Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ERKAN

Nerde Öyle Bir Müdür!

Hüseyin ERKAN Yazar Hüseyin ERKAN
26 Ekim 2020
Hüseyin ERKAN
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Ne yoksulluk çektik, ne de kimseye muhtaç

İnsanlık onuru başımızda tâç

Türkmen Yörükleri soyumdur benim.

Süleyman BOZDEMİR

Kasabalardaki, kentlerdeki babaları bilmem de, 1940’lı, 1950’li yıllarda köylerdeki babalar, kız olsun, erkek olsun çocuklarını ya hiç öpmezler; ya da ayda yılda bir öperlerdi.

“Bu belki sizin köyde böyleydi. Her köyde öyle olmayabilir. Niçin genelleme yapıyorsun?” diyeceksiniz.

Haklısınız da, “Anılarımla Hasanoğlan” ve “Bir Öğretmen Yetişiyor” kitaplarının yazarı Kırşehir ilimizin Çiçekdağı ilçesinin bir köyünde doğan Şehriban Tuğrul da üç beş yıl önce okuduğum “anı-roman” türündeki çok güzel eserlerinde, mealen:

“Dört beş yaşlarındaydım. Babam sevip okşuyor, yanaklarımdan öpüyordu beni. Annem görünce:

“Kız çocuğu fazla sevilip öpülmez. Yapma bir daha!” diye uyardı babamı.” diye yazıyordu.

Benzer bir duruma, yazımızın girişine üç dizesini aldığım Prof. Dr. Süleyman Bozdemir’in “Bir Yaşam Öyküsü – Eğitim ve Bilime Adanmış Bir Ömür” adlı kitabında da rastladım.

Prof. Bozdemir, Mersin’in Aydıncık ilçesinin Eskiyörük köyünden… 1980’lere kadar Aydıncık, Gülnar ilçesine bağlıydı.

Aksu Öğretmen Okulu’ndan sınıf arkadaşlarım Seyfi Kubilay, Veli Özgen, Ömer Kars, Remzi Mert, Lütfi Torpil, Cemil Gökgöz, Haydar bilgen, Ahmet Yıldız, Zeynel Âbidin Kara, Galip Keçeli ve Himmet şen Mersinli’iydi. Çoğu Arslanköy’den… Bozdemir’in çok iyi tanıdığı Eskiyörük köyünden Hasan Tuncer de bizden bir sınıf önce idi.

Yıl 1957… Ağustos sonları… Yayladakl köylülerin birçoğu köylerine göçmüş. Küçük çobanımız Süleyman, davarlarını güdüp de evlerinin yakınındaki kuyu başında keçileri sularken, ablasının sözlüsü öğretmen Ali Anamurluoğlu, Aksu’ya giriş sınavını kazandığı müjdesini verince, dünyalar O’nun olur!

O sırada babası, sahildeki tarlaları güz ekimine hazırlamak için köye gitmiştir. Babasına haber vermek için köyün yolunu tutar. 30 -35 kilometrelik yolu nerdeyse koşarak 5 – 6 saatte alır.

Oğlunu karşısında gören baba çok şaşırır. Kötü bir haber alacağını sanarak korkar önce, müjdeyi alınca sevince boğulur. Ve ilk kez oğlunu alnından öper.

Düşünebiliyor musunuz, yaklaşık 14 yaşlarındaki oğlunu ilk kez öpüyor bir baba.

Sözlü sınavı da kazanıp yine köyüne döner Bozdemir. Kayıt için istenen gerekli belgeler hazırlanır. Okula gitme zamanı gelince, babası oğlunu ata bindirir; önüne de tahta bavulunu koyup Gülnar’a kadar götürür. Aksu’ya gitmek için hazırlanmış öğrencileri bulup tanıştırır.

Veda saati gelince, oğlunu ilk kez yanaklarından öperek uğurlar. Güzel sözlerle başarılar dileyip “Sık sık mektup yaz.” demeyi de unutmaz.

Mersin’le Antalya, ikisi de Akdeniz kıyısında ve komşu iki il… İki il arası, herhalde 3 – 4 saattir; değil mi?

Yıl 1957 olduğuna göre, bakalım; Mersinli öğrenciler nasıl gitmişler Antalya’ya, Aksu’ya?

Mersin’den binerler trene. Önce Konya’ya, sonra Afyonkarahisar’a gelirler. Orda aktarma yapıp Burdur’a, Burdur’dan otobüsle Antalya’ya… Sonra başka bir otobüsle Aksu’ya…

Dalga geçmiyor, şaka da yapmıyorum.

“Pekiyi, kulağı niçin ters göstermişler? Mersin’le Alanya arası nedir ki? Kuvvetlice bağırsan duyulur nerdeyse. Neden sahil yolunu izlememişler de dolanıp durmuşlar?” dediğinizi duyar gibiyim.

Pekiyi, var mıydı sahilde bir yol?

1957’de yoktu maalesef. Ne tren yolu, ne kara yolu… Haftada bir, on günde bir giden vapuru saymazsanız, deniz yolu da yok…

“Yöneticilerimiz uyuyor muymuş?” diye ne siz sorun, ne de ben söyleyeyim!

***

Birkaç hafta önceki bir yazımda, Aksu’daki sevgili öğretmenim ve müdürüm Enis Türköz’den söz etmiştim: Hani, benim yükseköğrenim yapabilmem için, babamı köyden çağırtıp okulda O’na iş veren müdürüm…

“Öğrencim Hüseyin Erkan, ille de yükseköğrenim yapmalı ve ille de İstanbul’da okumalı!” diyen ve bunun için elinden ne gelirse yapan öğretmenim ve müdürüm!

Acaba, aynı okulun öğrencilerinden Prof. Dr. Süleyman Bozdemir’in de Enis Türköz’le ilgili bir anısı var mıydı?

En iyisi, kendisine soralım.

Varmış, varmış bir anısı. Dinleyelim o zaman:

“Sözlü sınavdan sonra, şiddetli bir ateşli hastalığa yakalanıp bir hafta kadar yatarak tedavi oldum. Bunun sonucu çok halsiz ve zayıf düşmüştüm. O sırada Mersin’den Antalya’ya giden gemi dışında tek vasıta olan trenle gitmek zorunda kalmıştım. Yolda ishale yakalandım. Bu yüzden Afyonkarahisar’da treni kaçırdım ve orada bir gün beklemek durumunda kaldım. Bütün bu engellere karşın okulun açılış gününe yetişebildim.

Okula girince, olağanüstü bir sistemle karşılaştım. Müdürümüz Enis Türköz, yeni gelen öğrencileri büyük bir meydanda topladı ve her birimizle tek tek ilgilendi.

Benim önüme geldiğinde hayretle yüzüme baktı ve “Sen iyi misin evladım?” dedi. Ben de sınavdan sonra geçirdiğim şiddetli rahatsızlıktan söz ettim.

Bunun üzerine müdürümüz, ilgili kişileri yanına çağırarak özel bir beslenme uygulanması talimatını verdi. Böylece iki ay süresince, diğer öğrencilerden farklı olarak benim için özel yemekler çıkarıldı.

Müdürümün bu ilgisini hayatım boyunca unutmadım. Kendisine şükran borçluyum. Bu okulda hiçbir ayrıntı, idarecilerin ve öğretmenlerin gözünden kaçmıyordu. Öğrenciler her konuda çok iyi eğitilmeye çalışılıyor, öğretmenler öğrencilerle birebir ilgilenerek onların özel yeteneklerini keşfediyorlar ve gerekli ortamı bizlerin daha iyi yetişmesi için hazırlıyorlardı.”

Gördüğünüz gibi, Müdür Enis Türköz, yalnızca son sınıf öğrencisi Akseki’nin Gödene köyünden Hüseyin Erkan’la değil, Anamur’un Eskiyörük köyünden okula ilk geldiği gün birinci sınıf öğrencisi Süleyman Bozdemir’le de ilgileniyor.

Hem de öyle bir ilgilenme ki bu, anısı dünyaya değer! Demek ki, Enis Türköz yalnızca bakmıyormuş. Bakınca görüyor, görünce düşünüyormuş. Düşününce de en doğru çözümü buluyor ve hemen uyguluyormuş

Var mıydı sizin de böyle bir müdürünüz, böyle bir öğretmeniniz?

Gelin, biraz daha dinleyelim; bu gerçekçi yazarı:

“Ben kendi adıma çeşit çeşit üç kap yemeğin masaya konduğunu ilk kez orada görmüştüm. Çamaşırlarımızın her hafta yıkandığını, nevresimlerimizin sık sık değiştiğini, her hafta hamamda banyo yaptığımızı gördükçe, bir rüya âleminde yaşadığımı sanıyordum.

Terzi elinden çıkmış, işçiliği iyi takım elbiseyi ilk kez orada giymiştim. Büyük bir kütüphaneyi, çeşit çeşit laboratuarları yine orada görmüştüm. Klasik müzik konserlerini ilk defa orada dinlemiştim. Sinema ile ilk kez Aksu Öğretmen Okulunda tanıştım. İlk filmi bu okulda izledim.” (*)

Asla abartmıyor; sevgili profesörümüz. Tüm yazdıklarının bire bir tanığım ben de. Aynen onaylıyorum. Tek sözcüğünü bile değiştirmeden hem de…

Bir kez daha sorayım şimdi:

Var mıydı, sizin de Aksu gibi bir okulunuz?

Var mıydı, sizin de Enis Türköz gibi bir öğretmeniniz?

Var mıydı, sizin de Enis Türköz gibi bir müdürünüz?

Paylaş
Etiketler: Bir Müdür!Hüseyin Erkanİnsanlık OnuruNe yoksulluk çektik
Önceki Yazı

Kanatlarımda İstanbul

Sonraki Yazı

Bursa Büyükşehir İnegöl Baskını Altında….

Hüseyin ERKAN

Hüseyin ERKAN

İlişkili Yazılar

Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Eğitim

Sevdiğim Öğretmenelerimin Pek Çoğu Köy Enstitülü Hep

30 Kasım 2025
5k
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Eğitim & Kültür

Tam 107 Yıl Önce, Ne Diyor Ziya Gökalp?

23 Kasım 2025
5k
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Eğitim & Kültür

Hayvanlarımızla Birlikte Bir Aileyiz Biz

09 Kasım 2025
5k
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Hüseyin ERKAN

En Büyük Eksikliğim

03 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı

Bursa Büyükşehir İnegöl Baskını Altında....

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap