Bugüne dek şiir, öykü, anı ve makale olarak Türkçe ve Almanca 29 kitabı yayımlanan yazarımız, Almanya’da yaşayan yurttaşlarımızın Alman yurttaşlarıyla eşit haklara kavuşması için verilen savaşımın ön saflarında yer alır hep. Zorluklarla geçen yaşam öyküsünün bir bölümünü bu yılın başlarında yayımlanan Hasanoğlan Sevdası adlı eserinde anlatır.
Kimden söz ettiğimi söylemeyi unuttum mu, diyorsunuz?
Söyleşimizin başındaki alıntının değerli yazarı Bahattin Gemici’dir; sözü edilen yazar. Şimdi onun yeni kitabı Almanya Sevdası’ndan iki bölüm daha okuyalım. Yazarımızın Çanakkale’nin Küçükkuyu beldesinde bir yazlığı var. Her yaz ailece orada geçirir tatilini. Bakalım, nasıl bir yermiş orası:
“O akşam balkonda keyifle çayımızı yudumladık; etrafı seyre daldık. Tepemizde gümüş tepsi bir dolunay… Önümüzde Ege’nin mavi suları… Işıkları yanıp sönen bir deniz feneri… Karşımızda Ören, Sarımsaklı, Ayvalık… Sağ tarafta sisler içinde upuzun Midilli adası… Bir taraf Asya, öteki taraf Avrupa… Kıyıya vuran dalgaların tatlı hışırtısı… Nâzım ile Abidin Dino’yu anarak, ‘İşte mutluluğun resmi!..’ dedik.”
Nasıl ama? Gerçekten de hoş bir anlatım; değil mi?
Şimdi de Almanya’daki öğretmenlik günlerinden birini dinleyelim; kendisinden:
“Ders zili çaldı. Ceyda başı eğik bir halde girdi sınıfa. Başına beyaz bir türban takmıştı. Yüzü donuk, hasta gibiydi. Usulca yerine oturdu. Şaşırdım. N’olmuştu bu kıza böyle? O cıvıl cıvıl neşeli kız gitmiş, yerine sessiz, âdeta hayata küsmüş başka biri gelmişti.
Dersin bitmesine beş dakika kala bir şarkı çaldım; arkasında oyun havasına geçtim. Çocukların bir kısmı hemen sahneye fırladı. Herkesin bakışları onun üstündeydi.
-Ceyda, oyuna kalkmıyor musun?
-Hayır öğretmenim.
-Neden kızım?
-Kur’an kursundaki hoca, “Kızların oynaması çok günahtır.” dedi.
-Bak sen!.. Niçin günahmış?
-Oyun oynarken başımıza şeytanlar toplanırmış.
Güldüm, sağa sola bakındım. (….)
Hangi cahil hoca Ceyda’ya bunları anlatmış, korkutmuş, onun yaşama sevincini, oyun zevkini elinden almıştı?
-Ceyda, tamam oynamıyorsun; o zaman bize bir şarkı söyle.
-Olmaz öğretmenim. Şarkı söylemek de günahmış!
Çocuklar, ‘Hoppalaaa!..’ diyerek buna da tepki gösterdiler. (….)
Bazı camilerde hocalar, Türkiye’den geleli henüz altı ay olmadan son model Mercedeslere biniyorlardı. Bu paranın suyu nerden geliyordu?”
Gerçekten de yazarımızın çok haklı olarak sorduğu gibi:
Nerden geliyor dersiniz, bu değirmenin suyu?
————————————————————
(*) Almanya Sevdası, Bahattin Gemici, Öyküler, Ürün Yayınları, Ankara 2025, 135 Sayfa