Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kemal ÖZER

Saadet Kazan’ı Yeniden Doğuruyor

Kemal ÖZER Yazar Kemal ÖZER
30 Eylül 2010
Kemal ÖZER
2
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Saadet Partisi’nde son zamanlarda yaşananlar herkesin malumu. Numan Kurtulmuş, süreçle ilgili, partililerin dışındaki kesimlerle de istişarelerine devam ediyor. Bu kapsamda dün yazarlarla ikinci istişaresini yaptı.

Saadette yaşananlar beni, ailemin geçmişine götürdü. Bu vesileyle ‘Milli Görüş’ hareketinin ailemle ilgili geçmişini ele almak istiyorum. Ailemin geçmişinde benden başka hiç kimsede ‘Kemal’ ismi yok. Ben doğduğumda henüz Milli Nizam Partisi kurulmamış, ‘bağımsızlar hareketi’ de ortaya çıkmamış.

Amcamın biri, oğlunun adını ‘Cemal’ koyarak ne kadar CHP’li olduğunu göstermiş. Diğer amcam, ben doğduğum da adımı ‘Kemal’ koymuş. Bu sözün üstüne söz söyleyecek birinin çıkması mümkün de değilmiş. Amcama, ‘niye aynı günlerde doğan oğlunun adını Ali, benim adımı ise Kemal koydun’ diye sormak, hiç aklıma gelmemişti.

Bu vesileyle aradım ve sordum. İlginç bir savunması vardı: “Senin adın çok güzel… Ama o zaman böyleydi işte… Çevremizdeki İsmet, Kemal, Cemal, Celal, Adnan gibi isimler, bizim oralarda kullanılan isimler değildi. Fakat ö denemde CHP’liler çocuklarına ‘İsmet, Kemal, Celal’  isimlerini koyarken, milleti CHP’nin elinden kurtardığına inananlar ise ‘Adnan’ gibi isimler koyuyorlardı.

Demokrat Parti kurulduktan sonra, İsmet İnönü; ‘biz ortanın soluyuz’ diyene kadar, solun ne olduğunu bilmiyorduk. Ferruh Bozbeyli, ‘bunlar komünist’ dediğinde, sorgulamaya başlamıştık CHP’yi” dedi.

* * *

O güne kadar Adnan Menderes’i, Ragıp Gümüşpala’yı, Süleyman Demirel’i, Alpaslan Türkeş’i, Ferruh Bozbeyli’yi, Turan Feyzioğlu’nu, Osman Bölükbaşı’nı dinlemişler. Kimine kızmışlar, kimine gülüp geçmişler. Tâki, Necmettin Erbakan’ı dinleyene kadar, kimse onları CHP’lilikten kurtaramamış.

TOBB’da Demirel’le yaptığı mücadeleyle kamuoyunun gündemine gelmeye başlayan Erbakan hoca, çok kimseyi etkilediği gibi, bizimkileri de etkilemiş. Konya’da yaptığı ilk mitingden sonra babam CHP’den MSP’ye geçer.

* * *

Erbakan hocanın başlattığı hareket, Milli Nizam Partisi’ni doğurmuş ama MNP ikinci militarist darbe tarafından kapatılmış.

Ardından gelen -ve benimde yakından izlediğim- Milli Selamet Partisi dönemi, 12 Eylül darbesine kadar devam eder. Hareketten, 12 Eylül sürecinden önce Korkut Özal ve Abdülkerim Doğru gibi kopmalar yaşanır.

Bu kez partinin adı Refah Partisi’dir. Genel Başkan ise liderlik ve hatiplik vasfı olmayan Ahmet Tekdal. Siyasi yasakların kaldırılmasından sonra ise, Hoca yeniden partiye döner.

Kısa bir süre sonra, Türkiye’nin en büyük partisi ve kapatılma süreci… Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’da elde ettiği başarı ve halktan gördüğü teveccüh, parti içinde rahatsızlık yarattığı gibi, önünü kesmek için derin yapıları da harekete geçirmiş ve nihayet siyasi yasaklı haline getirilmesi sağlanmıştı.

Erdoğan, parti için büyük bir kayıptı. Artık düşüşler birbirini izlemeye başlamıştı. Refah Partisi, 28 Şubat’ta, balansçılara gereken cevabı veremediği için kapatılmış ve ardından da hazır bekletilen Fazilet Partisi devreye sokulmuştu. Garip tecellidir ki; Fazilet Partisi’nin kurucu başkanı İsmail Alptekin, küstürülmüş ve Ak Parti’ye katılmıştı.

Fazilet Partisi’nde Abdullah Gül’ün genel başkan adaylığı sürecinde yaşananlar ve ardından Fazilet Partisi’nin de kapatılmasıyla, partinin iki kola ayrılışı…

Hem derin güçlerce, hem de parti içinden engellenen Erdoğan, yeni bir parti kurmuştu. Üstelik boynuz kulağı geçmiş ve halen devam eden güçlü bir iktidar ortaya çıkmıştı.

Saadet Partisi kurulmuş, gidenler ‘hain’ ilan edilmişti. Kimisi gitmekte geç kalmış, kimisi de kalmayı yeğlemişti. Hâlâ gidemediği için içleri yananların varlığından bile söz edilir. Onlardan birinin adı da bu sıralarda genel başkanlık için geçiyormuş.

Numan Kurtulmuş; yakın arkadaşları Erdoğan, Ömer Dinçer ve Davutoğlu gibi isimler yeni oluşumda olmasına ve artarda gelen teklifler almasına rağmen Saadet’te kalmıştı.

Bayrak; temiz, samimi ve hasbi adam Recai Kutan’dan, Numan Kurtulmuş’a geçer geçmez, teşkilatlarda asiltürklük kazanı kaynaya başlamış ve eski köye yeni bir adet getirilip, ‘Yüksek İstişare Kurulu’ adlı bir vesayet sistemi inşa etmişlerdi.

Numan Kurtulmuş’un iktidarın ‘iyi’ icraatlarına övgü, ‘yanlış’ icraatlarına eleştiri getirmesi toplumda ciddi bir teveccüh görmesine rağmen, eski kafalarda şok etkisi yapmıştı. Yok efendim nasıl olurda gömleğini çıkarmışlara ‘iyi’ dermiş. Dedi kodu ve akıl almazlıklar birbirini izlemeye başlar.

Ve son genel kurul ve sonrasında yaşananlar… Çoğunu herkes biliyor. Erbakan Hoca ömrü vefa ederde ‘nerede hata ettik’ demeye kalkarsa diye not ediyorum. Numan Kurtulmuş’a ‘sütü bozuk ve gayri meşru’ gibi ifadelerini kendi evladınıza söyleseydiniz acaba size nasıl bir tepki verirdi? Belki düşünme imkânları olur. Ama şunu çok merak ediyorum. Acaba bu cümleler “önce ahlak ve maneviyat”ın neresine isabet ediyordur?

Bugün bir yandan Numan Bey’i dinledim, bir yandan da yaşananları nasıl sabrettiğini düşündüm. Karşısında dik duran, sabır âbidesi ve kararlı bir ‘yeni lider adayı’ vardı.

‘Yeni lider adayı’ dediğimin farkındayım… Neden mi böyle düşünüyorum?

Numan Bey anlatıyor:

“27 Nisan e-muhtırasından hemen sonra Anap, DP, BBP, SP’yi’de içine alan bir çatı parti planlanmışlar. Ama planı başaramadılar. Çünkü ben işin içinde olmadım.

Referandum sürecine, ta başında âmâsız bir şekilde ‘evet’ dedim.

Bu süreçte Şevket bey, Önder Sav’ı ziyaret etti ve sonra Önder Sav, Sabih Kanatoğlu, Şevket Kazan ve Oğuzhan Asiltürk’ün geçtiğimiz günlerde bir araya geldi. Umarım bu doğru değildir…”

* * *

Kurtulmuş, bugün bu sürecin derin bir el tarafından yönetildiğine inandığını anlatırken, bende oluşan şu üç seçeneğin olduğunu, ihtimal sırasına göre not aldım.

Bir: Ayrılıp, yeni bir parti kurmak…

İki: Kongreye katılıp sonucu görmek…

Üç: Ayrılıp, yola Ak Parti’de devam etmek…

Siyasi evlatlarını yiyen, iftar basılmasına göz yuman, CHP’lilerden taktik alıp onların argüman ve malzemelerine sarılan, her gün sahte isimler eliyle görülmemiş bir dille, ona buna saldıran bir yapıda, Numan Bey gibi birinin kalmayacağı kanaati ağırlık kazanmaya başladı.

Ben hiçbir partinin mensubu değilim. Ak Parti iktidarının başarılı bulduğum ve başarısız bulduğum yönleri var. Yeri geldiğinde eleştirilerimi yazıyorum da.

Ama, Saadet Partisi’nde Erdoğan’a yapılanların daha ağırı Numan beye yapılıyor. Hoca ve bazı partililerin çok ağır ithamlarına rağmen Erdoğan; büyük bir vefakârlık örneği gösterip, ne hoca ne de Saadet camiası hakkında, bugüne kadar hiç olumsuz konuşma yapmadı.

Ayrılacağı gün gibi aşikâr olan Numan beyde, tıpkı Erdoğan gibi, Erbakan hoca hakkında tek kelime olumsuz konuşmuyor. Hatta vefası ve kadirşinaslığı dilinden bırakmıyor. Kamuoyunun bildiği üzere, davranışları da sözlerinden farklı değil.

Numan Bey, ilk konuşmasını bitirdiğinde ikinci ve üçüncü ihtimalin kafasında bittiğini gördüm. Artık tek bir yol gözüküyor: İlk günden bu yana Erbakan Hoca’ya inanıp; emeğiyle, parasıyla, duasıyla destek olan kimselerin hepsi bir yana, iki elin parmağı kadar kişinin mülküne dönüşmüş bir ihtiyarlar partisinin anahtarlarını iade edip veda etmek. Tıpkı Erdoğan ve Gül gibi…

Onlar ne gitmeden ne de gittikten sonra geri dönüp bakmadılar ve bugün siyasi sonuçları ortada. Numan beyi bekleyende aynı akıbet! Kısacası, benim gördüğüm sabırlı, azimli, samimi ve birikimli bir lider daha doğuyor. Sanırım sancı başladı.

Görüyorum ki bu süreçte, Erbakan Hoca’ya taparcasına sadakat gösterenler, sevgi ve hürmette kusur etmemeye gayret edenler, kızdığı halde ‘Hoca çok kahır çekti, ahir ömründe üzmeyelim’ diyenler olduğu kadar; yeter be hocam niye ihtiyarlara kontrol edip gençlerin önünü açmıyorsun, ‘ne bu hırs’ ve hatta ‘yetti be artık’ diyenler de var. Ak Parti doğarken kızanların daha çok olduğunu görmüştük. Şimdi hangisi daha çok, galiba yakında yeniden göreceğiz.

Paylaş
Etiketler: CHPdemokrat partiMSPnecmettin erbakansaadet patisiSiyaset
Önceki Yazı

Küresel Krizin Türkiye’ye Etkileri..

Sonraki Yazı

Astım mı KOAH mı?

Kemal ÖZER

Kemal ÖZER

İlişkili Yazılar

Kemal ÖZER

Hoşça kalın, Allah’a Ismarladık

02 Şubat 2021
5k
Kemal ÖZER

Ya Şimdi Yahut Bir Asır Daha Esarete Devam

17 Ağustos 2020
5k
Kemal ÖZER

‘İlaç’ Savaş ve Suç Ürünüdür

14 Mayıs 2020
5k
Kemal ÖZER

Kemalizm: Türkiye’nin Çıkmaz Sokağı

05 Mayıs 2020
5k
Sonraki Yazı

Astım mı KOAH mı?

Yorumlar 2

  1. İbrahimî Feyzullah YALÇIN says:
    15 yıl önce

    Kemâl Ağabey,
    konuyu çok güzel irdelemişsiniz. Pek Tabii kişi yaşlanınca, uzuvlarının külliyetiyle yaşlanır. Beyin, kalb, yani ruh bütün müctemilatıyla yaşlanır. Ger, yaşlanan kişinin iddiaları, “ben hâlâ varım!”ları, “ben yaşlanmadım!”ları berdevam ediyorsa bu tarz sıkıntılar oluyor(Saadet Partisinde olanlar misillu). Halbuki belirli bir yaştan sonra, gidilecek olan yere(ahirete) hazırlık yapma vaktidir. Daha âfâkî ve kuşatıcı olmak lüzümu belirmeli bünyede. Daha sessizleşmeli, daha yapıcı olmalı, hele bahsettiğimiz bir müslüman ise, barışmalı,barıştırmalı, destek olmalı, moral vermeli, tecrübelerini paylaşmalı, partiler üstü olup bir kanaat önderi olmalı. Erbakan Hoca bunu yapamadı. Kendi ekolünden beslenmiş, Cumhurbaşkanlığına kadar yükselmiş olan Abdullah Gül’ün onun cezasını affettiği gün aslında Erbakan Hoca fiilen bitirmeliydi işi. Bir boyutu da psikolojiktir. Kişi yaşlanınca,bununla paralel yanlızlık iklimleri de baş gösterir. Hele bir de mebhas kişinin refikası da yoksa(mâlumunuz Erbakan Hoca’nın refikaları ahirete irtihal etti.)bu durum ciddi bunalımları da beraberinde getirip dengeyi tepetaklak edebiliyor
    hürmetler!

  2. İbrahimî Feyzullah YALÇIN says:
    15 yıl önce

    İster misiniz Numan Bey “kazan” kaldırsın? 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap