Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Duygu UZUN

Peki Ama Hayat Bunun Neresinde?

Duygu UZUN Yazar Duygu UZUN
26 Şubat 2009
Duygu UZUN
1
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Bazen hayatta hep başkaları için yaşarız. Bazen en değerli kişileri, bazen çok sevdiklerimizi, başkaları laf etmesin diye üzer, kırarız. Bir gün dünyadan habersiz küçücük, güzel mi güzel bir kız sırf sokakta güldü diye babasından dayak yer. Çoğumuz hayallerimizi, toplum yadırgar diye içimizde saklarız. Sevmiş de olsan aşktan ölsen de, toplum kurallarına uygun değilseniz vazgeçirilmek, acıyla yaşamak zorunda kalırsınız. En sevdiğiz elbise hep dolapta bekler, biri bir şey demesin diye. Ailen doktor olmanı istiyor diye, sen tüm hayallerinden vazgeçer mutsuz, işini sevmeyen bir doktor olursun. Neye yarar ki? Hep o koskoca güzel yüreğimizde saklı kalır bütün isteklerimiz. Mutluluğumuz, birilerinin koyduğu kurallarla yok oluverir.

*****

İnsana özgür irade neden verildi? Düşünsün ve doğru olanı bulup uygulasın diye… Size bir hikâye anlatacağım ve göreceksiniz ki asıl doğru olan başkaları tarafından beğenilmek, toplumlum içinde iyi gözükmek, kendi doğrularını umursamadan kurallara uymak değildir. Doğru olan hakkında kötü sözler söylense de, kimse seni sevmese de, dışlasalar da içinde “iyi niyetler” olmasıdır. Allah o iyi niyeti, baklalarını mutlu eden topluma fayda sağlayan yüreğini gördükten sonra hep sana yardım eder. Sultan Murad’ın, ayyaş ve kadın düşkünü birinin ölümden sonra hizmetini tek başına nasıl yaptığını düşünebiliyor musunuz?

Sultan Murad Han o gün bir ‘hoş’tur. Telaşeli görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar:

— Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var?
— Akşam garip bir rüya gördüm.
— Hayırdır inşallah…
— Hayır mı şer mi öğreneceğiz.
— Nasıl yani?
— Hazırlan, dışarı çıkıyoruz.

Ve iki molla kılığında çıkarlar yola. Anlaşılan o ki, Padişah hâlâ gördüğü rüyanın tesirindedir ve gideceği yeri iyi bilir. Seri, kararlı adımlarla Beyazıt’a çıkar, döner Vefa’ya, Zeyrek’ten aşağılara sallanır. Unkapanı civarında soluklanır. Etrafına daha bir dikkatle bakınır. İşte tam o sırada yerde yatan bir ceset gözlerine batar, sorarlar:

 

— Kimdir bu?
— Aman hocam hiç bulaşma, derler.
— Ayyaşın sarhoşun biri işte!
— Nerden biliyorsunuz?
— Müsaade et de bilelim yani. Kırk yıllık komşumuz… 

Bir başkası tafsilâta girer:

— Biliyor musunuz, der. Aslında iyi sanatkârdır. Araplarçarsısı’nda çalışır. Nalının hasını yapar… Ancak kazandıklarını içkiye, fuhuşa harcar. Hem şişe şişe şarap taşır evine, hem de nerde namlı mimli kadın varsa takar peşine…

Hele yaşlının biri çok öfkelidir:
— İsterseniz komşulara sorun, der. Sorun bakalım onu bir cemaatte gören olmuş mu?

Hasılı, mahalleli döner ardını gider. Bizim tebdili kıyafet mollalar kalırlar mı ortada! Tam Vezir de toparlanıyordur ki, Padişah keser yolunu:

— Nereye?
— Bilmem, bu adamdan uzak durmayı yeğlersiniz sanırım.
— Millet bu, çeker gider. Kimseye bir şey diyemem… Ama biz gidemeyiz, şöyle veya böyle vebamızdır. Defini tamamlamak gerek.
— İyi ya, saraydan bir kaç hoca yollar, kurtuluruz vebalden.
— Olmaz, rüyadaki hikmeti çözemedik daha.
— Peki ne yapmamı emir buyurursunuz?
— Mollalığa devam… Naaşı kaldırmalıyız en azından.
— Aman efendim, nasıl kaldırırız?
— Basbayağı kaldırırız işte.
— Yapmayın, etmeyin sultanım, bunun yıkanması, paklanması var. Tekfini, telkini…
— Merak etme ben beceririm. Ama önce bir gasilhane bulmalıyız.
— Şurada bir mahalle mescidi var ama…
— Olmaz, vefat eden sen olsaydın nereden kalkmak isterdin?
— Ne bileyim, Ayasofya’dan, Süleymaniye’den, en azından Fatih Camii’nden…
— Ayasofya ile Süleymaniye’de devlet erkânı çoktur. Tanınmak istemem. Ama Fatih Camii’ni iyi dedin. Hadi yüklenelim…

Ve gelirler camiye. Vezir sağa sola koşturur, kefen tabut bulur. Padişah bakır kazanları vurur ocağa… Usulü erkânınca bir güzel yıkarlar ki, naaş; ayan beyan güzelleşir sanki. Bir nurdur, aydınlanır alnında. Yüzü sakilere benzemez. Hem manalı bir tebessüm okunur dudaklarında. Padişahın kanı ısınmıştır bu adama, Vezir’in de keza… Meçhul nalıncıyı kefenler, tabutlar, musalla taşına yatırırlar.  Ama namaz vaktine bir hayli vardır daha… Bir ara Vezir sıkıntılı sıkıntılı yaklaşır.

— Sultanım, der. Yanlış yapıyoruz galiba…
— Nasıl yani?
— Heyecana kapıldık, sorup soruşturmadan buraya getirdik cenazeyi. Kim bilir belki hanımı vardır, belki yetimleri?
— Doğru, öyle ya, neyse… Sen başını bekle, ben mahalleyi dolanıp geleyim.

Vezir, cüzüne, tesbihine döner. Padişah garip maceranın başladığı noktaya koşar. Nitekim sorar soruşturur. Nalıncının evini bulur. Kapıyı yaşlı bir kadın açar. Hadiseyi metanetle dinler. Sanki bu vefatı bekler gibidir.

— Hakkını helal et evladım, der. Belli ki çok yorulmuşsun.

Kadın eşiğe çöker, ellerini yumruk yapar, şakaklarına dayar… Ağlar mı? Hayır. Ama gözleri kısılır, hatıralara dalar belki. Neden sonra silkinip çıkar hayal dünyasından…

— Biliyor musun oğlum? Diye dertli dertli söylenir… Bizim efendi bir âlemdi, vesselâm. Akşamlara kadar nalın yapar… Ama birinin elinde şarap şişesi görmesin; elindekini avucundakini verir satın alırdı.
Sonra getirip dökerdi helâya!

— Niye?
— Gençler içmesin diye…
— Hayret…
— Sonra, malum kadınların ücretlerini öder eve getirirdi. Ben sizin zamanınızı satın aldım mı? Aldım, derdi. Öyleyse şimdi dinlemeniz gerek… O çeker gider, ben menkıbeler anlatırdım onlara…
— Bak sen! Millet ne sanıyor hâlbuki…
— Milletin ne sandığı umurunda değildi. Hoş, o hep uzak mescitlere giderdi. Öyle bir imamın arkasında durmalı ki, derdi. Tekbir alırken Kâbe’yi görmeli…
— Öyle imam kaç tane kaldı şimdi?
— İşte bu yüzden Nişancı’ya, Sofular’a uzanırdı ya… Hatta bir gün; “Bakasın efendi, dedim. Sen böyle böyle yapıyorsun ama komşular kötü belleyecek. İnan cenazen kalacak ortada…”
— Doğru, öyle ya?
— Kimseye zahmetim olmasın deyip, mezarını kendi kazdı bahçeye. Ama ben üsteledim. İş mezarla bitiyor mu, dedim. Seni kim yıkasın, kim kaldırsın?
— Peki o ne dedi?
— Önce uzun uzun güldü, sonra; “Allah büyüktür hatun, Padişah’ın işi ne?”

Bir adım atarken sadece düşünün; bu kimin hayatı? Bu asilik değildir eminim. Sadece hayatı yaşamaktır. Diğer insanlarında size ön yargılı davranmaya hakkı yoktur. Eğer ben bir dilencinin yanına oturup onunla sohbet ettim diye arkadaşlarım beni yadırgıyorsa, ben onlardan şüphe ederim. Çünkü bu hayatta herkes insan ve diledikleri gibi yaşarlar, kimseye zarar vermedikleri sürece…  Şunu da unutmayın anneannemin güzel bir sözü vardı, “Sen işine bak, kendi doğru bildiğinden vazgeçme, insanların ağzı torba değil ki büzesin.” Haklı…

Kendinize çok iyi bakın…

Ve bana yazın; kelebek.etkisi@duvargrup.com

Sevgilerle…

Paylaş
Etiketler: hayattoplumyaşam
Önceki Yazı

Kimlikli Bir Aydın:Turgut Cansever

Sonraki Yazı

Krizin Psikososyalitesi

Duygu UZUN

Duygu UZUN

İlişkili Yazılar

Duygu UZUN

Beni Duyuyor Musunuz?

23 Şubat 2010
5k
Duygu UZUN

Rüzgarı Suçlamayı Bırakabilmek

27 Mayıs 2009
5k
Sonraki Yazı

Krizin Psikososyalitesi

Yorumlar 1

  1. cildirmis_olabilirim says:
    17 yıl önce

    “Dağlar gibi dalgalarıyla boğuşacağınız bir okyanusta doğarsınız. Yönettiğiniz gemi, buz dağlarının arasından sarsılarak geçecektir. Gece doğar dünyanızda ve kararan gök üzerinize çöker. Güneş döner ve uslu ufkunuzun ucundan yine gün doğar. Kanayan semanın öteki ucundan geminiz gelir. Altınızda buz dağlarını,üstünüzde bulut vadilerini izlersiniz. Geminize bakarsınız: Soğuk bir kış mevsiminde, iki mavi bir beyaz arasında yapayalnız kalan Titanic tehlikededir. İnsanların yolculukları Titanic’lerin yolculuklarına benzer. Kaptanlar gemilerine rota tayin etmezlerse uğrayacaklarını sonuç aynı olacaktır.: Batmak. Dalgalar merhametsiz, derin sular acımasızdır.”-Muhammed BOZDAĞ-Düşün ve Başar…Evet herkes kendi gemisinin kaptanıdır. Bazılarımız gemilerini yönetmekte zorlanmaz, bazılarımız ise akıntıya kapılır gider. Bunların arasında çoğumuz ise nasıl bir güce sahip olduğumuzun farkında bile değildir; AKIL… İnsanlar gökyüzünden habersiz uçurtma uçurtmaya devam ederler,kendilerini kandırırlar.. Unutmayalım ki herkes bir kelebektir;kendi kozasını örer ve özgürlüğe doğru uçar..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap