Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kemal ÖZER

Öldüren Işınlar

Kemal ÖZER Yazar Kemal ÖZER
27 Nisan 2020
Kemal ÖZER
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Bilim ve endüstri bizim neyimiz olur? Yahut şöyle soralım; bilim ve endüstri bizim dostumuz mu, düşmanımız mı? Bu suâlin cevabını biz değil siz vermelisiniz. Bu yazı, cevabınızı vermek konusunda size biraz yardım edecektir.

Öncelikle şunu belirtelim ki, “bilim” Kemalistlerin “ilim” kelimesinin yerine uydurdukları sahte bir kelime. Bilimi putlaştıran bugünkü üniversite düzeninin kurucusu Almanlar. Sadece onun değil, “modern tıp” denilen ama bizim “işgalci tıp” diye yeniden isimlendirdiğimiz endüstri tıbbının da… Günümüzdeki şer düzeninin kurucu ağa babaları ırk olarak Alman olmasalar da Almanya kökenliler.

Hatta aşağıda anlatacağımız ışınlamayı başlatan, daha doğru ifadeyle insanlığın başına bela eden de Almanlar…

İlim olmaktan çıkan “bilim” denilen endüstri ile ilgili bir de “bilimcilik” var. Bilimcilik, Fransız Auguste Comte’un “bilim, insanın bütün ihtiyaçlarını karşılamaya yeterlidir” fikrinin adıdır. Bu cümle, İslam akaidi açısından bir küfür cümlesidir. Bu yüzden bilimcilik, İslam dışı sapkın bir ‘izm’den ibarettir.

Zaten Fransız Auguste Comte ateist bir felsefeciydi. Onun fikirlerini Osmanlıya, Avusturyalı Yahudi bir ananın oğlu olan İttihat ve Terakki (İT)’nin kurucusu Ahmet Rıza taşıdı. Auguste Comte ile Ahmet Rıza aynı mason locasına mensuptu.

Günümüzdeki bilim artık tümüyle seküler ve batılı bilgi sistematiğidir. Bu bilgi, vahyi reddeder. Reddetmekle kalmaz, kendini vahyin yerine koyar. Kendi mukaddeslerini üretmiştir. Eleştiriye asla tahammül etmez. Koyduğu kâideler dairesinin dışına çıkanı iktisadî, idarî, siyasî ve itibarî olarak hemen giyotine çeker.

BİLİM AUGUSTE COMTE’UN DÎNÎ

Özellikle bu korona günlerinde bir kez daha görüldü ki; mukaddes bilgi kaynağı pubmed, peygamberi Auguste Comte, müftüleri FDA, EPA, USDA vs., çok sayıda tanrısı olan bilim adlı bir dinin baskısı altındayız. İlginçtir, bu seküler dinin inananlarının sayısı Hıristiyanlık ve İslam ile yarışır düzeyde…

Bu dinin merkezinde asla insan yok. İnsan sadece hedefi. Bu iki cümle çelişiyor gibi gelebilir, ama okudukça çelişmediğini göreceksiniz. Gerçek bir din (İslam) insanın dünya ve ahiret saadeti için koyar kaidelerini. Çünkü onun amacı, insanı her türlü şerden korumaktır. Seküler dinler ise insanı hedefe koyar.

İslam, insanlara yalnızca tayyibâtı; güzel, temiz gıdaları layık görür. Bilim ise gıdanın raf ömrünü uzatmak için radyasyon verir. Adına da ‘ışınlama’ diyerek şirinleştirir. Allah (c.c.), sadece Müslümanların değil, kulu olan tüm insanların tayyib gıdalarla beslenmesini emreder. Bilim ise insanın kanser ve kısır olmasına göz yumar. Yummak ne kelime, bunu bizzat kendisi yapar veya yaptırır.

Nasıl mı?

Hitler döneminde yapılan deneylerden sonra 1957’de Batı Almanya’da, baharatlara radyasyon verilmeye başlanır. Riskleri nedeniyle de 1958’de uygulamaya son verilir. Almanların açtığı bu yoldan bu kez ABD gider. 1963’de konu tartışmaya başlanır ve FDA’ın 1986’da verdiği izinle, gıdalara radyasyon verilmesi süreci Amerika’da resmen başlar.

ABD’yi, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) izler ve tüm ülkelere tavsiye eder. Sahneye 1970’lerde Türkiye Atom Enerjisi Kurumu TAEK girer, gıdalara radyasyon verilmesi yönünde bir nev’i baskı yapar.

TAEK’e müjdeli haber, Avrupa Birliği’nin 1999’da ‘Framework Directive I999/2/C’ adlı yönergesi ile gelir. AB, gıdaların radyasyonlanması konusunda üye ülkeleri serbest bırakır, ama Türkiye konuya balıklama dalar ve 6 Kasım 1999’da çıkan ‘Gıda Işınlanma Yönetmeliği’ ile gıdalara radyasyon veren ülkeler kervanına katılır.

AB ile ABD arasındaki fark ise etikette görülür. Nasıl ki, ABD’de GDO’lu gıdalara etiket konulmuyorsa, radyasyon verilen gıdalara da etiket ve uyarıcı bilgi konulmaz. AB ise her ikisine de etiket zorunluluğu getirir. Ancak konulan ve adına RADURA denilen yeşil ve cezbedici etiket, radyasyona değil âdeta tabiiliğe işaret eder.

Amerikan Ziraat Bakanlığı (USDA) Haziran 1999’da etlerin, Ağustos 2008’de marul, ıspanak gibi taze ürünlerin de radyasyonlanmasını onaylayarak alanı genişletir. Bu gelişmelerden sonra Türkiye de mevzuat değişikliği yaparak uygulamanın sınırlarını genişletir. Codex Alimentarius ise 2003 yılında gıdalara verilecek radyasyon üst limitini kaldırarak riski inanılmaz boyutlara taşır.

Türkiye’de bu anlamda ilk tesis 1993’de Sarayköy Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi (SANAEM) bünyesinde kurulur. İkincisi ise 1994’de Tekirdağ Çerkezköy’de Gamma-Pak A.Ş. adıyla kurulur. Yasal olmasa bile, uygulama mevzuattan seneler evvel fiilen başlar. Daha sonra başta Mersin olmak üzere farklı illerde bu konularda çeşitli yatırımlar yapılır.

PEKİ, NEDEN RADYASYON VERİLİR?

Kendi iddialarına göre, raf ömrünü uzatmak, mikrop yüklerini azaltmak, olgunlaşmalarını geciktirmek için soğanlar, kökler, yumrular, taze meyve ve sebzeler, hububat, öğütülmüş hububat ürünleri, kabuklu yemişler, yağlı tohumlar, baklagiller, kurutulmuş sebzeler ve kurutulmuş meyveler, çiğ balık, kabuklu deniz hayvanları ve bunların ürünleri, kanatlı ve kırmızı et ile bunların ürünlerine radyasyon verilir.

Peki, gerçekte yapılan nedir?

Gerçekte yapılan şey, bu gıdalardaki hayatiyeti yok etmektir. Özel tesislere gönderilen araçlara 0,2 ila 10 kGy arasında verilen radyasyon, o gıdalar üzerindeki her türlü canlıyı öldürüyor.

Sadece üzerlerindeki canlıları mı? Keşke öyle olsaydı. Gıdanın kendisini de…

Mesela üzerinde radura işareti olan radyasyon verilmiş yani resmi tabirle ‘ışınlanmış’ bir tohumu alın ve ekin. Günlerce, aylarca değil bir ömür bekleseniz yeşermez. Çünkü tohum ölmüştür. Onun toprakta veya suda filizlenmesi artık imkânsızdır.

Bu hususta çeşitli laboratuvar çalışmaları yapılır. Üç grup farenin birinci grubuna en alt düzeyde radyasyon, ikinci gruba en üst düzey radyasyon verilmiş, susam ve çörek otu tohumu yedirilmiş. Üçüncü gruba ise tabii susam ve çörek otu tohumu…

Bir gün arayla, birinci ve ikinci grup fareler ölürken, üçüncü grup hayatını sürdürür. Fareleri öldüren şey, bize zarar vermez mi?

Ona ne şüphe… Bütün deneyleri fareler üzerinde yapıp, ona göre karar vermiyorlar mı?

Radyasyonlanmış tohum ile tabiî tohum mikroskopta incelenince, tabiî olan muhteşem bir görüntü verirken, radyasyonlu olan korkunç bir görüntüye sahip. Kırılmış, bozulmuş ve siyah bir karmaşa…

Şimdi başa dönüp soralım, insan ve hayvanlara radyasyonlu gıda yediren bilim putu, insanı mı koruyor yoksa şirketleri mi?

Korunan şey mükerrem olan mı, ona hizmete memur olan mı?

Aslında hiçbiri…

Şimdi siz, bu cellatlardan kendi elleriyle yaptıkları koranaya çâre mi bekliyorsunuz?

Paylaş
Etiketler: bilimBİLİM AUGUSTEBilim ve endüstriHıristiyanlıkinsanİslamkanser
Önceki Yazı

Maya

Sonraki Yazı

Kolesterol Hapları İnsülin Direncini ve Kan Şekerini Artırıyor

Kemal ÖZER

Kemal ÖZER

İlişkili Yazılar

Kemal ÖZER

Hoşça kalın, Allah’a Ismarladık

02 Şubat 2021
5k
Kemal ÖZER

Ya Şimdi Yahut Bir Asır Daha Esarete Devam

17 Ağustos 2020
5k
Kemal ÖZER

‘İlaç’ Savaş ve Suç Ürünüdür

14 Mayıs 2020
5k
Kemal ÖZER

Kemalizm: Türkiye’nin Çıkmaz Sokağı

05 Mayıs 2020
5k
Sonraki Yazı

Kolesterol Hapları İnsülin Direncini ve Kan Şekerini Artırıyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap