Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kemal ÖZER

Müslüman Halklar Nasıl “Normal”leştirildi!

Kemal ÖZER Yazar Kemal ÖZER
03 Temmuz 2015
Kemal ÖZER
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Koyunun can, kasabın da et derdinde olması gibi, Ankara hükümet, çocuklar da üniversite derdinde. Şimdi öğrenciler için tercih yapma vakti. Muhtemel geleceklerini “tayin” zamanı. 78 milyon nüfusa erişen Türkiye’nin 200’e yakın üniversitesi, 5 milyon dolayında da yüksek öğrenim talebesi varmış. Bu oran nüfusun yaklaşık yüzde 6’sı ve her yıl en az 1milyondan fazla yeni mezun.

Büyük “değer” atfedilen diplomalara sahip bu gençlerin pek çoğunun beklentisi de aynı oranda yüksek. Ailelerin ki, onlardan da fazla! Diplomanın kutsileştiği günümüzde, marifetten çok unvana, mesleğe ve gelire bakılıyor. Kısaca mal-mülk insanlığın, bilgi ve marifetin önünde!

New York’daki Colombia Üniversitesi’nin rahle-i tedrisinden geçmiş ve son günlerde iktidar ve medyanın lütfuna mazhar bir zat, ekranda bana “tıp okumamış biriyle bu konuları konuşmam” demişti. İşte bugün hem o üniversiteden bahis açacağız, hem de üniversitelerden…

Elbette “talim-terbiye” önemli ve bir bölümü bu müesseselerde verilir. Lakin bir çocuğun terbiyesi aileden ziyade mektebe kalmışsa vay o ahalinin haline. O terbiyenin referansları zamana ve çağa göre değişiyorsa vay o memleketin ahvaline. Öyle olursa, Ramazan demez, ahlak tanımaz arsız, hırsız, katil, eşcinseller sarar o diyarı.

Sadece çocuğunun geleceği için yaşar bir hâl arz eden günümüz insanının önemli bir bölümünün derdi; ilim, irfan ve hayırlı bir nesilden ziyade, iyi bir diploma, yüksek gelir, mesken ve varlıklı bir eş.

Sadece aileler değil, devlette böyle. Devlete göre bilgi, liyakat, ahlâk ve nezaketten ziyade diploma ve şişirilmiş özgeçmişler itibar görüyor. Bir de İngiltere, Amerika gibi ülkelerdeki Siyonist üniversitelerden mezun iseniz size her kapı açık…

Gerçekte bir memleketi bozan da, düzeltecek olan da eğitim müesseseleri ve özellikle de üniversiteler. Osmanlı’ya içeriden ihanet edenler de yüksek tahsilliler değil miydi? Evet, çok sayıda üniversitemiz var. Ama bazılarının bira festivali yapmaktan, eşcinsellere kucak açmaktan, ilaç, aşı, tohum, silah ve medya firmalarıyla iş tutmaktan başka meselelere zamanları kalmıyor pek.

Üniversiteleri bu hâle gelmiş bir toplumdan ümit var olmak güçleşiyor. Fakat bataklıkta biten gül misali yeşeren az sayıdaki seçkin genci gördükçe de ümitsizliğimiz sönüyor. Malum bir üniversitenin mezunları çok değil, 10-15 yıl sonra o ülkenin siyasetçisi, bürokratı, diplomatı, akademisyeni hatta işadamı demektir.

Bu yüzden onlara yatırım yapmak, yol, havalimanı, hızlı tren, metro, mütekebbir kuleler inşa etmekten daha elzem. ‘Onlara yatırım yapmak’ dediysek; binalar yapmak, fakülteler açmak, şatafatlı diplomaları olanları oralarda akademisyen yapmaktan söz etmiyoruz. Burs verip, yurtlar inşâ etmek de değil marifet!

İşte iktidarın en çok eleştirileceği başlık tam da burası. Bu hususta keyfiyetten ziyade, kemiyete önem verildi. Muhakemeden çok, ezber sürdürüldü. Muhtevadan çok, istatistik öncelendi. Erzurumluların şikâyet ettiği gibi, verimli tarım arazileri bile üniversite binası için kullanıldı.

Üniversite okuyacak ve tercih yapacak gençlere tavsiyelerimi gelecek yazıda devam etmek kaydıyla, Yahudilere ait bir okul olan Colombia Üniversitesi’nin, Türkiye’yi nasıl formatlandığını, 11 Amerikalı yazarın ortaklaşa kaleme aldığı ‘Üniversiteler Amerikan İmparatorluğu’ adlı eserde özetle şöyle anlatılır:

Charles Glock, 1949 yılında New York’daki Colombia Üniversitesi’nin sosyal düşünce kuruluşlarından biri olan ‘Uygulamalı Sosyal Bilim Araştırmaları Bürosu (BASR)’ın başına getirilir. Ordu, istihbarat ve propaganda kuruluşlarından finansal destek koparmada uzmanlaşmış olan Glock’un ana görevi, Türk Üniversitelerini şekillendirmek. Bunun yolu da öğretim görevlilerinden geçecektir.

Resmiyette Glock’un müşterisi, dinleyicilerin yayınlara tepkisine ilgi duyan Amerika’nın Sesi radyosu ise de, bu sadece maske. Onun gerçek amacı, bir dizi istihba­rat ve propaganda çalışması yürütmek.

Bunlar arasında, Türkiye’deki kit­le iletişim araçlarının profili, nükleer savaş için “bilimsel” planlama ve şe­hirlere yönelik kimyasal silah saldırıları, siviller ve mahkûmlar arasında psi­koza neden olmadaki “yararları” bakımından LSD ve benzer ilaçların sınanması gibi konular da yer alır. Dahası -1970’lerde bir kez daha tekrarlanacak olan- üniversite kürsüleri… Bu hal galiba artık sıradanlaştı.

Bugün gizliliği kaldırılan arşivlere göre, Türkiye’yi kendilerine benzetmek isteyenler, ilk dilimi on yıldan fazla süren bu projeler için oluk oluk para akıtmış.

Daniel Lerner ve Lucille Pevsner’in kaleme aldığı ve BASR’ın yayınladığı, The Passing of Traditional Societty: Modernizing the Middle East (Geleneksel Toplumun Geçip Gidişi: Ortado­ğu’yu Modernleştirmek) adlı esere göre yürütülen çalışma, Türkiye ve diğer Ortadoğu ülkelerine uygulanan biçimiyle, ekonomik ve politik “kalkınma teorisi”nin temelini oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda zihinsel dönüşümünü de sağlar.

Lerner ve Pevsner, Türk toplumundaki gruplar için bir tipoloji geliştirir. Bu tipoloji, batılı üniversiteler, bankalar ve IMF gibi “kalkınma” kuruluşları tarafından Türkiye’ye be­nimsetilir. “Geleneksel toplumun geçip gidişi” olarak tanımlanan ekonomik kalkınmaya tapındırılır.

Kendilerini “normal” olarak gören bu yapılara göre; Türklerin çoğunluğu, Araplar, İranlılar ve diğer Müslüman halklar “normal” değildi. Yani batılılara göre bizler “azgelişmiş”tik ve onlara benzedikçe gelişecek ve normalleşecektik. Üniversitelerde bunun için geliştirilmiş torna tezgâhı rolünü üstleniyordu.

Bu rolünü halende sürdürmüyor mu? Çocuğumuzu yani geleceğimizi teslim edeceğimiz kurumları sadece bir “tercih” meselesi olarak mı görmeliyiz sizce? Nasipse devam edeceğiz…
Kaynak: Yeni Söz

Paylaş
Etiketler: Halklarmüslüman
Önceki Yazı

Fındıkta Tehlike

Sonraki Yazı

Üç Çocuk mu?

Kemal ÖZER

Kemal ÖZER

İlişkili Yazılar

Kemal ÖZER

Hoşça kalın, Allah’a Ismarladık

02 Şubat 2021
5k
Kemal ÖZER

Ya Şimdi Yahut Bir Asır Daha Esarete Devam

17 Ağustos 2020
5k
Kemal ÖZER

‘İlaç’ Savaş ve Suç Ürünüdür

14 Mayıs 2020
5k
Kemal ÖZER

Kemalizm: Türkiye’nin Çıkmaz Sokağı

05 Mayıs 2020
5k
Sonraki Yazı

Üç Çocuk mu?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap