Mesaj sahiplerini adlarını yazmayacağım. Nedeni ise onların bilinçaltlarında ki asıl masum duyguyu hissetmemden kaynaklanıyor. Saygı duyuyorum. Bu nedenle alfabenin harflerini ” isim olarak” kullanacağım. Tabi E harfi bana ait.
Bay S:
“Size yazmış olduğum bu kaçıncı mesaj. Takipçilerinizi ihmal etmeniz, saygısızlığınızı aşıyor.”
E:
“Öncelikle merhaba bay S. Mesaj yazma sayınızdan anlıyorum ki siz de takipçimsiniz. Arkadaşım olsaydınız bu alanda ki yokluğumun ihmal değil de zaman kaybı olduğunu anlardınız. ”
Bay S:
“Demek takipçileriniz zaman kaybınız?”
E:
” Sözlerimi cumbızlayıp manüple etmektesiniz. Şimdi buyrun sizi dinliyorum. Yukarıda ki yazdıklarınızı okudum. Sıralayayım:
‘Günaydın güzeller güzeli ‘
‘N’ber fıstık”
‘Gözleriniz çok güzelmiş.’
‘Saçlarınız takma mı?’
‘Güzelim neden yanıt vermiyorsun?’
‘Yoksa beni beğenmedin mi?’
Vb…
Bay S:
“Yazdıklarımı bana kopyalamayın. Sen şimdi söyle bakayım fıstık. Defalarca sana yazdım, bana niçin yanıt vermedin?”
Fıstık, Mıstık, sen, ve hitap tarzı; onun nasıl biri olduğunu ele vermişti. Saygı sınırım, sabrım küçülmeden iletişimi kesmek, en doğrusuydu…
E: Bay S, densiz duruşunuz haddinizi aşıyor. Sizin gibi insanlar beni takip etmesin. Profilinizde 409 ortak arkadaşımız olduğundan kabul edilmiş, önceliklerdenmişsiniz. Şimdi de size kapıyı açıp güle güle , demek zorundayım. Artık siz de bir engellisiniz. ”
.
Yukarıda ki Bay S’ nin sayfasında üç meslek fakültesini 2003 yılında bitirmiş olduğu yazılı.
Bir yılda üç meslek sahibi olan biri !
Vay ki vay!
Adam Einstein ‘ı bile sollamış yav!…
Most, Best, Most better zekalıymış.
Onunla ne mesajlaşmam, bana bir şey vermediği gibi hayatımdan tam 30 dakika boşa geçmiş bir zamandır…
.
Yarın Bay T ile yazışmamı yayına vereceğim.
Kalın sağlıcakla
Ve
Sevgiyle
Emine Pişiren / Akçay























