Önce Kardeşini Ye Sonra Düşmanlarını!

Kosla Sıvı Dökülesi Siyasetin Rakip Tanımındaki Anlam Kayması Üzerine Bir Serzeniş

Osmanlı döneminde iktidarı koruyabilmek için önce düşmanlarla savaşırlar daha sonra da kardeşlerini yerlerdi. Günümüz siyaset anlayışında ise tam tersi. Önce aday adayı olabilmek için düne kadar aynı partide can ciğer dost oldukları dava arkadaşlarını yemeleri gerekmekte. Aday adayları pek doğal olarak bulundukları parti içinde ne kadar aday adayı varsa onların her biriyle rekabet etmek durumunda. Tabi konu siyaset olunca,  aday adaylığı döneminde ön seçim veya adına temayül yoklaması vb. isimler verilen süreçte kıyasıya rekabet,  kıyasıya mücadele ve çoğu zaman son derece çirkef kapışmalar kendini göstermekte.

Seçim yarışındaki bu sistematik, siyasal partilerin gittikçe daha da yapaylaşmasına ve POLİTİKANIN gittikçe daha fazla OYUN HALİNE GELMESİNE neden olmaktadır. Ön seçim sürecinde Thomas Hobbes mantığıyla birbirini yiyen bu adaylar, gerçek aday sürecinde çok rahatlıkla kol kola girip birbirlerine ve liderlerine yalakalık yapmaktan zevk almaktadırlar.  Ve işte biz buna demokrasi oyunu diyoruz.

Aday adaylığı döneminde bu Hobbs’çu yaklaşım, aday seçim sürecinde yerini daha 10 gün önce söyledikleri ve pazara çıkardığı ipliklerin yeniden toplanmasına, dün kakaladıkları kişi olay ve olguları adaylık sürecinde cicilemeye, ortaya çıkardıkları pislikleri kılıflayıp yüzlemeye ve son olarak ta cilalamaya başlıyorlar. Yani sistem başından sonuna kadar riyakar ve riyakar olduğundan çok daha fazla kandırıkçı ve sahtekarlığın üzerine oturmaya başlıyor. Bu süreçte yazımızın bu kısmına hemen Said NURSÎ nin şu veciz sözünü koymak gerek. “Eûzübillahi mine şeytani ve’ssiyaseh” (Şeytan ve siyasetten Allah’a sığınırım). O zaman Said-i Nursî ye bu sözü söyleten saikleri yakın tarihi açıp okursak görebiliriz. Ancak bu gün durumun henüz siyasetin ilk adımlarında çok daha vahim hale gelmesi parlamenter sistemin temel erklerinden olan “yasama”nın oluşumundaki kimyanın bozulmasına mayanın bozulmasına neden olmakta, böylesi sahte ve pür riyakarlıkla dolu parlamentodan çıkacak hükümetin niteliği ve icraatlarını da artık varın siz düşünün.

Eee, kardeşim, sen aday adayı oldun da aday adaylığın kabul edilmedi de mi böylesi siyasal sistemi kakalayan bir yazı kaleme aldın diyebilirsiniz. Pek tabi ki hiç bir partiden aday adayı filan olmadım. Sadece aday adaylarının birbirleriyle girdiği seviyesizce rekabeti yakın çevremizden ve dahi medyadan  görmekteyiz. Görmekten öte gözlerimize batırılırcasına gösterilmekte.

Allahtan bizler siyasetin bilimini yapıyoruz da kendimizi en azından siyasetin normatif ve kuramsal boyutlarıyla tatmin ediyoruz. Aksi takdirde teorik siyasetle reel siyaset arasındaki makasın böylesine açıldığı bir ortamda halimizin oldukça iyi olduğunu ortaya koymak istiyorum.

Aday adaylığı döneminde kardeşini yiyen kadro, aday haline geldiklerinde daha düne kadar birbirini yerken birden bire strateji değiştirerek yeni “RAKİP” tanımlaması yapmaya başlıyorlar. Eeee, seçim süreci boyunca yeni tanımlanan rakip kavramı varlığını koruyor. Seçim bittikten sonra ise, kalbur üstünde kalanlar, yani HASBEL KADER SEÇİLENLER, SEÇTİRİLENLER, ZORLA SEÇTİRİLENLER, SANKİ SEÇTİRİLENLER, DESİSE İLE SEÇTİRİLENLER, el birliğiyle yeni “RAKİP” tanımlaması yapıyorlar.

Tabi artık bu işlem 550 kellenin bulunduğu parlamento çatısıdır. Ve parlamento çatısında ise, daha düne kadar birbirini yiyen farklı siyasal partiler bir araya gelerek “RAKİP” tanımını değiştiriyorlar.

Peki yeni rakip kimdir. Cevabı merak mı ediyorsunuz.

Benzini en pahalıya sattıkları, hala emekli maaşı için banka kuyruklarında beklettikleri, bir çuval kömür veya bir koli gıdaya kandırdıkları, ekranlardan gözlerinin içine bakarak Makyevelist mantıkla pragmatist ve popülist palavralarla dolu icraHALTlarını anlattıkları “HALK”.

İşte yeni rakip. HALK

Ey halkım sizler zaten potansiyel rakipsiniz ama 3-5 aylık seçim döneminde ENİŞTENİZ SİZİ BAYRAM VEYA SEYRAN OLMASA BİLE ÖPMEYE GELMEKTE. En azından bu dönem için baş tacı edilmektesiniz. Sevinin sevinin. Ölsek te sevinin ölmesek te. Sanmayın ki bu iktidarlar kalır tümsekte!

Not:

Bu yazı, http://www.bilgiagi.net, http://www.bilgievreni.com, http://www.gazetecanik.com, http://www.kamudanhaber.com, http://www.siyasalforum.net, http://www.ahmetfidan.com ile, Halkın Sesi, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.