Evimdeyim…
Sokağa çıkma yasaklarındayım.
Kahvaltımı yedim.
Çay fincanımı yeni bir çayla doldurup salona geçtim, uzandım üçlü koltuğuma.
TV yi açtım.
Bakalım yurdumda ve dünyamda neler oluyor, ne var, ne yokmuş? Diye…
Bir kanalda dondu bakışlarım!
Kanal D spikeri sorusu dikkatimi çekmişti. İlk 3 soru şöyleydi:
“Atatürk’ün söylemiş olduğu sözler var mıdır? Varsa bir sözünü bize söyler misiniz?”
Şevval Şahin yanıtlıyor:
“Var tabi. Ama şu an hatırlayamıyorum…”
Spiker;
“İstiklal marşımızı biliyor musunuz?”
Şevval Şahin ;
“Evet, biliyorum. Okulda söylerdik.”
Spiker:
“Bize ilk kıtasını söyler misiniz?”
Şevval Şahin;
“Şu anda söylemesem olur mu…”
Spiker;
” İstiklal Marşını kim yazdı?”
Şevval Şahin;
“Pas…”
“Fahrettin Koca kimdir, bize söyler misiniz?”
Şevval Şahin susuyor.
Saçlarını düzeltiyor. Hıklayıp, pıklıyor… Belli ki sağlık bakanımızın adını bilmiyor.
Bunun üzerine sağına soluna bakınıp onu izleyenlerden ipucu arıyor, başka isimleri algılıyor. Ter döktüğü belli.
Şevval Şahin;
“Pas…”
Ben iyice meraklandım. Kanal D spikeri belli ki bu kez de,
“Korona hastalığını biliyor musunuz” sorusunu yöneltince bülbül kesiliyor.
Daha sonra ekranlar aynı kişiyi Korona Partileri, düzenlenmiş evlerde yakalıyor.
Belli ki, Koronayı da bilmiyor.
Hep, “Pas,” diyor.
…
Bu karelerden anladım ki, eğitim ve öğretim sistemimiz çökmüş.
Okullarda verilen diplomalar haybeye…
Hele çocuğunuz özel bir kolejde okuyorsa “sınıfta kalma,” gibi bir lüksü olamaz.
İşte sonuç ortada…
Ben de bu insanı tanımıyorum.
Sahi Şevval Şahin kim ki?
Emine Pişiren/ Kocaeli





















