Doğanın dengesinin bozulduğunu sık sık dile getirdiğimiz bu günlerde, atık maddelerin toprağa ne kadar sürede karıştığı ve doğaya dönüştüğü de çok önem taşımaya başladı. Artık çoğu ambalajın üzerinde “doğaya dönüşümlüdür” simgesini rahatlıkla görebiliyoruz ve bu ürünleri kullanmaya özen gösteriyoruz.Bir zamanlar en çok merak ettiğim şey, toprak altında en uzun süre kalan ve dönüşümü en zor olan maddenin hangisi olduğuydu. Bu konuda yaptığım bir araştırmada sorumun cevabının, hammaddesi plastik olan poşetlerin olduğunu öğrendim. Poşetlerin toprak altında yok olma süreci 400 yılmış. Ne kadar ilginç değil mi? İlk duyduğumda inanamamıştım buna.
Ben poşetle ilk kez 70’li ylların başında tanıştım. O zamanlar poşet değil, torba sözcüğü kullanılıyordu. Üzeri rengârenk desenlerle süslü torbalar en çok da hanımlar tarafından sevildi, tutuldu. Kullanım kolaylığı anlaşıldıktan sonra da nüfus artışı ve gelişen teknolojiyle birlikte poşet üretiminde büyük bir patlama oldu. Fileler ve gazeteden yapılmış kesekâğıdı zamanla ortadan kalktı.
Poşetin yaşamımızda çok önemli bir yeri var. Bazen, olmasaydı ne yapardık diye düşünüyorum. Çağa ayak uydurduğumuz her dönemde yaşamımızı kolaylaştıracak teknolojiler geliştiriliyor; fakat bu gelişmenin bazı yan etkileri bizleri çok olumsuz bir şekilde etkiliyor.
Cam, kâğıt, kumaş, bazı elektronik malzemeler v.s geri dönüşüme uygun olduğu halde poşetlerin toprağın altında 400 yıl bozulmadan kalabildiği ve özellikle atık maddelerden yapılmış olan siyah, kanserojen poşetlerin doğaya zarar vermeye devam ettiği artık herkes tarafından biliniyor.
Bu nedenle birçok dünya ülkesi poşete karşı savaş açmış durumda.
ABD, Fransa, Hindistan, Tayvan, Uganda, İrlanda, Kenya, Güney Afrika bu savaşta poşet kullanımını en aza indirmek için bazı caydırıcı uygulamalar başlatmışlar. Bu ülkeler, plastik malzeme ve plastik torbaların kullanımına çeşitli kısıtlamalar getirmişler ve bazı plastik türlerini bir süreliğine yasaklamışlar.
Ülkemizde de böyle bir uygulama ilk defa Kocaeli’nde başlatıldı. Siyah poşetlerin kullanılmasına sınırlama getirilmesi, insan ve doğa sağlığı açısından çok sevindirici bir haber.
Dilerim ilerleyen zaman içinde tüm yurtta aynı önlemler alınır ve bu konuya toplum olarak da gereken özeni gösteririz.
Nur ERSEN
www.birharf.net Genel Yayın Yönetmeni
www.beypazarihaber.com
