Tahran’da, nükleer fizikçi Mustafa Ahmedi Roşan’ı tıpkı, Uğur Mumcu’nun katledilmesi gibi katlettiler.
Türkiye’de, Kemalistleri katlettikleri gibi, İran’da nükleer fizikçileri katlediyorlar.
Sayısını tam olarak bilmiyorum, ama şimdiye dek, 4 ila 5 nükleer fizikçi katlettiler
.Amerika için Türkiye’de Mustafa Kemal ne ise, İran’da nükleer fizikçi odur.
Son bir ay içinde, örtülü savaşın ayarı öyle bir kaçtı ki, denetimden çıkma aşamasına girdi.
Amerika, İran’ın petrol satışlarını durduracak kararlar aldı. Bu kararları, kendisi ve müttefiklerine de uygulatmaya başladı.
İran bu duruma, Hürmüz Boğazını Kapatma ile cevap verdi. Daha doğrusu, İran tehditler karşısında, savunma yerine atak yapma biçimini yeğledi.
Davutoğlu’nun İran ziyareti, İran’a Amerika’nın mesajını taşımaya yönelikti. Davutoğlu’nun dönüşünden hemen sonra, İran’ın yetkili ağızlarından, “Türkiye’yi Batı’ya, emperyalizme hizmet etmekten vazgeçmeye” çağıran cevaplar geldi.
En son Fars Haber Ajansı bir haber geçti. Haberde, Türkiye’nin Ortadoğu’da İsrail’in yerini almaya başladı diye.
Arkasından Zaman Gazetesinde, İsrail’in NATO’ya alınacağı haberi çıktı.
Bildiğimiz kadarı ile 2012 yılı Amerika için seçim yılıdır. Kasım ayına kadar, Amerika’nın İran’a karşı bir hamle yapması beklenemez.
Ancak,örtülü savaşlarda tüm hızı ile devam ediyor.
İran’ın katı yakıt tesisinin Pradetorler ile vurulması, İran’ı elindeki CIA ajanlarını idam etme yoluna itti.
İran’da örtülü bir savaşın tüm hızı ile devam ettiği bir gerçek. Zaten Obama açıktan böyle bir savaş için gereken her şeyi yapacağını açıklamıştı.
Örtülü savaşların ahlakını tartışacak değilim.
Ancak, Amerika ve İsrail’in ahlaklı olmasını bekleyemeyiz.
Bize gelince, dün akşam Erdoğan bir açıklama yaptı. Konu Irak idi. Erdoğan Amerikan ordusunun, Irak’tan çekilmesinin bölge için hiç iyi olmadığı yönünde açıklamaları oldu. Bu durumdan memnuniyetsizliğini işaret etti.
“Keşke kalsaydı” demeye getiren bu sözler, Amerika’ya ne derecede bel bağladığını açıkça göstermektedir.
Bölgede Amerikan askerinin kalması, Barzani ve AKP’nin işine gelmektedir. Bölge halkları için ise felakettir.
Böylece Türk Ordusundan ne kadar çok korkulduğunu da anlamış oluyoruz.
İyi günlerde değiliz.
11.1.2012, bulentesinoglu@gmail.com
