Avrupa sokaklarında dolaşan İzmirli’nin benzer mimikleri, şaşkınlıkları vardır. Mesela, herkesden fazla tarihi güzelliklere hayran kalırlar.
Hele “böyle merkezi yerde beş katı yık, gökdelen yap kardeşim hiç ticari kafaları yok “
sözcüklerini duyuyorsanız arkanızı dönün, ihtimal İzmirli’dir.
Türkiye’de çok kentin merkezinde tarihi doku az çok kendini gösterir, İzmir’in orta yerinde hala bir elin parmağı kadar geçmişin izi yok.
KORDON’DA 5 KÖŞK
Vakıflar Bankası, İzmir Ticaret Borsası da olmasa 8 bin yıllık kent sanırsın 1950’lerde kurulmuş.
O güzelim Frenk Limanı Kordonboyu’nda, konsolosluk binalarının dışında tarihi yapı bırakmadık.
İyi ki hayırsever işadamı Lucien Arkas var mesala, kurduğu sanat merkezi sayesinde bölgenin o eski ihtişamına elimiz dokunabiliyor.
E bir de Tavacı Recep Usta’nın tarihi binası duruyor koca Kordon’da, o da cebin doluysa girersin.
Kesişme noktaları Frenk Mahallesi, Fasula Meydanı, Mesudiye Caddesi, Teşrifiye Caddesi hiçbirinden eser yok.
Evet maalesef aç gözlü, ganimet peşinde koşan canavarlar gibi kentin tarihini yemişiz.
Diyeceğim o ki, şimdi bir fırsat var. Federal Alman Hükümeti, geçmişte İzmir Başkonsolosluğu olarak kullandığı Kordon’daki görkemli tarihi binayı satıyor. İhale detayları belli oldu. Asgari teklif bedeli 3.2 milyon euro ve son teklif tarihi 31 Ocak 2016.
AÇILIŞ YILI 1925
Alman Konsolosluğu’nun önceki yeri yine Birinci Kordon’da 13 Eylül 1922’deki büyük yangında tüm arşiviyle yanıyor.
Cumhuriyet’in ilk İzmir Alman Başkonsolosu göreve başlayan Wilhelm Padel bir yıl kirada kalmanın ardından ertesi sene “Kordon’un en güzel binası” olarak nitelendirilen bu köşkü satın almış.
İzmir Alman Başkonsolosluğu bu binada 1925 yılında hizmet vermeye başlıyor. Yapı bir yıl sonra arka avluya ek bir bina inşa edilerek bugünkü haline dönüşüyor.
Başkonsolosluğun Balçova’ya taşınmasından bu yana da boş.
Neyse ki bina koruma altında, şükür, yıkıp gökdelen yapma ihtimali yok. Yani şimdilik!
Yaklaşık 10 milyon TL’ye satın alacak kişi burayı müze, sanat merkezine dönüştürür mü? Çok zor. O yüzden naçizane ‘İzmir Büyükşehir Belediyesi yani İzmirliler almalı’ diyorum.
Başkan Aziz Kocaoğlu keşke makul bir teklifle çıksa Almanların karşısına.
Almanlar da kamuya brakılacağını gözeterek kentin tarih ve kültür mirası adına pozitif ayrımcılık yapsa..
Muhteşem olur.
Eski İzmir müziklerinin yankılandığı, geleneksel yemekler sunan restoran yapılabilir mesala.
Ya da kruvaziyer gemilerle gelen turistlere de hitap edecek, kenti simgeleyen hediyelik eşyaların; incir, kuru üzüm, zeytin yağı,rakı gibi yöresel tatların sunulduğu bir müze.
Ne derseniz?
Bir İzmirli olarak, emlak ve bilumum vergilerden payıma düşeni bu binanın İzmirli için satın alınması adına şimdiden seve seve helal ediyorum.
