Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Asım SES

Muktedir Olmanın Dayanılmaz Bedeli

Asım SES Yazar Asım SES
05 Ocak 2012
Asım SES
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Türkiye’de taşlar yerine oturmaya başlıyor. İktidar devletle özdeşleşmeye, devleti sahiplenmeye, sevabını zaten sahipleniyordu da, ayıbını da sahiplenmeye başlıyor artık zoraki de olsa.. Sıra devletin (memur ve organlarının) ayıbının gereklerini yerine getirebilme olgunluğunda.. Misal, devletin ayıbının sorumluları istifa etmesi gerekiyorsa istifa etmelerini istemek veya istifa etmek gibi..

Türkiye, itiraf edelim ki, üzerine vazife olmayanı vazife edinenlerle, üzerine vazife olanı savsaklayanın tuhaf, göz teması mutabakatıyla yönetildi uzun süre. Ve aslında bu mutabakat bugünde devam ettirilmek niyetinde de, artık ne iç dinamikler (aydınlar ve orta sınıf) özellikle de dış dinamikler (küresel sermaye ve hukuk), isteyerek veya istemeyerek göz yumamıyor. Çünkü bir dokudaki, yapıdaki değişim kendileri ile temasta olan dokuları/yapıları da değişmelerine neden olabiliyor (sömürgelerin II. Dünya savaşından sonra bağımsızlıklarını elde etmeleri) veya değişim için onlarla temasa geçiyor (2011 Arap baharı).

Türkiye’de Osmanlıdan bu yana, yapılan tüm yenilikler orduyu güçlü tutmak içindir. Bunda Türklerin tüccar millet olmaktan ziyade asker bir millet, yerleşik bir toplum olmaktan ziyade göçebe bir toplum olmaklığının etkisi vardır. 19.yy yarısından, özellikle son çeyreğinde, II.Abdülhamit döneminde yapılan tüm yenilikler ordunun savaş gücünü artırmak için yapılmıştır. Askeri Tıbbiye, Askeri Baytariye, deniz mühendislik okulu, Mektebi-i Harbiye, Hendese-i Mülkiye Mektebi (mühendislik).. Yine bu dönemde Saray Enderun’undan yetişenlerin yeterli gelmemesi, teknolojinin (telgraf, yol yapımı) gelişmesiyle zorunlu olarak idarenin ve maliyenin merkezileşmesinin gerekliliği sonucu, özellikle taşraya memur yetiştiren Mektebi-i Mülkiye de yine bu dönemde açılmıştır. Tüm bu okullar devlete ve saltanata hizmet için eleman yetiştirirken, sosyal fayda gereği, bir askeri ve sivil Osmanlı aydın sınıfını da oluşturuyordu. Bu asker ve sivil bürokrat aydın sınıfı (küçük burjuva), Osmanlıyı ayağa kaldıramayıp I.Dünya Savaşından sonra da saltanat esir edilince, Anadolu’ya doluşmuş, bu kez Türkiye’yi ayağa kaldırmaya çalışmışlardır. Yeni hareketin ve ardından yeni devletin sivil veya asker öncü kadrolarının çoğunluğu ordu içinden çıkmıştır. Fiili mutabakat da bu tarihsel süreç içinde şekillenmiştir. Gerek tek parti döneminde gerekse çok partili dönemlerde seçilmişler devleti, asker ve sivil bürokratlarla birlikte yönetmişlerdir. Yasalara göre burada bir ast üst ilişkisi olsa da fiiliyatta “eşitler arasında protokol hiyerarşisinden” öteye bir şey yoktu. Bana göre bu yapıya, II: Dünya Savaşı sonrası Batı’dan esen demokrasi rüzgârının etkisiyle, seçilmişlerin atanmışlar üzerinde mutlak muktedir olması gerektiği gerekçesiyle, Adnan Menderes müdahale etmek istemiştir. Güvendiği ise seçmen kitlesiydi. Ama sonu Mithat Paşa gibi olmuştur, arkamda durur dediği seçmen/halk yan çizmiştir. (Tam bu noktada hep aklıma Japon yönetmen Akira Kurosawa’nın Yedi Samuray (1954) adlı filmi gelir.)

Şimdi emekli olmuş bir Harbiyeli ile bundan birkaç yıl önce sohbet ediyorduk. Kendisine, neden ordunun kendisini her şeye müdahil olmak zorunda hissettiğini, sormuştum. Çünkü bazen, zaten, dış konjonktür etkisiyle %100 lehte sonuç alınamayacak ülke sorunlarında bile kabak dönüp dolaşıp ordunun başına patlıyor, diye sorumun yönünü de belli etmişti. Emekli Harbiyeli gayet samimi bir şekilde, “Bizi liseden itibaren öyle yetiştiriyorlar ki kendimizi buna mecbur hissediyoruz. Bize, gün gelir herkes bu ülkeyi bilerek veya bilmeyerek satabilir, ama bir Harbiyeli asla, derler. Bizde geriden gelenleri böyle yetiştiriyoruz. Nerede sivil bürokratların bir eksiğini görsek, yasal alt yapısı var mı yok mu bakmadan o eksiği tamamlamaya çalışırız. Mesela, Milli Eğitimde, mesela dış politikada, mesela Milli İstihbaratta.. Birçoğu bilmez, müttefikimiz ABD ile yapmış olduğumuz askeri anlaşmaların içinde eğitim ve kültürle ilgili anlaşmalarda vardır. Müttefiklerde bu durumdan memnundu. Çünkü bir kurumla(askerlerle) muhatap olmuş oluyorlardı. İşler 1990’ların ikinci yarısından sonra değişmeye başladı. Güneydoğu’daki bazı eylemler basına yansıdığında, ilk defa karşımıza yasalar çıktı. Bizde şaşırdık. Çünkü vatan bölünme tehdidindeyse gerisi teferruattır. Biz şaşırdığımız gibi, o zamanki siyasal iktidarlarda şaşırmışlardı. Ve 1990’lı yıllar bir keşmekeşlik içinde, az izinin it izine karıştığı, doğru ile yanlışın ayrılamadığı bir dönem olarak tarihe geçmiştir.” (Bu sözler zaman zaman yaptığımız sohbetlerin özetidir). Ben kendisine, özel sektörde yaşadığım deneylerden ve Siyasal Bilgiler Fakültesi müfredatından edindiğim bilgiler ışığında, “..Valla hocam, her şey iyi gittiği sürece kimsenin aklına kanunlar ve kanunlara uymak gelmez. Örneğin, “sivil” belediyeler kanunları hiçe sayıp İstanbul’un yağmasına göz yumup köyden beter duruma gelmesine neden olmuşlardır. Ama işler kötü gidince, birileri kanunları adamın gözüne gözüne sokunca herkes günah keçisi arar. Onun için, iyi bir asker olmanın yanında mutlaka, kendi alanınla ilgili yasaları da öğrenmende fayda var. Eğer bir emir açıkça kanunlara aykırı ise emri yazılı iste..” demiştim. Güldü, “.. bir operasyonda K.Irak’tan gelen PKK’lıların Cudi Dağı eteklerinde geçiş için kullandığı, dik ve sarp kayalar nedeniyle kontrolü çok zor bir vadi içinde köy vardı. Biliyoruz ki, PPK’lılar gece geçişlerinde buradan lojistik destek sağlıyor. Köylülerde saklamıyordu. Devlet koruyamayınca çaresizler. Bir gün operasyonda şehit verdik. Başımızdaki Komutan sinirden kuduruyor. Bombalayın şu köyü, yakın! Diye emir verdi. Kimse kıpırdamadı. Yarbay, üsteleyince, “komutanım başımız belaya girer, emri yazılı verir misiniz” dediğimizde, komutanında aklı başına geldi. Toparlanın gidiyoruz, dedi. Biz kanunlara uymuştuk, PPK’lılar da o vadiden geçmeyi sürdürdü.” (Bu konuşmamızda sanırım 1994’lerde olmuştu.)

Terör karşısında yapılan kanunsuz uygulamalara, akılcı da olabilir, bir gerekçe mutlaka bulunabilir. Ama bir devletin gelişmişliği de çıkardığı kanunlara sahip çıkmasında (hukuka saygısında) değil midir? Ve çağdaş devletin yönetim becerisi, hukuka uygun kanun çıkarmakta ve bu kanunları adaletli, genel, objektif, yansız olarak (hukuk başlangıcı dersini hatırladım) uygulayabilmekte yatmakta değil midir? Yoksa birbirimiz mi kandırıyoruz veya birileri bizi mi kandırıyor? 04.01.2012

Paylaş
Etiketler: muktedirvazife
Önceki Yazı

Bir Çöpe İki Vergi!

Sonraki Yazı

Rahim Ağzı Kanseri Aşısı İiçin Uzmanlar Ne Diyor?

Asım SES

Asım SES

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Asım SES

Etnik Ve Cihatçı Terör Demokrasinin Yüreğini Hedefliyoır

24 Mart 2016
5k
Asım SES

Siyaset Konuşmaları Birinci Toplantısı Gerçekleşti

18 Mart 2016
5k
Asım SES

Oporotnist Demokrasi Lanetlesi Terör Üzerine

15 Mart 2016
5k
Asım SES

Dava Adamı-Devletin Adamı-Devlet Adamı-Davanın Adamı

04 Haziran 2015
5k
Sonraki Yazı

Rahim Ağzı Kanseri Aşısı İiçin Uzmanlar Ne Diyor?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap