Enerjide mutlak dışa bağımlıyız: yüzde 75. Bu bağımlılığımızın yüzde 65’i ilişkilerimizde iki kritik ülke olan Rusya ve İran’a karşı.
*
Her yıl elektrik tüketimimiz yüzde 5’e yakın artıyor, ekonomik kalkınma ve 500 milyar dolar ihracat hedefi
yakalanacaksa bu oranın yüzde 7’lerde olması gerekiyor.
*
2015 sonu itibariyle (74.000) 70.000 MW kurulu gücümüz var ve bunların yüzde 75’i (üretim miktarı itibariyle) hammaddesi yurtdışından getirildiği için bağımlılık oluşturuyor.
*
Mevcut kapasitemizin dağılımı
- 27.000 MW doğalgaz
- 25.000 MW HES
- 15.000 MW kömür
- 4.700 MW rüzgar
- 2.700 MW diğer
- 2025 yılına kadar bu kapasite yaklaşık iki katına çıkarak 140.000 MW olacak.
*
Kişisel kanaatim; yaklaşık olarak 42.000 MW ithal hammaddeli toplam 70.000 MW olan mevcut elektrik üretim santrallarımız 2025 yılına gelindiğinde 50.000 yerli 20.000 ithal hammaddeli olarak değişim gösterecek.
Ayrıca bu zaman zarfında yüzde 85 yerli hammaddeli 70.000 MW ilave elektrik üretim santrali daha yapılacak.
Doğalgaz 5.000 MW civarında azalacak (yaklaşık 10.000 MW devreden çıkacak, 5.000 MW anlaşmalar kapsamında ilave yapılacak), yerine 10.000 MW nükleer santral kurulacak.
*
Kömürden ürettiğimiz elektrik enerjisinde kullanılan kömürün çoğu ithal kömür, dolayısıyla o da bağımlılığımızı tetikliyor. Devletimizin, ithal kömürden elektrik üretiminin azaltılarak çok daha büyük kapasitede yerli kömürün elektrik üretiminde kullanımına yönelik yakın zamanda hayata geçecek çok ciddi çalışmaları var.
- Yaklaşık 10.000 MW hidrolik enerji kurma potansiyelimiz var ve 2025 yılına kadar kurulacak gözüküyor.
*
2025 yılı tahmini kapasite dağılımı
- 20.000 MW doğalgaz (Rusya ile ilişkilerin geliştirilmesi bu rakamı değiştirecek gözüküyor)
- 34.000 MW HES
- 30.000 MW kömür
- 15.000 MW rüzgar
- 20.000 MW güneş
- 10.000 MW nükleer santral (5.000 MW Sinop, 5.000 MW Mersin)
- 10.500 MW diğer (termal, biyokütle vb.)
*
RÜZGÂR ENERJİSİNE GELİNCE
GWEC öngörüsüne göre küresel güç 15 yılda beş kattan fazla büyüyebilir
Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi ( Global Wind Energy Council – GWEC ) 2016 yılı Küresel Rüzgar Enerjisi Görünümü raporunu yayınladı.
Raporda küresel rüzgar enerjisi sektörünün 2015 yılı sonu itibari ile ulaştığı nokta ile ilgili bilgiler
- yer alırken, aynı zamanda sektörün 2020, 2030 ve 2050 yıllarında ulaşabileceği seviyeye dair öngörüler paylaşılıyor.Bu yıl altıncı kez hazırlanan çalışmaya göre 2015 sonunda 433 GW’a (433.000 MW) ulaşan küresel rüzgar enerjisi gücü, Uluslararası Enerji Ajansı’nın tespit ettiği yeni politikalar senaryosuna göre 2030 yılında 1.259 GW’a ulaşabilecek.
Bununla birlikte GWEC’e göre rüzgar enerjisi sektörünün destekleyecek doğru politikalar uygulanması ise bu gücün aynı yıl 2.110 GW’a yaklaşmasını sağlayabilir.
GWEC’e göre bu güce ulaşılması, rüzgar enerjisinin küresel elektrik üretimindeki payının 2015’teki yüzde 3’lük seviyeden 2030 yılında yüzde 20’ye taşıyabilir.
Rüzgarın küresel elektrik üretimindeki payının artması ise 3,3 milyar tonluk sera gazı salımının önüne geçilmesini sağlayabilir.
Bu gelişmeler yatırım maliyetlerinde görülen hızlı gerilemelere rağmen rüzgar enerjisini 2030 yılında 2,4 milyon kişinin çalıştığı ve 200 miyar avroluk yıllık pazar büyüklüğüne ulaşmış bir sektör haline getirebilir.
Türkiye Kurulu güçte 15. sırada
- GWEC verilerine göre dünyadaki rüzgar enerjisi gücü 2015 yılında 63 GW düzeyinde artış ile toplamda 433 GW’lık kapasiteye ulaşmış durumda.
Çin 145.362 MW’lık kapasite ile bu alanda ilk sırada gelirken, ikinci sıradaki ABD’deki kurulu güç 74.471 MW, üçüncü sıradaki Almanya’da ise 44.947 MW düzeyinde bulunuyor. Dördüncü sıradaki Hindistan’ın rüzgar gücü ise 25.088 MW.
Türkiye ise 2015 sonunda ulaştığı 4.694 MW’lık kurulu güç ile sıralamada 15. olarak yer alıyor.
