PROVOKATÖRE EBUZER DİYELİM!
(Lice’de hayatını kaybeden Medeni kardeşimize rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum, sürecin aksamamasını temenni ediyorum)
R. Tayyip Erdoğan ‘zehir içmeyi göze aldı’ğı süreçte PKK silahlarını susturup sınır dışına çekilince 6 aydır tek bir vatandaşımız hayatını kaybetmemişti,
30 yıldır süren kirli savaşta sağduyu galip gelmiş, akil adamlar ülkenin dört bir yanına dağılmış, vatandaşın süreçle ilgili olumlu olumsuz düşüncelerini dinleyip gerekli notlarını almışlardı.
Yeni anayasa çalışmalarında önemli eşik aşılmış, belki de konsensüs sağlanacaktı,
Türkiye, İnsan hakları ve özgürlükleri konusunda henüz yeterli olmasa da kimsenin hayal edemediği iyileştirmeler yaşanmıştı.
TBMM askeri darbeye gerekçe gösterilen maddeleri ve mevzuatı temizleye başlamış,
Hazine, IMF ile borç defterini Mayıs ayında ödediği son taksitle kapatmıştı,
Tayyip Erdoğan liderliğindeki hükümet;
Almanya ve pek çok Avrupa ülkesini kıskandıran ve öfkelendiren dünyanın en büyük hava limanını İstanbul’da inşa etmeye başlamıştı.
2. İstanbul Boğazı olarak Kanal İstanbul’u dünyada emsali çok çok az bulunan bir güzellikle bizlere kazandırmaya başlamıştı.
İstanbul’a 3. Boğaz Köprüsü için start vermiş,
Sinop’taki Nükleer santrale 22 milyar dolarlık yatırım yapılmıştı.
TPAO İrak Kürdistan Federe Yönetimiyle Avrupalıları çıldırtan petrol anlaşmaları imzaladı.
Evet, sadece Mayıs ayında bunlar yaşandı, gerisini zaten siz biliyorsunuz.
Şimdi hükümet bütün bu olumlu adımları atmışken;
Dünyanın pek çok ülkesinde de yapılan alkol alma ve satmaya düzenleme yapıldı diye,
Dünyanın bazı ülkelerinde ‘kürtaj hakkı’ tanınıyor ve hükümetimiz bunu bir hak olmaktan çıkarmış diye,
Ağaç, çiçek, böcek bahanesiyle devrim dolabını ç/evirmeyi düşünüyorsanız ciddi bir evrim şart size. Bu sebeple evrim tamamlanıncaya kadar boş/a konuşmak istemiyorum.
Bu konuda boş/a konuşmak istemesem de eyleme destek veren İhsan Eliaçık gibi şarlatanları deşifre etmemizin boş/a olmadığına inanıyorum ve gittikçe ‘kararan’ bu şahsı deşifre ettiğimizde de kimse buna ‘kardeş eti yedi’ diyemez, dese boş konuşmuş olur.
Eliaçık ‘muktedirler’den görmediği iltifatların acısını puslu havalarda milletten çıkaracak ve biz de bunu ‘kardeş eti yemeyelim’ diye seyredeceğiz öyle mi?
İ. Eliaçık’ın imanıyla, Müslümanlığıyla ilgili değilim, o Rabbi’nin işi,
Adı geçen şahsın durduğu yerle ilgiliyim. Onun durduğu yerin fitne-fesadın, şerr’in-günahın, kaosun, uluslar arası faiz lobisinin, sermayedarların, ulusalsol faşistlerin Boyner gibi kapitalistlerle sergiledikleri oyunun cirit attığı yerdir. Buna seyirci kalamam, çünkü söz konusu şahıs benim de iman ettiğim değerler üzerinden bu fitne fesada destek veriyor. Bu sebeple onun yaptığının adilik olduğunu söylemek inancımın gereğidir. Zira o da aynı değerler adına ve aynı değerler üzerinden bize saldırıyı inancının gereği görüyor.
Bakın Levent Kırca’ya, Meltem Cumbul’a, protestocu Gaylara hiç lafım oluyor mu? Hayır. Ama İ. Eliaçık dini argümanları kullanarak fesadı yaymaya çalışırsa biz de ‘din bu ifsaddan beridir’ deriz. Yani değerimizle (din) bizi vuranların (İ. Eliaçık gibilerinin) neden bu değeri silahlaştırdıklarını ve nasıl kullandıklarını söylemek de yine bizim gibilere düşer.
Başörtülü olduğu için bir hanımın başörtüsünden aşağı işeyenlerle beraber hareket eden değil İhsan Eliaçık, kim olursa olsun o bizim için haysiyetini değersiz/c/e satmıştır.
Eylemlerin tek gayesi küresel güçlere karşı milletin menfaatlerini savunan başbakan R. Tayyip Erdoğan’ı devirmekti. Sayın başbakana karşı ölüm, idam, linç de dâhil iblislerin verdiği alçakça görevi yerine getirmekti eylemlerin amacı.
Başbakanın evine saldırı olacak ve karanlık eylemciler 125 metre mesafede ancak durdurulacak ve biz bu zokayı ‘demokratik tepki’ diye yutacağız! Kimse bize sağdan yanaşmasın, bu şeytani oyunları çok yaşadık. Oysa biz aynı delikten iki kere ısırılmayacaktık. 75 yaşındaki Zahide Nine bunu anlayacak ama müfessir! İhsan Eliaçık Efendi bunu bilmeyecek öyle mi? Biz de bu fesada ‘dedikodu’ olacak diye sessiz kalacağız, yok öyle. İhsan Eliaçık gibi sağdan-soldan, önden-arkadan yanaşmayı deneyenleri ‘bismillah’ diyerek defedeceğiz.
Tekrar ediyorum, onun dini-imanı-Müslümanlığının kabulüyle ilgili değilim, o sadece kalplerin sahibinin işi, ama onun eylemlerini sorgular, neye benziyorsa ona benzetirim. Bu sebeple İhsan Eliaçık açıkça ifsada destek vermiştir ve biz de bunun fesadı, fitneyi desteklemek, yaymak olduğunu açık ve net bir şekilde beyan ediyoruz.
İhsan Eliaçık kimlerle beraberse onlar gibidir, biz beraber olduğumuz ‘muktedirlerden’ memnunuz, o da beraber olduğu küresel fitnecilerden memnun ise kimsenin gocunmasına gerek yok.
