Yeni! diyerek, insanları sudan çıkmış balığa döndürdüler. Yeni bir atmosferde, şaşkınlık ve canımızı kurtarma mücadelesi veriyoruz. Balık olduk ya, ağzımızı açıp kapıyoruz ama gerekli oksijeni alamıyoruz.
Diyecekler ki havada bol oksijen var. Ağzımızı açıp kapatmakla, oksijeni alabilirsiniz. Balıklar havanın serbest oksijenini alamaz. Ancak suda erimiş oksijeni alır. Yani oksijen su moleküllerine bağlanmış olması gerekir.
Sudan çıkmış balığa döndük ama kuklalar rollerini iyi oynuyorlar. Rolleri gereği bizi Avrupa ile karşılaştırıyorlar. Gülünç oluyorlar fakat değmez diye kimse gülmüyor.
Yıllarca algı yönetimi anlayışıyla toplum yönlendirildi. Sonuçta “Hırsla kalkan zararla oturur,” atasözü gereği emek verdiğimiz resimlere üzülerek bakar olduk. Yıllar içinde bizi biz yapan değerlerimize, öç alma duygusuyla yaklaştık. Yetmemiş gibi din kisvesi altında vatan ve millet kavramlarından hesap sormaya kalktık.
Ülkenin başına heyelan gibi patladık, patikamız bile kalmadı. Kalmadı yolumuz ve kalmadı liramız. Paramız dolar oldu. Dolarla yattık ve kalktık. Küreselci olduk. Ağzını açan küreselciyim, diyordu. Bugün vaz mı geçtiniz yoksa sosyalist küreselci mi oldunuz?
Heyelan gibi geldiniz, patikayı bile koymadınız ve yuvarladınız dereye. Derede su kalmadı, kurban verildi HES yıkımına. O günün tarihini taşlara yazdık. Deryaya taşındık. Kalaslardan ada yaptık sandık, dağların kaynağı dedik kandık.
Yıllara sor patikayı yıllara. Çocukluğumuzun oyun sahasını ve geleceğe umutla baktığımız güzelliği. Top oynadığımız çimenleri ve ormanlarımızı. Heyelana kurban verdiniz sevgi ve saygımızı.
Toplumsal duyguları ve haklarını batırdınız. Toplumu yok eden dikenleri yeşerttiniz. Yeşerdi ve sivrildi. Çürümemesi için cilalayıp elinizden geleni yaptınız.
Heyelana gülleri ve hayalleri götürdünüz. Dikenler kaldı bağda, yörede. O dikenleri milleti susturmada kullandınız.
Hasan TANRIVERDİ