Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Selami Saygın

Müzakere Tiyatrosu

Selami SAYGIN Yazar Selami SAYGIN
06 Ekim 2012
Selami Saygın
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Nedense Türkiye’de devletin tiyatrosu vardır: Devlet Tiyatroları diye bilinir. Kadrolu sanatçıları vardır. Bu kadrolu sanatçılar, hemen her yıl aynı oyunları

oynarlar. Yıllar, mevsimler geçer, kuşaklar değişir, ülkenin şartları bambaşka bir hale gelir. Ama devlet tiyatrolarının, devlet sanatçıları aynı oyunları oynamaya devam ederler. En çok oynadıkları oyunlardan birisi de Keşanlı Ali Destanı’dır. Ülke sorunlarının, halkın sıkıntılarının önemi yoktur devlet tiyatroları için. Onlar için varsa yoksa Keşanlı Ali Destanı benzeri oyunları sahnelemeleridir.

Devlet tiyatrolarının, kadrolu devlet sanatçıları ve Keşanlı Ali tipleri gibi basınında kadrolu, uzatmalı müzakerecileri vardır. Bunların çok değişik konulara bazen el attıkları görülür ama dikkat edildiğinde yine doğrudan veya dolaylı olarak sözü müzakereye bağladıkları görülür. En azından yılın belli aylarını doğrudan müzakerenin mana ve önemine ayırırlar ki örnekleri pek çoktur.

Türkiye’deki terör sorununun nedenleri ve bu sorunun unsurları ele alınmadan terörü anlamak nasıl beyhude bir çaba olursa, terörü sonlandıracağı umulan müzakerelerin de beyhude bir çaba olması kaçınılmazdır. Önce Bingöl’de 10, sonra Tunceli’de 6 asker ve bir vatandaşın katledilmesinin ardından Adalet bakanı Sadullah Ergin; daha cenazeler ortadan kalkmadan “PKK ile hatta Öcalan ile müzakere olabileceğini” açıkladı. Bunu diğer bakanların benzer konuşmaları takip etti. Nihayet başbakan Erdoğan’da benzeri cümleleri tv’lerden tekrar edince, basının Keşanlı Alileri, müzakere esnafı yeni bir coşkulu tekrarlarına başlamış oldular.

Oysa PKK ile AKP Hükümeti üç yıla yakın bir süre zaten müzakere yapmıştı. Müzakereler devam ederken, PKK adına Duran Kalkan, “müzakere yerine devrimci halk savaşını başlatıp yaygınlaştıracaklarını” haziran 2011’de ilan etmişti. Bu ilana bağlı olarak değişik illerde sokaklarda bombalı tuzaklar yollarda menfezlerde patlatılan bombalarla, mayınlarla asker sivil pek çok vatandaş katledilmeye başlandı. 14 temmuz/ramazan 2011’de ise Diyarbakır/Silvan’da 13 askerin pusuya düşürülerek katledilmesi ile “devrimci halk savaşının” nasıl bir terör yaygınlaşması olduğu görülmüş oldu. Başbakan Erdoğan bu olay üzerine: “Günah bizden gitti, bıçak kemiğe dayandı, bundan sonra ne olacağını herkes görür” diye tutumunu açıklamıştır. Son bir yılda PKK eylemleri yaygınlaşmış olsa bile TSK’da ona karşı ciddi operasyonlar yapmış oldu.

İşte bu müzakereler devam ederken yeniden “müzakere yapılmalı” diye, aynı nakarat her mevsim tekrarlanan tiyatrolar gibi sahnelenmeye çalışıldı. Bu günlere ulaşıncaya kadar Başbakan Erdoğan: “biz terörle mücadele siyasetle ise müzakere ederiz” demiş olmasına rağmen, PKK’nın partisi BDP ile görüşülecek bir konu olmadığını, “çünkü onların teröristlerle sarmaş dolaş olduklarını zaten hiçbir fonksiyonları da olmadığını ama gerekirse ilgili kurumların Kandil ile de İmralı ile de görüşebileceğini” ilan edince basındaki müzakere esnafı da yeniden aynı nakaratları tekrarlamaya başladılar.

Teslim edilmelidir ki başbakandaki bu değişimi kolayca açıklamak mümkün değildir. Başbakandaki bu değişimden, geçen deneyimlerde göstermiştir ki Türkiye’nin bir fayda elde etmesi mümkün olmayacaktır. Bir defa PKK uluslar arası kriterlere göre bile terör örgütüdür. Terör örgütü katliamlarından vazgeçmedikçe, onunla neyin müzakeresi yapılabilir? Üstelik PKK’nın hedefleri bakımından da güvenilir olmadığını zaman göstermiştir. Çünkü “bağımsız birleşik Kürdistan” diye yola çıkmışken, Öcalan Türkiye’ye getirilince gözleri açılır açılmaz; “göreve hazır olduğunu” açıklamıştı. Yargılandığı dönemde, o güne kadar söylediklerini yok sayarak, “demokratik cumhuriyet” istediğini ilan etti. Birkaç yıl sonra bunu da unutarak bağımsız bir ülkede olabilecek her şeye sahip olan “demokratik özerklik” istemiştir. Bununla da hızını alamayarak, Türkiye-İran-Irak ve Suriye’deki Kürtleri bir araya getireceğini düşündüğü bir “bölgesel konfederalizm” hevesini ortaya atmıştır. Öcalan’daki muhtemelen psikolojik sorunlarına da bağlı olarak gözlenen bu med cezirleri ise PKK mahallesi bütünüyle takip edip tekrarlamıştır. Öcalan’ın dolayısı ile PKK mahallesinin yarın ne diyeceğinin yahut bu gün söylediklerine ne kadar sadakat göstereceğinin hiçbir garantisi yoktur. Ama geçen yıllar inanmamak için çok neden olduğunu ortaya koymuştur. Sonra Başbakan defalarca PKK için taşaron demiştir. Oysa taşaron bir başkasının işini, onun adına yapan demektir. PKK’ya bu güne kadar destek olup yardım eden ülkelerin rızası olmadan PKK nasıl terörden vazgeçebilir? PKK’nın böyle bir imkanı olabilir mi? En azından çok sayıda devletten gördüğü yardım, uluslar arası alanda topladığı desteği ona sağlayanların, kolayca ondan vazgeçmeyecekleri, onu Türkiye’ye karşı bir silah olarak kullanmaya devam edecekleri, kuşku götürmez.

Son bir yılda PKK eylemlerinin hızla yayılmasında, Türkiye’nin Suriye’ye karşı takip ettiği siyasetin önemli bir ağırlığı vardır. Bu süre içinde PKK Suriye ve İran’dan şimdiye kadar gördüklerinden daha fazla destek görmüştür. PKK bu ülkelerin tümüyle bir yan kuruluşu değildir ama onlardan bağımsız ve onların rağmına bir siyaset takip edebilecek iktidarı da yoktur. Dış bağlantıları dikkate alınmadan, 80 yıl 30 yıl öncesinin mağduriyet hikayelerinin sonunda PKK ortaya çıkmıştır gibi romantik söylemin gerçek hayatta bir karşılığı bulunmaz. Çünkü PKK mayınları ile katledilenlerin önemli bir kısmı 1991 doğumludur. 30 veya 80 yıl öncesinin abartılı mağduriyet hikayeleri ile en küçük bir ilgileri bile düşünülemez.

PKK isteklerinde bir med cezir olsa bile değişmeyen sabit kalan hususlarda vardır. Öcalan’ın serbest bırakılması, PKK’lıların bütünüyle affedilmesi ve PKK’ya özerk bir bölgenin bırakılması artık sabitlenen talepleridir. Bu taleplerin meşru olmadığı açıktır. Meşru olmayan taleplerin nesi müzakere edilecektir? AKP döneminde Öcalan siyasi bir lider gibi, her hafta ziyaretine gelen avukatları veya akrabaları aracılığı ile görüşlerini medyada haberleştirmiş bu sayede de örgütünü sevk ve idare etmiştir. Oysa son bir yıl göstermiştir ki hükümet isterse akrabalarının yasal çerçevede kalan ziyaretleri dışında örgütüyle teması, oradan örgütünü idare etmesi mümkün değildir.

Müzakere esnafının Öcalan’ı barış yanlısı bir kişi olarak gösterme çabası ise utanç vericidir. İnsan aklına vicdanına karşı büyük bir saldırıdır. On binlerce insanın ölümünden sorumlu olan birisi sanki ömrünü hayır hasenat işleriyle geçirmiş de şimdi ahir ömründe barış konusuna el atmış gibi takdim edilmektedir. Bir defa bu iddia eşyanın tabiatına aykırıdır. Gerçekten Öcalan, PKK elemanlarının üzerinde etkili ise, o PKK’lıların yaptığı her vahşette de payı var demektir. PKK elemanları üzerinde etkisi yoktur bu nedenle o vahşi, katliamlarda da etkisi yoktur denilse o halde bu kadar etkisiz bir kişinin, PKK’lıları ikna ederek dağdan indireceğine kim nasıl inanacaktır?

Hükümet bir yol ayırımına gelmiştir. Büyük bir vebal ile karşı karşıyadır. Yeniden müzakere tiyatrosunu başlatarak bu vebalin altına girecekse, bu güne kadar hayatlarını kaybeden şehitlerin yakınlarına, gazilere, bu durumu nasıl izah edecektir? Daha fazla kan dökülmesini engellemek için bu müzakereler savunulsa bile 2011’de Silvan örneğinde görüldüğü gibi yarın yeniden PKK’lıların “devrimci halk savaşı istiyoruz” diyerek müzakerelere sadık kalacakları nasıl temin edilecektir? Madem PKK’lılar ve Öcalan, bu işlerin müzakeresi yapılacak ölçüde makbul kimseler idiyse, bu kadar can kaybı niçin olmuştur?

Başbakan Erdoğan: bir yıl önce bıçak kemiğe dayandı demesinden sonra verilen büyük insani kayıplardan sonra ne değişmiştir? Daha bir iki ay öncesinde bile terörle ancak mücadele ederiz denirken bu gün onun partisi BDP bile atlanarak doğrudan terörle müzakere edilmeyi gerektirecek bir gelişme mi var? Bir yıl önce kemiğe dayanmış olan bıçak, şimdi kemikten uzaklaşmış mıdır?

PKK ile çözüm olmayacağı teslim edilmelidir. PKK birlikte ve barış içinde yaşamanın engelidir. Ne kadar oynak ve esnek hedefleri olduğunu göstermiştir. Barış isteyenler, kardeşlik tesisi isteyenler PKK’yı tasfiye etmeye mecburdur. Ama onu tasfiye etmeyenler bunu açıkça halka söyleyebilme cesaretini de göstermelidir.

Müzakere tiyatrosunun oyuncuları, operasyonlardan bir sonuç alınamadı gibi son derece anlamsız ve yersiz bir tekrarın da sahibidir. Devlet operasyonlardan sonuç alamadıysa PKK hangi kanlı vahşetinden sonuç almıştır? Bu gün kan dursun diye görünerek PKK’lı çözüm arayanlar, yarın PKK’nın başlatacağı “devrimci halk savaşı” etiketli terör eylemleri ile katledilenlerin hesabını nasıl ve kime vereceklerdir? AKP tek devlet, tek bayrak, tek resmi dil, tek başkent ilkesine sadık kalmalı. Bunu devam ettirilemez buluyorsa, bir referandumla halka görüşünü sormalıdır. Son kararı halk vermelidir.

Paylaş
Etiketler: erdoğanmüzakerepkk ile çözüm
Önceki Yazı

Kadınlarımız ve Siyaset…

Sonraki Yazı

Tekerlek Bile Üretemeyen MKEK…

Selami SAYGIN

Selami SAYGIN

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Selami Saygın

Kadının Yeri Ne Oldu?

24 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

Kerbela Faciası

10 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

İç Savaşın Başlaması

26 Kasım 2012
5k
Selami Saygın

Kalpak

08 Kasım 2012
5k
Sonraki Yazı

Tekerlek Bile Üretemeyen MKEK...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap