Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar M.Nihat MALKOÇ

“Ölüm” Hayatın Neresinde?…

M.Nihat MALKOÇ Yazar M.Nihat MALKOÇ
10 Haziran 2012
M.Nihat MALKOÇ
1
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

İnsanoğlunun zihnini en çok kurcalayan meselelerin başında ölüm gerçeği gelmektedir. Oysa Resulullah Efendimizin dediği gibi “Müminler ölmez bir yerden bir yere göç ederler” Keza hayat “Ol” emriyle başlayıp hiç bitmeyecek bir süreçtir. İnsan ezelî olmasa da, ebedîdir. Hakikat penceresinden baktığımızda ‘ölüm’ diye bir şeyin olmadığını görürüz.

Bilindiği gibi hayatın çeşitli boyutları vardır. Bunları kabaca maddî ve manevî boyut olarak sınıflandırabiliriz. Maddî boyut, görünen âlemle ilgili olduğu için bunu anlamakta zorlanmıyoruz. Fakat insanoğlunun hayatın manevî boyutunu tahayyül etmesi pek müşkül… Biz insanlar her şeye maddî boyuttan baktığımız için ölümü bir yok oluş olarak görüyoruz. Oysa insan bir kez doğunca bir daha yok olmuyor. Doğumla kastettiğimiz, anne karnından çıkışımız değil,  ruhlar âlemine çıkışımızdır. Demek ki hayat annemizden doğduğumuzda başlamıyor. Anne karnında geçirdiğimiz günler de hayatın bir parçası değil midir? Orada da annemizin kordon bağından beslenmedik mi? Oksijen teneffüs etmedik mi? Nefes alan ve beslenen bir canlı varlığı siz nasıl ‘var’ kabul etmezsiniz? Bu basiret körlüğü değil mi?

İnsanoğlu ölüm hakikatini yeterince kavrayamadığı için ölüm ona pek soğuk geliyor.

 

Oysa ölüm soğuk filan değil, bu ona yüklediğimiz şahsî mânâdır. Aslında hakikatte “ölüm” diye bir şey de yoktur. Zira ‘ölüm’ ebedî hayatın safhalarından biridir. Biz insanlar hayatı ‘maddî bedenimizle yaşama süreci’nden ibaret gördüğümüz için, tenin toprakta çürümesini hayatın bitişi olarak görme gafleti içerisinde bulunup gerçekleri perdeliyoruz. Dünyadan göçüşü “ölüm” olarak nitelendiren insan aslında sonsuz bir hayata doğduğunun farkında değil. Bunu mutasavvıf şair Yunus Emre ne güzel anlatmıştır: “Ölümden ne korkarsın/Korkma ebedî varsın” Gerçekten de öyle değil midir? Biz insanlar ölmekle tebdil-i mekân ediyoruz.

 

Hayatın kökü “hayy”, yani ‘diri’ olmaktır. Yunus Emre “Ölen hayvan imiş, âşıklar ölmez” derken tenin ölümüne, ruhun ebediliğine işaret etmiştir. Zira diri olmak bedenle sınırlı değildir. Beden, insanın hayvanî yönüdür. Beden ölmeye mahkûmdur; keza o, ruha giydirilen bir çeşit elbisedir. Asıl cevher ruhtur. İnsanı insan kılan, ruh kökünün derinliğidir. 

 

Hayat, dünyayı da içine alan; fakat dünyadan ibaret olmayan uzun bir süreçtir. Daha doğrusu hayat, bir süreçler toplamıdır. Hayatı dünyayla sınırlandırmak, onu dünyaya yansıyan andan ibaret görmek, buzdağının görünen kısmına göre hüküm vermektir. Oysa asıl kütle suyun altında gizlidir. O kütleyi göremeyen nice kaptanların gemileri tuz buz olmuştur. 

 

Hayat, bir bütünün parçalarının uyumundan ibarettir. Zincirin halkaları misalidir hayat… Her bir halka hayatın aşamalarından birine tekabül eder. “Bezm-i elest”e inanıyorsak, ki biz yürekten inanıyoruz, hayatı sadece maddî boyut olarak düşünemeyiz. Varlığımızı sadece doğuma bağlayamayız. Onu, tarihi tarafımızdan bilinmeyen elest meclisine kadar indirebiliriz. Zira Rabbimiz biz insanları aşama aşama yaşatıyor. Bu aşamalar arasındaki geçişleri, hayata basiret nazarlarıyla bak(a)mayanlar ölüm zannediyor. Bu eksik nazarlar ölüme yaklaşımımızı hem güçlü bir temelden yoksun bırakıyor, hem de tutarsızlaştırıyor.

 

Bezm-i elestten ana rahmine düşen insan, oradaki hayatını tamamlayarak gözlerini dünyaya açıyor. Bu ana karnındaki muvakkat hayatın tükenmesi bir çeşit ölüm demek değil midir? Fakat oradaki hayatın tükenmesiyle yeni bir hayata doğmak peş peşe gerçekleşiyor. Öyle de sayılı günlerden ibaret olan dünya hayatının tükenmesi, bir çeşit ölüm sayılsa da hakikatte sonsuz bir hayata doğuş demektir. Bir çeşit ara dönem sayılan berzah âlemi(kabir hayatı) de içeriği çok fazla bilinmeyen bir çeşit uyku hâli, yaşamın bir başka boyutudur.

 

Ölüm bir çeşit hicrettir. Madde âleminden mânâ âlemine göç… Ölümü zorlaştıran ayrılık acısıdır. Fakat müminlerin cennette mutlaka buluşacağını bilen bir müslümanın, ölümün verdiği hicran acısından sıyrılması uzun zaman almaz, almamalıdır da… Demek ki ölümden dolayı gerçekleşen ayrılıklar da ebedî değildir. Bunu bilmek ölüm acısını hafifletir. Hem ölümün, mutlak dost olan Hakk’a vuslat olduğunu bilmek bütün hicran yaraları sağaltır.

Paylaş
Etiketler: ayrılıkhayatölümÖlümü zorlaştıran ayrılık
Önceki Yazı

Peygamber ‘Şehir’, ‘Medeniyet Demek…

Sonraki Yazı

O Dünyada Allah Yok Anne’

M.Nihat MALKOÇ

M.Nihat MALKOÇ

İlişkili Yazılar

M.Nihat MALKOÇ

Tarih Milletlerin Hafızasıdır

24 Eylül 2023
5k
Öğretmek Yetmez, Eğitmek de Gerekir
Eğitim

Öğretmek Yetmez, Eğitmek de Gerekir

17 Eylül 2023
5k
Sümela Kültür Yolu Festivaline Dair Notlar
Etkinlik

Sümela Kültür Yolu Festivaline Dair Notlar

10 Eylül 2023
5k
Genel Eğitim

Önce Ahlak ve Maneviyat

10 Eylül 2023
5k
Sonraki Yazı

O Dünyada Allah Yok Anne’

Yorumlar 1

  1. misal20 says:
    13 yıl önce

    Ölüm,hayatın yani ömür (imar) çizgisinin son aşamasıdır.Kur an "Ölüm" ü diriliş günü olarak anlatır.Ölüm e varıncaya kadar birçok aşamalardan  geçileceğini Kur an anlatmaktadır yani ölüm vardır ve "ölüm" ü Kur an kendisi anlatır.
    Saygılarımla..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap