Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Selami Saygın

Operada Mescid Olur mu?

Selami SAYGIN Yazar Selami SAYGIN
13 Haziran 2012
Selami Saygın
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Hürriyet Gazetesinin 5 Haziran 2012 günü verdiği bir habere göre: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 42 maddeye çıkardığı “yapı denetimi” taslağı tamamlandı. “Yapı Denetimi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Taslağı”, opera, tiyatro, havalimanı, gar, liman ve metro istasyonları gibi yerlere mescit ve kreş zorunluluğu getiriyor.

Türkçede, Müslümanların ibadet ettikleri ibadet hanelerinin büyüğüne cami, küçüğüne ise mescid denilmektedir. Eğer bu gazete haberi doğru ise başta tiyatro ve baleler olmak üzere insanların gezi, seyir, ticaret vb amaçlarla toplu halde bulundukları binalarda mescid yapılması zorunluluğu da getirilecektir.

Bu haberin hem olumlu hem de olumsuz tarafları vardır. Hükümet erkanının hala “devlet balesi” ve “devlet tiyatrosu” fikrinden vaz geçmediği anlaşılıyor. Bu doğru bir fikir değildir. Bu tür uygulamalar kendisini kurtarıcı sayan tek partili, tek adamlı, yönetimlerde olur. Dünyada bunun en yaygın örneği Sosyalist ülkeler olmuştur. O yönetimlere göre halk feodallerin baskı ve sömürüsü altında iken, uyanan işçi sınıfının öncülüğünde sosyalizm gelip halkı, ülkeyi kurtarmıştır. İşte bu kurtulma halinin devamı için sabah akşam bütün kurumlarda bu arada bale ve tiyatrolarda da sosyalist görüşün kurtarıcı tarafı onun dışında kalan bütün görüşlerin ise insan cinsi için ne kadar kötülüklerle dolu olduğu anlatılacaktır. Bu yüce amaç için de devlet fedakarlık yaparak bütçesinden bu amaçla bale ve tiyatrolara pay ayıracaktır. Oralarda istihdam edilen sanatçı unvanlılarda bu yüce görevi halka sabah akşam taşıyacaklardır. Sosyalist ülkelerde görülen bu uygulamalar Türkiye de tek parti döneminde (1923-1950) fazlası ile uygulandı. Ama 1950’den beri tek parti uygulaması bittiği halde onun bıraktıkları hala devam etmektedir.

Tiyatro, bale vb yerlere devlet yıllık olarak ne kadar pay ayırır? Bu kurumlar nüfusun ne kadarına hitap eder? Nüfusun büyük çoğunluğu balenin de tiyatronun da kapısından bakmaz belki önünden bile geçmez. Buna rağmen kimse kalkıp ta “bu sessiz çoğunluğun görüşünü almadan hatta onun görüşüne rağmen buralara bütçeden hangi hakla bu paraları ayırıyorsunuz” dememiştir. Oraların tek partili tek adamlı dönemin özleyicileri olarak bir çeşit arpalık olarak kalmasını kimse sorgulamamıştır.

Devlet balesi ve tiyatrosu adını taşıyan yerlerde çoğunlukla oynanan oyunlar, sergilenen gösteriler, müzikler İslami ilkeleri yok sayar hatta büyük çoğunluğunu da hedef alır. Yani buralarda halkın parası ile halkın değerleri aşağılandı yüz yıla yakın bir zamandan beri. Bu çabalar nüfusun ne kadarı üzerinde etkili olabildi? Büyük çoğunluk bu telkinleri ciddiye almadı ama yine de belli bir nüfus kemsinin buralardaki cahilce oryantalist telkinleri fazlaca içselleştirdiği de görülmektedir.

Belki de en doğru olan devletin bu tür kurumları kapatmasıdır. Bu tür yerlere bütçesinden pay ayırmamasıdır. Bale ve tiyatro isteyen kurar bunun sahnesini, hazırlar binasını, bulur oyuncusunu sonra da arar izleyicisini gönlünce sabah akşam oynar oynatır, sanatını uygular. Ama devlet büyük çoğunluğun tepkisini yok sayarak, onların değerlerini çoğu kere çiğneyen bu tür yerlere bütçesinde pay ayıramaz. Ayırırsa bu devletin adı her şey olur ama her halde “demokratik hukuk” devleti olmaz.

İşte buraları tasfiye etmek, milletin sırtından bu kamburu indirmek, milletin parası ile milletin değerlerinin aşağılanmasını engellemek için hükümet bunları kapatacağına, buraların devamını istediğini gösterir bir kararla, buralarda mescid yapılmasını öngören düzenlemelere gitmesi işin kötü tarafıdır. Yanlış tarafıdır.

Ancak bu yasa taslağı ile birlikte bazı çevrelerde inanılmaz bir mescid ve cami düşmanlığının şuur altlarında pusu da beklediği de görüldü. Liberalizmi her şeyi küçümseme, kendini her şeyin üstünde bilme, her şeyden müstağni sayma kibri gibi algılayan Ahmet Altan gibi saldırgan tipler derhal köşelerinden bir taarruz başlattılar. R.T.Erdoğan; “bale ve tiyatrolara mescid istemekle, 28 Şubat’ta Çevik Bir’in yaptıklarının aksini yapıyormuş”. Bunun çok münasebetsiz bir benzetme olduğu açıktır. Ama sosyalist ve Kemalist gelenekten gelenlerde bir mescid-cami düşmanlığı vardır. Yatıp kalkarlar, Türkiye’de camilerin çokluğunu, her yerde gece kondu tipi çirkin yapılardan camilerin oluştuğunu tekrar ederler. Zannedersiniz ki gecekondu diye nitelenen camileri yapanlara, mimarlar odası veya ilgili devlet kurumları, caminin yapımında her türlü katkıyı sağlamak istemişte, o camileri yaptıranlar bu katkıyı reddederek böyle çirkin binalar yapmışladır. Halbuki olay böyle değildir. Bu camiler iyi niyetli, çoğusunun inşaat deneyimi de olmayan çalışkan hamiyet sahibi insanların gayretleri sonucunda bu camiler yapılmaktadır. Bu insanlara minnet duymak bir yana ömründe bir kere olsun camiye gitmeyen tipler kalkıp, laf atar incitici sözler söylerler.

Mescidlere itirazı olanlar birde bunu, diğer dinlerin bağlılarını da gözetiyormuş gibi yaparak ortaya koyarlar: “Aynı şekilde Hıristiyanların Yahudilerin de ibadethaneleri oralara yapılmazken” diye, güya itirazlarının camiye olmadığını ama diğer dinleri de onların bağlılarını da düşündükleri gibi rolleri de ihmal etmiyorlar.

Bu anlayışa değil midir ki yüz yıldan beri okullar ve üniversiteler inatla ısrarla camilerin uzağına yapılır. Caminin yanında bir okulun olması, cami ile okulun yan yana olmasını ülkenin geleceği için bir tehdit sayarlar. Türkiye’de Yahudi ve Hıristiyanlar ne kadar bir nüfusa sahiptir? Kesin belli değil ama genel kabul % 1 diye tekrarlanır. Böylece dikkat edilirse bu % 1’in varlığı, geri kalan % 99’un ibadet yeri isteme hakkının önünde bir engel olarak savunulur. Son dönemde Müslüman olmayanların % 1 bile olmayacağı neredeyse kesinleşir gibi olduğundan olmalı ki veya bu iddia yetersiz bulunmalı ki cepheye yeni bir iddia sürdüler: Bu kadar cami yapılırken Alevilerin Cemevi ne olacak?” demeye başladılar. Aleviliği, İslami talepleri önlemenin, yok etmenin bir aracı olarak görmektedirler. Bu amaçla sık sık Alevilerden, Cemevlerinden söz etmektedirler.

R.T. Erdoğan: “Muhafazakarlık din sopasını, muhafazakar hayatı benimsemeyenlerin kafasına vuruyor” muş! Bu cümleye lütfen dikkat edilmeli ki mescid yapılması, birilerinin kafasına din sopasının vurulması diye algılanıyor. Bu algının sorunlu olmaktan öteye saldırgan bir içeriğe sahip olduğu açıktır. Demek ki nerede bir cami-mescid olsa, muhafazakar olmayanların kafasına vurulan bir sopadır! O halde bu sopanın olmaması için, hiçbir caminin-mescidin olmayacağı bir hayat ancak bu sorunlu algı sahiplerini mutlu edecektir. Bunlar Kemalizmi eleştirir gibi yaparlar ama özlemlerine dikkat edildiğinde Kemalizmi büyük ölçüde kapsamaktadır. Kemalizme olan eleştirileri de daha çok Ermeni-Rum ve Kürt ırkçılarının bakışları, iddiaları zaviyesindendir. Yoksa Müslüman çoğunluğun Kemalizmle yaşadığı kahredici, tiksindirici sorunlar bunlar için önemli değildir. Bu sorunlu, saldırgan algılarını bir de İslami bir çevrenin gizli açık desteği ile başbakana kabadayılık etme kibri ile yapmaya çalışmaktadırlar.

Müslüman olmayanların hak ve özgürlüklerinin garantisi doğrudan İslam’ın kendisidir. Onların haklarını, özgürlüklerini kısıtlayacak her türlü girişim ancak İslam’ın rağmına yapılabilir. İslam’a dayalı, onunla sınırlı bir muhafazakarlık, Müslüman olmayanların kafasına inen bir sopa değildir. Sadece Müslümanları döven sopayı tutan ellerin, kafaların kırılmasıdır. Bunu anlamaktan aciz olanların iki de bir İslam ile ilgili en küçük talebi bile ama Hıristiyanlar var Yahudiler de var diyerek engellemeye, geçiştirmeye çalışmaları hak ve özgürlükler konusunda iki yüzlülüklerini ortaya koymaktadır. Oysa dikkat edilmelidir ki bu liberal kibrin kabadayılığı “muhafazakarlara karşıdır”. Bundan önceki iktidar sahiplerine karşı benzeri tavırlar ortaya koyamamışlardır.

Paylaş
Etiketler: MescidOperada
Önceki Yazı

Kaynakçı Gözlüğüyle Bakmak Hayata

Sonraki Yazı

Kürtaj

Selami SAYGIN

Selami SAYGIN

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Selami Saygın

Kadının Yeri Ne Oldu?

24 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

Kerbela Faciası

10 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

İç Savaşın Başlaması

26 Kasım 2012
5k
Selami Saygın

Kalpak

08 Kasım 2012
5k
Sonraki Yazı

Kürtaj

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap