Paranın iki yüzü vardır. Mutlu olmak istersen, parayı iyi yüzüyle geçerli hale getirirsin.
Böylece iyilik üzerine sürdürülen bir yaşantı, doğaya da uygunluğu sağlar. Çünkü doğanın kurallarıyla birlikte olup değerini koruyan, paranın iyi yüzüdür.
Bu durumda paranın iyi yüzünü değerlendirmek, uzun süre devam edeceğe benzemektedir. Yalnız yaşantının seyrini maddiyatla değerlendirmeye kalkarsan, sonu gelmez batağa saplanırsın. Paranın kötü yüzü de denilen böyle bir anlayış; toplumsal anlamda, çöküntünün başlamasına neden olacaktır. Düşünen beyinler bu anlayışı iyi olmayan manada bir adım değil, ana unsurlardan saymaktadır.
Kötü yüzüne bağlanmakla, işkenceye tabi tutulan, anlam fakiri insanların karşısına olumsuzlukların çıkması doğaldır. Bu olumsuz ögelere karşı korunmak için paranın iyi yüzüne sığınmak gerekir. O halde paranın iyi yüzü manasında, dik durma başarısını insani bir görev kabul etmek gerekir.
Günümüzde rantsal ilişkiler, paraya kötü yönüyle değer vermeyi körüklemektedir. Körüğü çekenler yangına üflediklerinin farkında değiller. Bu uygulamaya izin verilmeme konusunda kararlı olunmalıdır. Paranın iyi yüzünde kararlı olmayı, toplumun beğenine sunmak gerekir. Bu davranışla toplumlar mutlu olacaktır. Mutluluğun sağladığı huzur, başarılı olmanın da nedenidir.
Huzur içinde olmamak, yaşantını köreltme anlamına gelecektir. Bireysel yaşantı çöplüğe döndükçe, paranın kötü yüzüne esir düşmeye yönelik, yol almış olacaksın. Gözünü açıp kapamaya kadar kısa zaman da olsa, zor duruma düşeceksin.
Çektiğin esareti her an kılcallarına kadar hissettiğinde, değerlerinin elinden çoktan uçtuğunu fark edeceksin. Bu durumda öyle bir zihin körelmesiyle karşılaşacaksın ki, yorum yapacak ve karşındakine söz söyleyecek gücün bile kalmayacaktır.
Paranın iki yüzünden de bahsetmek kolaydır. Fakat iki yüzünü de masum görüp kötü yüzünü seçmek, kişinin şahsiyetini bitirdiğini ve arzu edilmeyen bir yaşantıyla baş başa kaldığını göreceksin.
Karanlık ellerin kıskacında, kendine ait, hiçbir değerin kalmadığını görünce; mantıksal olarak heyelana uğrayacak ve toprağa karışacaksın. Ne olduğunu bilmeyen uyuşturucu bağımlısı gibi, gündüzü ve geceyi ayırt edemeyen kişi olarak, kaldırımda sararmış yaprağa dönüşeceksin.
O halde, düzgün bir mecrada ilerlemen, yaşam devrelerini iyi kullanıp kendini bilmekle gerçekleşir. Kendini bilmenin ise pek çok uyaranı vardır. Bu uyaranları iyi yönüyle bir araya getirip parayı iyi yüzüyle değerlendirmek, bilinmelidir ki fazilet örneğidir.
Paranın değer verdiğin yüzüne göre kendine uygun, yaşam şekli seçersin. Eğer iyi yüzüyle ilgiliysen, sakin mavi bir denizin melteminde, nağmeler söylersin. Aksine kötü yüzüne bağlı hırs ve kinle sararmış solmuşsan, dalgalı bir havada batar çıkarsın. Etkisinde kaldığın olayı, paranın kötü yüzüne bağlama özgürlüğünü bile değerlendiremezsin.
Parayı, kötü yüzüne tapmayı gerektirecek kadar değerli bulanlar, birbirinin ayak bağıdırlar. Bunlar kişileri yıkıma götürürler. Hiçbiri uyanıp doğru yola, geçmeyi düşünmeyecektir. Hatta bazıları, duygusal zekâlarını öne çıkarıp anormal işlere imza atacaklardır. Böylece yaşantısını dikenli bir yola sokmuş olacaktır.
Bireyin paranın kötü yüzünü benimsemesi, kendini bilmemesi demektir.
Hasan TANRIVERDİ






















