Adem’in yasak ağacını da düşünmüşsünüzdür. Ben –iman’ın yarısı sabır, diğer yarısı şükürdür hadis-i şerifini düşündüm doğrusu.
18 Mart 2010 Perşembe
UĞUR ÖZALTIN