Mevcut iktidar PKK terörü ve FETO ayaklanmasını beka sorunu saydı. Aslında adı konulmadan konuşulan ve beka sorunu olarak dolaşıma sokulan, emperyalizmin ülke içindeki varlığıydı.
Amerika’nın Türkiye içindeki varlığı PKK ve FETO’dan ibaret değildi ki…
Amerika’nın Türkiye içerisindeki finansal varlığı, Türkiye için en az ABD silahlı kuvvetleri kadar tehlikeliydi. Halende öyledir. Bu kuvveti ülke içindeki yabancı asker hesabıyla hesaplarsanız, en az yüz bin asker gücündedir.
Siyasal İslam iktidara gelirken, neo-liberal ekonomi tarzını dünyaya ilan ederek geldi. Zaten açılım Süreci ve BOP eşbaşkanlığı ile vaat edilenlerin başında; kökten piyasacılık ve sıcak para ile tüketim ekonomisi geliyordu.
Yani borç para ile tüketim yapmak.
Siyasal İslam Amerika’ya ve çok uluslu şirketlere, Cumhuriyetin tüm birikimlerini satacağım diyerek iktidara geldi. Onlar da ona tam destek verdiler.
Sıcak para oluk oluk aktı. Düşük kur ithalatı patlattı. Eskiden zar zor imalat yapanlar da o üretimi bırakıp, ithalata girdiler. Üretim geriledi. Alınan borçlarla tüketim tavan yaptı.
Sonunda borçlar patladı.
Amerika ve emperyalist devletler bir yandan silahlı tehditleri yaparken, öte yandan da sıcak para akışını kestiler. Dünyada en yüksek faizi (5,5-6) biz verdiğimiz halde borç bulmakta zorlanıyoruz.
Yurt dışında ki altınlarımıza el koyarlar korkusuyla, altınları Türkiye’ye getirdik. Elbette doğru yaptık ama tek doğru ile ekonomi düzelmiyor ki…
Borçların patlaması, elbette şimdi beka sorunu olarak karşımızda duruyor. Büyüdük (7,4%) ama büyümeden pay alanlar; özelleştirmelerle ülkeyi yağmalayanlar oldu. Anlayacağımız zengin artı fakir bölü iki, eşittir milli gelir olmuş oldu.
Erken seçimlere gidilmesinin elbet birçok sebebi var. Ancak beka sorunu birinci sebeptir. Borçlar beka sorunudur.
Peki bu kadar büyük borçları kim ödeyecek?
Büyük zenginlerin bu borçların bir gramını bile ödemeyeceklerini hemen söylemeliyiz. Liberalizm demek zenginlerin zenginler için zenginler tarafından yönetilmesi sitemidir. Dolayıyla onların borçları ödemesi söz konusu bile değildir.
Kemer sıkma siyasetleri yoluyla; vergi, enflasyon, toprak satışı ve geriye kalan ulusal varlıkların satılmasıyla ödenmeye çalışılacaktır.
Halk vergi ve enflasyondan daralıp, tepki göstereceği şimdiden belli olduğuna göre; sopa ile yönetmek ve baskıları artırmak gerekecek. Gelecek iktidarların ülkeyi sopa ile yöneteceği şimdiden bellidir.
*Osmanlının borçlarını Cumhuriyet Hükümetleri ödedi. Son borç taksiti 1954 yılında verilmişti
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusal.com.tr


















