AKM de çalıştığım yıllarda yakından tanıma fırsatı bulduğum Türkiye’nin ilk beş kıymetli işadamlarımızdan biriydi.
Hiç unutmam!
Milli Futbol Takımı hakkında bir konuşması beni derinden etkilemiştir.
” Hani diyoruz ya Türk Futbol Milli Takım, diye…
Bakıyorum Maradona Arjantinli, Ronaldo Brezilyalı, Diego Uruguaylı, Roberto Carlos Brezilyalı, Hagi Romanya’dan ithal, Sebestiyan Fransa’dan ithal, Ricardo Portekiz’den…Vs…Ve hepsi de yurt içinde yurtdışında top koşturan golleriyle meşhur futbolcularımızdır.
Yahu şimdi size sorarım bu saydıklarımız Türk müdür? Değildir! O halde bizi yurtdışında temsil eden ithal futbolculardan oluşan takıma Türk Milli Futbol Takımı diyebiliyoruz??!
Hani nerede o milli futbol takımımız?
Türk Milli Futbol takımı diyeceksek adına bütün futbolcularımızın sapına kadar Türk olmalıdır.
Bu nedenle ben de Türk Eğitim Ve Kültür Vakfını kurdum ki kültürümüzü, sanatımızı unutmayalım, diye… Öğretelim ki yurdumuza ve dünyaya Türk Kültürünü biz yayalım. İthal edilmiş sanatçılar, eğitimciler, öğrenciler, akademisyenler olmasın. Sahnede, kürsülerde alkışlanan insan Türk olsun. Türk icadı olsun. Ve Türk adını gururla taşıyalım, diye bu vakfı kurduk…”
…
Kurdu da.
Ve taşıdı da…
Ve alkışladık da.
Kurulduğu o tarihten beri öyle çok başarıya imzalar atılıyor ki…
Saymakla bitiremeyiz, bitmez de…
İyi insanlar iyi ve güzel anılıyor.
Bu ülkeye çok emeği geçmiştir.
İflas ettiğini dahi hissettirmemiş, işçilerinin haklarını vermiş kalbi güzel bir iş adamıydı.
Allah rahmet eylesin. Huzurla uyusun. Mekanı Cennet olsun.
Emine Pişiren/Akçay





















