Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ayşe YAŞAR UMUTLU

Natasha, Carolina, Teodora, Ayşe, Fatma, Emine…

Ayşe YAŞAR UMUTLU Yazar Ayşe YAŞAR UMUTLU
03 Mart 2011
Ayşe YAŞAR UMUTLU
5
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

“Aklınıza gelebilecek her ülkeden bayanla evleniyor Türk gençleri. En yaygın olanı İngilizlerle yapılan evlilikler. Onu Almanlar, Hollandalılar, İsveçliler, Norveçliler, Danimarkalılar ve Finlilerle yapılan evlilik izliyor. ABD, Brezilya, Kenya, Rusya, Ukrayna, Arjantin hatta Uganda’dan da gelin var. Bu evliliklerden uzun süre devam edenler ise yok denecek kadar az.

Marmaris’te sadece 2005’in ilk altı ayında toplam 291 evlilik gerçekleşmiş. Bunların 200’den fazlası Türk-yabancı evliliği, müftülükteki ‘ihtida’ yani Müslümanlığı kabul töreni verilerine bakıldığında ise rakamlar yılda 20’yi geçmiyor. Müftü Bahtiyar Taranoğlu, gelen 15-20 kişinin de zaten ne yaptıklarının farkında olmadıklarını söylüyor. İslam’ın şartlarını anlattıklarında Müslüman olmak için gelen kişinin şaşkına döndüğünü söylüyor. Kısacası bu işlemi daha çok, gelinlerinin Müslüman olması şartını getiren ailelerin çocukları, büyüklerinin hatırı için gerçekleştiriyor. Müftü Taranoğlu, “Hayatında hiç camiye gitmemiş, namaz kılmamış adam evleneceği yabancı kadını Müslüman yapmak isteyince trajikomik bir durum ortaya çıkıyor ve bu işlem bir formaliteden öteye gitmiyor. Bize gelip Müslüman olan bazı kadınlar, bir yandan da kiliseye gitmeye devam ediyor.” (1)

Alıntıladığım bu satırları ve konuya ilişkin ilk inceleme ve araştırmayı Aksiyon’da okumuştum.
2005 de yabancı evliliklerden doğan nesli “kayıp nesil” olarak adlandırmıştı, şimdilerde ise yeni nesil için melez tabirini kullananlar çoğunlukta…

Zaman geçtikçe daha çok yazı okur oldum yabancı evlilikler üzerine… Bir süredir yazıları artık diziler de takip eder oldu. Malum “Öyle Bir Geçer Zamanki dizisi”…Türkiye bir gerçeğini daha kabullenmek ve bununla yüzleşmek zorunda olduğunu nihayet anlıyor.

Yazımın amacı ırkçı ve öteleyici bir anlayışı nakletmek değil, Türk toplumunun bir gerçeği olan bu durumun sosyolojik ve psikolojik analizine dair izlenimler ortaya koymaktır. Anlaşılması gereken şu ki, kimin kimle evlendiği değildir mesele… Bu evliliklerin; yukarıda belirtildiği gibi büyük bir kısmının, toplumda içten kanayan derin acılara neden olacak şekilde gerçekleşmeleri ve etkisi kesintisiz sürecek, yeniden kurulması zor ve parçalanmış, yıkılmış aileleri doğuran, sosyal depremlerle neticelenmeleridir.

Tenzih edilmesi gereken evlilikler de muhakkak var. Lakin istisna denilebilecek kadar az olmaları nedeni ile Türkiye’deki bu evliliklerin arzu edilmeyen toplumsal hezeyanlara yol açmaları hakkında daha çok konuşulmalıdır. Uyanma vakti gelmiş görünüyor.

Her ne kadar yabancı evlilikler ortaya çıkardıkları sonuçlar itibari ile başlı başına bir sorun da olsa… Bu evlilikler içinde, özellikle mevcut evliliklerin yıkılarak ve ailelerin parçalanarak yapılmış olanları asıl büyük sorundur. Ayşeler, Fatmalar, Emineler yerine Natashalar, Carolineler, Teodoraların tercih edilmesidir.

Peki Neden …?

Çevirmenlik yaptığım sürece edindiğim izlenimlerim ve hatta yakinen şahit olduğum yabancı evliliklerden oluşan kanaatimi aktarayım. Şunu da eklemek isterim ki, “mesele tamam budur” demek elbetteki mümkün değil, birçok nedenden biri diyebileceğimiz kadarını ifade edeceğim.

Bizim toplumumuzda kadın kimliği gelişirken, iffet farklı manalarda da verilir. Öyle ki, henüz küçük bir kız çocuğu iken dahi “iffetli yetiştirmenin kriterleri”, erkeklere karşı soğuk, ciddi, ekşi suratlı, kavgacı ve ukala, uzak hatta belki de itici olmayı gerektiren tavırlar, makbulmüş gibi öğretilir. Bu sosyal disiplinin doğurduğu tanımlama “erkek Fatma” olmak demektir. Kurtuluş Şavaşı kahramanlarımızdan Erzurumlu Kara Fatma’nın hikâyesinden mi türetilmiş bilemiyorum. Buna dair bir bilgiye de rastlamadım.

Savaşçı ve güçlü kadın olarak yüceltme manasında kullanılan bu tabirin bir başka şekli de “erkek gibi kız” klişesidir. Aslında erkek gibi olmak değil, kadın gibi narin, zarif, güleç, kırılgan olmamaktır mesele… Yani kadınsı birçok özellikten uzak durmak demektir. Lakin öte yandan başka bir toplumsal disiplin, kadını mükemmel anne olmaya dair kıstaslarla da yetiştirir. Yavrusu için ise son derece şefkatli, neşeli, yumuşak, hassas, kol kanat geren bir melektir. O; en güzel sofrayı kuran, en iyi şekilde evini temizleyen, ütüsünü yapıp, düzenini kuran tam bir kadındır. Bu iki çelişkiyle yoğrulan kimlikteki kadınlar, eşlerine kadın gibi davranmakla “iffetsiz”, ahlaksız, edepsiz olmakla suçlanacaklarına dair bir bilinçaltına sahiptirler. Çünkü o yaşadığı toplumda “erkek Fatma”ların alkışlanmasına alışıktır. Üstelik çocuk yetiştirmek ve ev bakımına kodlanmış hayatı ile eşine ilgi gösterecek vakti de kalmamıştır. Bu bilinçaltı ile çocukları ve evine koşturmakla geçirdiği yaşamı sayesinde, Türk erkeklerimizin gözünde ulaşılmaz hale gelen Türk kadınına alternatif olarak davetkâr yabancı kadınların çekiciliğini görmezden gelmeleri mümkün olmuyor. Tabiî ki buna görsel olarak sunulan cazibeyi de eklemek gerek…

Aslında bir diğer kadın kimliğini de atlamamak gerekir, bu da “hanım kız” olarak tabir edilir; onlar da erkeğin yanında dilsiz ve boynu bükük her denileni yapmakla yükümlü karakterler olarak yetiştirilir. Bu kimlik de yabancı kadınların özgüveni ile kıyaslanınca ezilmeye ve yok sayılmaya mahkûm olur.

Sadece aile hayatında değil, muhafazakâr iş hayatında da muhafazakâr kadın kimliği birlikte çalışmak için zor bir seçim olarak görülür. Birçok muhafazakâr işyeri, aktif görevlerde muhafazakâr olmayan bayanları tercih eder. Bu aynı bilinçaltının bir başka tezahürüdür. Onlarla yakınlaşmak ve çalışmak çok daha kolay kabul edilir.

Karadeniz’de ve Marmaris gibi kıyı şeritlerinde, hatta Anadolu’da yabancı evliliklerden yıkılmış birçok aile var.

“Peki, bütün bu yaşananlar Türk erkeklerine ders oluyor mu? Hikâyelerin devamını dinleyince böyle bir ders çıkarılmadığı görülüyor. Münir Kalaycı’nın erkek kardeşi, abisinin bütün acı tecrübesine rağmen bir Hollandalı ile birlikte. Fethiyeli Özkan Karagöz, Hisarönü’nde bir bar işletiyor. İlk eşi İngiliz ve çocuğunu da alıp ülkesine kaçmış. Şimdi başka bir erkekle orada beraber ve oğlunu kendi değerlerine göre yetiştiriyor. Özkan Karagöz yine bir İngiliz’le beraber olmaya başlamış. Hatta ondan iki çocuğu bile olmuş; ama resmî nikâhları yok. “İmam nikâhı mı yaptınız?” diyecek oluyoruz, Hıristiyan eşe imam nikahı yapamayacağını, arada hiçbir bağ olmadan birlikte yaşadıklarını söylüyor. “Hocam biliyorsun dinimizde zorlama yok, onun için teklif bile etmedim.” demeyi de ihmal etmiyor bilmiş bir ifadeyle…” (1)

Bildiğiniz gibi “ihtida” bu evliliklerde en güçlü kılıf olabiliyordu… Peki inandırıcı mı? Size kalmış… Nihayetinde onun dahi önemli olmadığını ifade edenler de olmuş.

Daha önce`de söylediğim gibi, yabancı evliliklere uzak bir insan değilim, hatta benim de Portekizli bir yengem (her ne kadar evlilikleri bitmiş de olsa) ve (kendileri kabul etmeseler de) melez tabir edilen iki kuzenim var. Tıpkı onlara duyduğum muhabbet gibi tüm bu yaralı insanlara da muhabbet duyuyorum. Karadenizin, Anadolunun, Marmarisin sessiz ve kimsesiz muamelesi gören kadınları ile parçalanarak, ezilerek üstlerine kurulan yuvalarının hesabını sormak ve hatta bu hesabı vermek mümkün görünmüyor. Artık Yabancı gelinler yaşamlarımızda kök salmış büyük sarmaşıklar gibi sımsıkı bağlı ve birbirinden kesilip koparılması, sökülüp atılması mümkün değil…

Fakat birçok olayda olduğu gibi eninde sonunda yüzleşme vakti gelmiştir. İşte bugünlerde onun ilk adımlarını izliyoruz. Bu evliliklerden kalan aileler ve yeni melez nesillerin toplumda edinecekleri rolleri, yapılacak yüzleşmelere de bağlıdır. Uzun bir süre “aşk ve ihtida” makyajıyla sevimli gösterilen bu hikâyelerin gerçek yüzleri görünmeye başladı. Bundan sonrasını tahmin etmek ise çok zor…

Arkasına saklanılacak maskeler, gizlenilecek duvarlar ya da tabular kalmıyor. Herkes hazır sanırım.

Yüzleşme başlıyor.

Not : (1) Aksiyon Sayı: 552 / Tarih : 04-07-2005 ( Sahillerin Kayıp Nesli ) Zafer Özcan

http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/haber-13876-26-sahillerin-kayip-nesli.html

Paylaş
Etiketler: ayşe yaşar umutluCarolineEmineFatmaİhtidaNatashaTeodoraTürk KadınıYabancı evliliklerYeni nesillerYüzleşme
Önceki Yazı

Ahiret Neden Gereklidir? (III)

Sonraki Yazı

Eleştiri, Özgürlüğün Koşullarındandır!

Ayşe YAŞAR UMUTLU

Ayşe YAŞAR UMUTLU

İlişkili Yazılar

Ayşe YAŞAR UMUTLU

“Her Kab İçindekini Sızdırır”

16 Ekim 2012
5k
Ayşe YAŞAR UMUTLU

“Jeepe Binen Türbanlı” ve “Otobüse Binen Başörtülü”

06 Eylül 2012
5k
Ayşe YAŞAR UMUTLU

Kibir,Gösteriş ve Şatafata Vicdan Aynasından Bakmak!

05 Eylül 2012
5k
Ayşe YAŞAR UMUTLU

Evleniyor muyuz? “Esir” mi Ediliyoruz?

04 Haziran 2012
5k
Sonraki Yazı

Eleştiri, Özgürlüğün Koşullarındandır!

Yorumlar 5

  1. Ahmet AY says:
    15 yıl önce

    Sayın UMUTLU,
    Çok önemli bir konuyu harika bir yazıyla ve anlatışınızın akıcılığıyla dile getirmişsiniz.
    Yüreğinizin kalemini ve sahibini kutlarım.

  2. irem says:
    15 yıl önce

    Ayşe hanım yazınızda çok güzel bir kadın duyarlılığı göstermişsiniz aklınıza ve kaleminize sağlık.benim eşim de orta asya kökenli. ikimiz de müslüman olduğumuz için her şey kolaydı.ben evlenip ilk olarak onun memleketine gidip başkent bişkek’e inince eyvah dedim.çünkü onlar da müslümandı ama rus gibiydiler.sonra eşimin memleketi oş şehrine gittik ve evlerine girdiğim zaman bir oh çektim.annem ve yengemler yeğenlerim örtülü ve kuran aşkı olan çok dindar insanlardı.işin ciddiyetini o eve girince farkettim.harika bir annem ve 6 abim 2 ablam daha oldu.tabii eşler ve torunlarla yaklaşık 45 kişilik yeni ailem.ben şanslıydım ama herkes aynı şansa sahip olmuyor.
    tabii ki yalnızca milletler arası evlilik değil aynı milletden yapılan evlilikler de artık çok riskli.avrupalı insanların evliliği sonlandırması daha kolay ama orta asya bu konuda biraz daha tutucu.boşanmaların çok olduğu yüzde belki kendi ülkelerinde de boşanmaların yüksek olduğu insanlar olabilir.mesela japon özbek çinli türkmen uygurlu aileler daha sağlam bağlar oluşturup daha geleneksel bakıyorlar evliliğe.
    hayır ve esenliklerle kalın

  3. Ayumutlu says:
    15 yıl önce

    Sayın AY,
    Yazım hakkında yorum yaparken seçtiğiniz kelimeler beni onurlandırdı. Çok teşekkür ediyorum. Üstelik yorum yapan bir başka kalem erbabı olunca mutlu olmamak elde değil… Bilgiagi sitesini farklı ve özel kılan birçok farklı düşünceden kalem erbabını biraraya getirmesi ve bu birliktelikte kişilerin birbirini alçakgönüllülükle takdir edebilmeleri… Gerçekten memnuniyet verici… Bu arada böyle bir internet sitesini bizlere sunan Sn.Dr. Ahmet Fidan’a da içtenlikle teşekkürlerimi sunuyorum.

  4. Ayumutlu says:
    15 yıl önce

    İrem hanım,
    Size de tecrübelerinizi paylaşma nezaketini gösterdiğiniz için teşekkür ediyorum. Muhabbetle kalınız…

  5. Hüseyin Yılmaz says:
    15 yıl önce

    Evet… Bu çok ciddi bir yara, içtimaî büyük bir meseledir. Ayşe Hanım’ın bu mevzudaki ısrar ve fikr-i tâkibini takdirle karşıladığımı ifêde etmek isterim. Muvaffakıyetler diliyorum…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap