Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Arzu KÖK

Ölmek mi Kalmak mı?

Arzu KÖK Yazar Arzu KÖK
11 Şubat 2020
Arzu KÖK
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

–   Suriye, İdlib’de 8 asker

–   Elazığ depreminde 42 kişi

–   Van’daki çığ felaketinde 41 kişi

–   Hatay Valiliği önünde kendini yakan bir kadın

–   Sabiha Gökçen’de uçak pistten çıktı, 3 kişi

–    2020 yılı Ocak ayında 112 işçi

–    2020 yılı Ocak ayında 27 kadın

….

Bu ölümler sadece 2020 yılının ilk ayına ait. Bu rakamlara bakınca aklıma Albert Camus’un “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın.” sözü geliyor. Çünkü bir ülkedeki insanların ölüm şekli o ülkenin gelişmişliğini, geri kalmışlığını, zekasını, aptallığını koyar ortaya.  Türkiye nerede peki?

İnsan canı, hayatı çok ucuzladı yazıktır ki ülkemizde. Hem de çok çok ucuzladı. Hatta öyle ki, sudan, ekmekten, benzinden, ulaşımdan, her şeyden ucuz. Cebinde parası olmayanlar için her şeyden ucuz insanın değeri. Üstelik yaşlı, genç, kadın, erkek, çocuk fark etmeden… İstikrarlı bir şekilde kaybediyoruz canlarımızı. Kimimiz patlayarak, kimimiz hain pusuda, kimimiz yanarak, kimimiz hız meraklısı bir zengin eliyle, kimimiz denetimsiz asansörün yere çakılmasıyla, kimimiz madende göçük altında, kimimiz depremde, kimimiz selde ölüyoruz. Bir de bunların yanında eğer kadın ya da çocuksanız tecavüzle gelen bir ölüm var, bir de töre…

Ölüm Allah’ın emri ama bizdeki ölümler daha çok kul eliyle… Her şeyden ucuz bizde ölmek. Hatta öyle ki hiçbir can bir koltuk etmiyor. Yüzlerce can gidiyor bir koltuk gitmiyor. Çok değil, daha birkaç gün önce on iki can gitti. On bir çocuk, bir kadın görevli ama yine de gitmez tek bir koltuk gitmeyecek. Tüm bu olaylar kadere bağlanacak, yeni ölümlere kadar sessizliğe gömülecek herkes…

O hale geldik ki ‘Acaba bugün memlekette hangi felaket olacak?’ endişesi ile açıyoruz gözlerimizi artık sabahları.

Kafamın içinde onlarca düşünce, bir sürü tepki, tarifi anlatılamaz bir üzüntü ve içten içe kanayan bir yara gibi sık aralıklarla acıyı en derinden hissettiren sızlamalar…

Kelimeler ya da yaşananlar üzerinden ajitasyon yapmak istemiyorum. Hani hep yakıştırılır eli kalem tutanlara; “kelimeleri dans ettirenler” denir ya. Şimdi ne dansın sırası ne de “şöyle olsaydı, böyle olmalıydı” gibi beylik lafların… Yas tutmanın vaktidir şimdi, bazen gözden damlayan bir yaşın özgürlüğü içinde bazen de boş bakan gözlerin derinliğinde…

Bugünlerde aklıma hep Ece Ayhan’ın Meçhul Öğrenci Anıtı isimli şiiri geliyor.  “Ah ki oğlumun emeğini eline verdiler” diyordu o şiirinde. Aynen öyle oluyor benim ülkemde. Çocuklarımızın, arkadaşlarımızın emeklerini… Kenetlenmiş ellerine…

“Bu ölümü de bastırmak için boynuna mekik oyalı mor / Bir yazma bağlayan eski eskici babası yazmıştır: / Yani ki onu oyuncakları olduğuna inandırmıştım” dizeleri geliyor sonra usuma. Ne doğruydu; bazı çocuklar, oyuncakları olduğuna inanarak büyüyordu güzel ülkemde.

Hele de zamansız ve hak edilmeyen ölümleri var ya… Düşman elinden ve kalleşçe gelen ölümler… Aniden gelen, zamansız…

Hani birde arkanda dünyayı kucaklamaya ellerini açmış, çocuk bakan ve mezar taşına yaslanarak ölümü anlamaya çalışan gözler bırakıyorsan geride…

Bu gözyaşlarının hesabını kim verir, kimin gücü bu hüzün dolu bakışlı küçük çocukların hüznünü yüzünden silmeye yeter. Gözlerde bırakılan yüzlerce soru ve acı dışında ne kalır bu gözlere.

Hiç beklenilmeyen ama anında onca yaşamı değiştiren, ölümün soğuk yüzüyle karşılaşmak zorunda kalıyoruz her gün.  Bir saniye içinde değişen bakışlara, gözlerde bir perde olup kalacak ve bir daha eksik olmayacak hüzünlere mi yoksa çok kısa zaman içinde acıyla büyüdüğüne mi üzülsek…

Bu acıları yaşayanların bakışlarına dokunarak, gözlerine inen o hüzün perdesini kaldırmak ve sessizce akan gözyaşlarını silmeye gücümüz yetebilse de silsek… Bari bunu başarabilsek…

Bu duyguyla yaşamak zorunda kalmak çok zor.  Elinizden alınan çocukluğu birileri geri verebilecek mi sana? Birden değişen o bakışlarına birileri bir gülümseme üfleye bilecek mi? Senin yarına olan inancını elinden alan, çocukluğunu bir ağacın kökünü keser gibi kesen ve gözlerindeki gülümsemeyi yok edenlere ne olacak? Bu sorulara cevap veren, hatta soran bile kalmamış gibi görünüyor.

Ölümler kadar öldüren bir gerçek de şu ki toplum olarak toplu katliamlara alışıyoruz! Artık bir terör eyleminde veya başka bir olayda birkaç kişi ölünce daha sakin karşılar olduk, sıradan bir olaymış gibi. Belki de artık doyduk ölüm haberlerine. Sıradanlaştı bizim için. Ölümlere alışmak ya da hayatın parçası deyip kabullenmek… Adına ne denilirse denilsin gerçek olan şu ki her geçen gün biraz daha robotlaşıyoruz. Artık toprağa düşen her genç bedenin arkasından sadece vicdanımızı kandırmak adına ‘yazık oldu’ diyoruz.  Hiç kimse rahatından ve kazancından zerre kadar taviz vermiyor. Buna rağmen hep aynı nakaratla “Bu ateş sönsün artık” deyip geçiyor birçok insan. Samimiyetsizlik gözle görülür bir hale gelmiş. Hiç kimse kılını kıpırdatmıyor.

İnsan yaşamının ucuz sayıldığı toplumların geleceği aydınlık olmaz, olamaz. İnsan yaşamına ve insan haklarına saygılı olmayan toplumların da devletlerin de geleceği aydınlık olmaz.  Ölümleri kanıksamayalım ve ölümler üzerinde politika yapmayalım!

Ölümlere alışmak en çok insanlığı öldürür…  En kötüsü de budur: Ölümlere alışmak. Her şeyi unutan ülkemde kalbimize siyah bulutları örterek susmak en kötüsü…

Aklımda üç soru:

Ölmek mi, kalmak mı daha zor?

Ölüme alışmak mı ya da ölümün bize alışması mı daha zor?

Neden bu kadar ucuz insan hayatı?

 

Paylaş
Etiketler: albert camusEce AyhanEğitimci-Şair ve Yazar: Arzu Kök yazdıelazığhatayÖlmek mi Kalmak mı? - Arzu KÖKSabiha Gökçensuriyetürkiyevan
Önceki Yazı

Gönül Kapısı

Sonraki Yazı

Şahin Müdürün Ardından…

Arzu KÖK

Arzu KÖK

İlişkili Yazılar

Arzu KÖK

Kökleri Unutmak.

07 Aralık 2021
5k
Anı / Günce

Kökleri Unutmak…

11 Eylül 2021
5k
Arzu KÖK

Gençlerden Mesaj!

18 Mayıs 2021
5k
Arzu KÖK

Şaşırmak…

09 Mayıs 2021
5k
Sonraki Yazı

Şahin Müdürün Ardından…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap