Rahmetli annemin her aklına geldikçe “Dualar ettiği” onu yürüten adam. Hem de ne adam.
Kadıncağız namaz bile kılamadığı gibi az yürümek istediğinde, yere yüzü koyun düşüyordu.
Ya o dayanılmaz diz ağrıları yok mu!?
“Allah’ım kurtar beni!”
Diye ağlıyordu kadıncağız.
Sonra bir mucize oldu!
Bir üst sınıfımda okumuş, aynı okuldan mezun olduğumuz arkadaşıma açtım konuyu:
“Sen de biliyorsun canım. Her iki dizine protez takılanlar tam yürüyemiyorlar. Sanki robotlar. Merdiven dahi çıkamıyorlar. Annem o korkuyla ameliyat olmak istemiyor. Kısacası risk almak istemiyor arkadaşım. Şaşırdım ben de. Kadıncağız çok acı çekiyor. Üstelik aldığı ağrı kesiciler midesini de ülser etti…”
Arkadaşım Seyhan sözcüklerimi tıkamıştı ağzıma:
“Al, çabuk getir anneyi. Amerika’dan daha yeni gelmiş ve son tıbbi tekniği uygulayarak başarılı operasyonlara imza atan biriyle tanıştırayım sizi…”
Der demez, annemi de yanıma alarak uçmuştum o hastaneye…
Sonrası malum…
Annem ameliyattan çıktığı zaman yüzüne mutlu gülüşler sunarak teşekkür etmiş, kurtarıcısına tek soru sormuştu:
“Güzel oğlum, eskisi gibi yürüyebilecek miyim?”
Anneme verdiği şu manidar yanıta bakar mısınız?
“Hiç endişeniz olmasın. Dizlerinizi normal bir insan gibi bükerek merdiven çıkartmadan sizi buradan taburcu etmem, ”
O sözünün takipçisi ve mucizeye, başarıya muhteşem imza atan adam, gibi adam!

Annem 2014 yılından beri artık bu dünyada değil.
“Reklam olmasın,” diye ne ünvanını, ne de çalıştığı hastaneyi yazmadım.
Ama fotoğraflarını paylaşabilirim.
Çünkü diğerlerinden çok farklı bir değer.
Maddiyata önem vermeyen sahasının değerini yükselten, branşının hakkını fazlasıyla veren bir deha…
Rabb’im böylesi maharetli bilim insanlarını bu dünyadan eksik etmesin.
Emine Pişiren/ Akçay























