Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ŞENGÜL

Ne İsa’ya Ne Musa’ya

Hüseyin ŞENGÜL Yazar Hüseyin ŞENGÜL
26 Eylül 2011
Hüseyin ŞENGÜL
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

İlkin belirteyim ki, benim İsa’ya da, Musa’ya da yaranma diye bir çabam yok.
Ancak yazımın başlığı olarak, bir anlaşılamama durumunun ifadesini anlatan bu deyimi kullanmayı uygun gördüm.

Okuyucudan özür dileyerek, yazımın konusu gereği biraz kendimden söz etmek zorundayım.
78 kuşağındanım ve Türkiye’nin en vahşi, en acılı siyasal süreçlerini yaşayarak geldim!
Yani biz de geçtik o mundar ırmaklardan!
Herkesin kendince bir tecrübesi olduğu gibi, benim de tecrübelerim oldu.
Sözlerin anlamlarına ulaşmak için nice dehlizlerde dolandık, sistemin nice zorlarını gördük, umudun en ağırını yüklendik vb.

Ben kayıp kuşağım!
Her kuşak, kendi yitişine ağlar!
Ancak Türkiye’de 78’liler en acılı ve en yitik kuşaktır!
Neyse, derdim bunlar değil, yalnızca bu dönemime bir mim koymak.

Diyeceğim şu ki, liberalizme küfür ve emperyalizme karşı olma solculuğunun gelip çattığı yer, ulusalcılık oldu. Yani sözcüğün ulusalcı diye yumuşatıldığına bakmayın, basbayağı milliyetçi oldular!
Varsın olsunlar, çok da yabancısı değillerdi zaten.

Türkiye’de darbelerden alabildiğine sopa yedik.
Tarihin cilvesine bakın ki, bizi alabildiğine sopalayan bu ceberutlara hesabı bizler değil de, bir zamanlar hiç beğenmediğimiz, burun kıvırdığımız İslami muhafazakârlar soruyor.
Türkiye’de, bunların hükümet olduğu günden bu yana refah artıyor, özgürlük alanları genişliyor, demokratikleşme bir ivme kazanıyor.
Ancak yeni bir iktidar ceberutluğu sarmalı tehlikesini de es geçmemek gerek!

İşte Marksist-Leninist söylemli sol, bu gerçeğin açıklamasını yapamıyor, çünkü paradigması buna uygun değil.
Marksizm’in doğrusal bir tarih anlayışı var.
Bu determinist bakış, toplumu ilericiler ve gericiler diye ikiye ayırmayı gerekli kılıyor.
Marksist-Leninist solun içine düştüğü bu ikileme göre, AKP ve temsil ettiği sınıflar gericidir, o halde toplumsal hayatta bir ilerlemeden (ilericilikten) söz edilemez!
AKP gerici olduğuna göre, asla ve kat’a desteklenemez!
İşte dâhiyane formül bu.
Bu formülün yaşamda bir karşılığı var mı?
Hayır!

Daha Kemalizm’in kuyrukçusu soldan söz etmedim bile!
Gereği de yok!

Şimdi kendimden biraz daha söz etmek zorundayım.
Elbette insanın kendisini tanımlaması kadar, pratiğinin ve başkalarının da ne söylediği önemlidir.
Demokrat olmaya ve demokrasiyi savunmaya çalışıyorum.
Solun düşün dünyasıyla bu çağın açıklanamayacağını söylüyorum.
Benim yakın vadede sosyalizm diye bir derdim de yok!
Ben basit ama bir o denli de hayati bir şey talep ediyorum: Bu ülkenin sistemi (anayasal, hukuki, siyasal, bürokratik, kamusal alan vs), batıdaki gelişmiş bir demokratik sistem gibi olsun.
Bunun adı burjuva demokrasisiymiş, sınıflar varmış falanmış, filanmış; hiç umurumda değil.
Ayrıca bunlar, ülkemizdeki pratiğin de umurunda değil.
Bu ülkede bok yediriliyordu. İnsanlar cayır cayır yakılıyordu. Çatır çatır öldürülüyordu. İnsanlar zindanlarda süründürülüyordu. Hak, hukuk, adalet; arasın ki bulasın! (Elbette bunlar tümüyle düzelmedi ve cezaevlerinde süründürülenler, baskı gören kesimler vs. var).
Böylesine ceberut bir devletin olduğu, darbelerle toplumun düşün, moral ve psişik dünyasının iğdiş edildiği bir ülkede yaşamanın maliyeti, işte bizleriz!

Solun kimi değerlerine sahip olmamla birlikte, dünyayı sol gözlükle görmüyorum.
Gözlüğün epeyi miyop olduğunu, bir yığın pratik gösterdi.
Ancak sağcılığın, milliyetçiliğin, faşizmin karşısında olmaya devam edeceğim.
Çünkü onların karşısında olmak, benim özgürlüğümdür ve bu, insani bir duruştur!
Çünkü onlarla mücadele etmeden demokrat olunamaz!
Ben demokrasi istiyorum. İnsan gibi yaşamak istiyorum. Ve çocuklarıma iyi bir dünya bırakmak istiyorum. Hepsi bu!
Ancak hepsi bu dediğim de, hayatın kendisi; az şey mi?

Hangi hükümet, hangi parti bu doğrultuda bir adım atarsa onu destekliyorum.
AKP’mi atıyor; evet, ben AKP’yi destekliyorum.
Nitekim AKP, vesayet rejimini geriletiyor. Gerileyen alandan demokratik filizler yetişebilir. Bu benim işime geliyor.
Ben aynı AKP’nin birçok politikasını da eleştiriyorum.
Hele Başbakanın o nobran ve milliyetçi açıklamalarının amansız karşısındayım.
Fakat AKP, bir değişimin partisi!
Bu değişim ne kadar demokrasiden yana olursa, onu destekler; ne kadar karşısında olursa, ona muhalefet ederim.

Şimdi geldik yazının başlığının şahsıma ve aynı pozisyonda olanlara yansımasına.
AKP’yi desteklediğim zaman, ben AKP’li oluyorum. Ve solcular, geçmişin yükünü taşımış bir solcu olmamdan dolayı bana dönek diyorlar. Varsın desinler!
AKP’ye karşı görüşler beyan ettiğimde, o çevreler, zaten bu adam solcu diyorlar.
İşte bu durum, Türkiye’deki demokratik kültürün alabildiğine bir geriliğine işarettir.
İsa’yı da, Musa’yı da siliyorum!

Ben onlardan değilim ama onlar benden! (Ne tasavvufi bir söz oldu, değil mi)?

Paylaş
Etiketler: 78'lilerakpdemokrasiisakemalizmMarksist solMusasosyalizmulusalcılık
Önceki Yazı

‘Altın Koza’dan arta kalanlar…

Sonraki Yazı

Kürtler (Yine) Kaybediyor mu?

Hüseyin ŞENGÜL

Hüseyin ŞENGÜL

İlişkili Yazılar

Yeni Bir Anayasa (mı?)
Hüseyin ŞENGÜL

Yeni Bir Anayasa (mı?)

17 Eylül 2023
5k
Çivisi Çıkmış Dünya
Hüseyin ŞENGÜL

Çivisi Çıkmış Dünya

09 Temmuz 2023
5k
Prens ve Hayal Kırıklıkları
Hüseyin ŞENGÜL

Prens ve Hayal Kırıklıkları

11 Haziran 2023
5k
28 Mayıs Seçimi Üzerine
Hüseyin ŞENGÜL

28 Mayıs Seçimi Üzerine

01 Haziran 2023
5k
Sonraki Yazı

Kürtler (Yine) Kaybediyor mu?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap