DEVLET’ İN KENDİ ELİYLE KURMUŞ OLDUĞU SORUNUN ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜ
1980 yılında, darbeciler ülke’nin müstakbel siyasal yaşamına köklü bir yön vermek için yönetime el koymuştur. Askeri rejimler bütün demokratik kurumlara acımasızca saldırmışlardır. Bu rejim döneminde on binlerce Kürt tutuklanmış ve vahşice işkence ile kat edilmiştir. (Elektirik şok, Filistin askısı, cinsel organlara ip bağlamaları, cop sokmaları, yere yatırıp ağzına idrar yapmaları lağım içine batırmalar, kimi mahkumlara fare yedirme, mahkumların birbirine tecavüz ettirmeler bütün zülümler yaşanmış). İşkence görenlerin içerisin de PKK’ nin bazı önemli lider kadrosu da vardır. İnsanlık tarihinde bu vahşi işkencelere ve barbarlığa karşı eşine az rastlanmış bir direniş gösterilerek, PKK’ nin dağ kadrosu böylelikle bu zulmün sonucunda ortaya çıkmış oldu. Yani buna devlet kendi eliyle kendine karşı savaşacak bir örgüt kurmuş oldu diyebiliriz.
***
Daha sonra, Devlet PKK’ yi yok etmek için Bölgeye OHAL düzenlendi, sivil halka zarar verdi. sadece 1991 ile 1996 yılları arasında 17.000 faili mechul cinayet işlendi. dönemin cumhurbaşkanı, başbakanı ve bölgenin OHAL valisinin ellerin de bir çok Kürt iş adamı , siyasetçi, aydın ve sanatçıların ölüm listeleri vardı.
***
Bugüne kadar bütün siyasi iktidarlar Kürt sorunu çözümün güvenlik bürokrasisine havale ederek silahla, bombayla, savaşla çözmeye çalıştılar; fakat bu sadece sorunun kangreleşmesine sebep olmuştur ve her seferinde sorunu daha da çıkılmaz bir çukura sürüklemiştir.
***
2002 yılında Ak Partinin tek başına iktidar olmasıyla hem Kürtlerde hem de Türkler de sorunun çözümü için büyük bir beklenti oluştu. Hatta Başbakan Erdoğan’ın 2005 yılında Diyarbakır’ da Kürt sorunun varlığını kabul etmesi ve devletinin de hatta yapabileceği yönündeki sözleri, 2009 yılında devletin demokratikleşmesine ve toplumun özgürleşmesine, Kürtlerin devlet ile barışmasına katkı sunmaya başlamasıyla Kürt açılımı başlatıldı. Fakat başlatılan Kürt açılımıyla PKK’ nin karakolları basması, askerin mağaralara baskın yapması, bölgeye operasyonların sürmesi ve dağların bombalanması açılımı açılmaz bir duruma sürükleyerek barış sürecini baltalamıştır.
***
Bir cumhuriyet sorunu olan Kürt sorunu şimdiye kadar devlet aklı zaman zaman her ne kadar çözüm girişimlerde bulunmuşlarsa da başarılı olamamıştır. Devletin kendi eliyle hazırlamış olduğu Kürt sorunu yine devlet isterse çözülür. Yoksa hep birlikte bu kan gölünde boğulmaya devam edeceğiz.
…//…
Cesim bey PKK’yı meşru ve kahraman göstermek için kendinizi bu kadar zorlamayınız.PKK’dan kahramanda meşrulukta çıkmaz.
1-PKK nın dağ kadrosu dediğin silahlı kanadı 12 Eylül öncesinde vardı. 1978-1980 arasında doğu illerinde faaliyet halinde olan başta KUK-Rizgari gibi örgütlerin yöneticileri PKK’lılarca katledilerek yok edildiler. Yani PKK’lılşar Diyarbakır sokaklarında Diyarbakır karpuzu sattıkları için tutuklanmış değildir.
2-Tarih gibi bir şeyler yazıyorsunuz ama PKK’lılara yabancı ülkelerin niçin nasıl yardım ettileri hakkında tek cümleniz yoktur. Yabancılar geçmişlerinin hayrına mı PKK’ya yardım ettiler? Bu konyu niye geçiştiriyorsunuz?
3-17 bin faili meçhulden söz ediyorsunuz. Bu rakamı nereden nasıl tespit ettiniz? Bu rakam PKK’nın tedavüle soktuğu uyduruk bir rakamdır. PKK’lılar tarafından örgüt içinden ve dışından indaz edilenler tahminen kaç kişidir? Bu konuda bir bilginiz var mıdır? PKK’lı olmadığı için yedi sülalesi yok edilen köylüler ve şehirliler var mıdır? Sayıları ne kadardır? Bu konuda da bildiklerinizi paylaşmalısınız. PKK jargonunun tekrarı bir yalanı doğrular mı?
4-Siz madem Zazasınız da PKK’nın Zazalığı Kırmanç/Kürt sayan dayatmasına niçin itiraz etmiyorsunuz? Bu nasıl bir itaat duygusudur?
5-PKK’lılara yabancı ülkelerin yardımı olmasaydı bu güne kadar gelebilir miydi?
6-Askerin-polisin yaptıkları hakkında bildiklerinizi paylaşıyorsunuz da PKK’lılar tarafından bütün soyları kurutulan köy korucularının dramları hakkında niçin tek kelimelik bir cümleniz yoktur? PKK’nın resmileştirmeye çalıştığı jargonun dışına çıkmaya korkuyor musunuz?
Yazık! Keşke daha verimli bir yazı yazsaydınız… 100 yıldır aynı sloganlar! aynı boş laflar!
Kürt sorununu devlet kendisi yarattı derken, evinizin içindeki TÖRE CİNAYETLERİNİ de devlet yarattı herhalde?
Kürt sorunu dediğiniz şeyin mihenk taşı olan kadınlarınızı, CEHALET ile boğazlamayı da DEVLET öğretti herhalde size?
İşin vahim yanı ise, sizi bu CEHALETTEN kurtarmak adına kollarını sıvayan ÖĞRETMENLERE kurşun sıkmayı da DEVLET öğretti!
Yolumuz yok diye ”şımarık bir bebek” misali ağlarken, diğer yandan, yol inşaatına gelen MÜHENDİS’i dağa kaldırmayı da DEVLET öğretti değil mi?
Vergi kaçırmayı,KAÇAK ELEKTRİK kullanımında ÜLKE BİRİNCİSİ olmayı da devlet öğretti herhalde!
Devlet KÜRTÇÜLÜK yapanlara KAHPELİĞİ öğretmedi! Çünkü KÜRTÇÜLÜK yapanlar zaten anadan doğma KAHPEYDİ!
BURADA MASAL ANLATMANIZA GEREK YOK! HERKES HERŞEYİN FARKINDA!
erol bey kürtçülük yapmak dediğiniz gibi kahpeliktir.ama bügün kürtçülük yapan zatlar, türkçüğülü yapanlardan öğrendiler.sizin düşünün KAHPELİK nereden çıktığını
…..