Mezuniyet belgemi babama uzattığımda göz yaşlarını tutamadı. Göz yaşlarının yüzüne aşağı damla damla akışı bana sevinçlerin en güzelini yaşattı. Ayaklarım yerden yükseldi ve ufka uçtum. Çünkü onlara verdiğim sözü tutmuştum. Kendime inanmış ve başarmıştım.
Zafer kazanmış komutan edasıyla belgemi tekrar çantama yerleştirdim. Ne diyeceğimi bilemedim, benim de gözlerim doldu. Halbuki sevincimi paylaşırken çektiğim zorlukları da anlatmak istiyordum. Anlatmak istiyordum, engin sularda dalgalarla boğuşmanı, içimi kavuran sınavları ve yılların getirdiği ekonomik zorlukları.
Mezun olamama gibi korku dolu günler geride kalmıştı. Ümidim yarınların aydınlık olmasıydı. Heyecanlıydım, sorumluluk yüklendiğimin farkındaydım. Görev aşkım kor hâline gelmişti. Böylece eğitim ve öğretimde rehber olmak. Gençlere hayatın bilinmezlerini, yaparak yaşayarak öğretmek. Onları geleceğe hazırlamak. Beklentilerine cevap verebilmek, öğrenmeyi kolaylaştırmak ve mutlu olmaları için yol göstermek azmiyle çalışacaktım. Sen iyi olacaksın ki, öğrettiklerin de mutlu olsun.
Ayrılık gelip çatmıştı. Bu anın duygu yüklü atmosferinde adeta kayboldum. Babamın elini öptüm ve anneme sarıldım. Görev yerinden çağrılıyorum der gibi, toparlandım. Çaresizce baktı, gururluydu da. Hüzünlü ve titrek bir ses yankılandı.
Babam “Hiçbir evrakı okumadan imzalama” dedi.
Devlet işi ağır aksak yürür sanılır. Halbuki düzenlidir, doğruluk üzerine kuruludur. Onun için görevinde dürüst davranmak esastır. Dercesine uğurlandım.
Göz yaşları ve davranışı bugüne kadar vazgeçmeyeceğim ilkelerim oldu.
Yine bugüne kadar imza attığım her kâğıdın beyaz sayfalarında babamın göz yaşlarını ve annemin sağlığına dikkat et ifadesini gördüm. Gözyaşı ve sağlık bir mühür gibi kazınmıştı yüreğime.
Günümüzde onlar gibi mutlu ve neşeli olamadım. Gözyaşlarımı beyaz sayfalara mühür olarak kullanamadım. Bilgili ve yetenekli insanlar yetiştirmekte belki aciz kaldım. Yine de bir çiğ tanesi gibi yeryüzüne iyilik olarak düştüm.
Fakat, tüm evrakların mutlaka okunarak imzalanması için babamın sözünü herkese tekrarladım, bir mühür gibi kalıcı olsun diye.
Okumadan imzalama.
Hasan TANRIVERDİ





















