Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Tamer AVCI

Modernleşen Muhafazakarlık, Totaliterleşen Ulusalcılık!

Tamer AVCI Yazar Tamer AVCI
25 Eylül 2009
Tamer AVCI
2
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Türkiye’nin Siyasi Dönüşümü, Muhafazakarlığın Modernleşmesi ve  Ulusalcılığın Totaliterlesmesi

Son çeyrekte cumhuriyet Türkiye’si büyük bir metamorfoz yasıyor. Bu konuda toplumun bütün kesimleri hemfikir. Ancak algılarımızla olayı farklı şekillerde yorumlayabiliyor veya etkilendiğimiz araçların bizi boyadığı renklerin ötesine geçemiyoruz. Bu bağlamda muhafazakarlıkla ve ulusalcılığın çok keskin biçimde karşı karşıya gelmelerinin, semboller üzerinden bir taktik yaklaşım geliştirmelerinin ,derinlerinde ne olduğunu gerçek haliyle görmek elbette zorlaşıyor.

Burada yaşanan kafa karışıklığının en temelinde ,entelektüel çabalarımızın yetersizliği, medyamızın tiraj ve nitelik bakımlarından çok gerilerde kalmış olması, sivil toplumun çabalarının yetersizliği kadar samimiyetinin tartışılıyor olmasının rolü büyük. Entelektüel çabalarımız yetersiz, çünkü eğitim sisteminden gelen okumayı, önemsemeyen ve basite alan yaklaşım egemen bir yaklaşıma dönüşmüş, okuyanlarımızı uçlarda gezen sosyal dokunun bir parçası olmak istemeyen veya politik anlamda illegaliteye yatkın kişiler olarak görmek istiyoruz. Medyamız dünyadaki çağdaş ülke medyalarının ulaştığı tirajın onda birlerinde değil ve ayrıca medyadaki tekelleşme tehlikeli bir ötekileştirme çabası taşıyor. Sivil toplum kuruluşları amaçları ve işlevleri itibariyle tartışmalı hallerinden kurtulmadıkları gibi, çağdaş yöntemler ve yollar kullanmadıkları için ciddiye alınmıyor. Bu kafa karışıklığını teslim ettikten sonra, muhafazakarlığı ve ulusalcılığı yakından anlamaya çalısalım.

Türkiye’de muhafazakarlık cumhuriyetin ilk iki çeyreğinde kendisine dayatılan mürteci kimliğinin sıkıntılarını boyuna yaşadı. Buna karşı duran aydınlarını hapislerde, sürgünlerde, tecritlerde, sorgulamalarda büyük sıkıntılara maruz bıraktı. Önde gidenleri gibi arkadan gelenlerde, ağır komplekslere itildi, kendini dönüştürenler büyük bir ispat davasına girdi, çağdaşlığı demokratlığı ve rejimin kendisini içselleştirdiğini kanıtlamak için çabalayıp durdu. Buna ihtiyaç varmıydının yanında, ihtiyaç olsa bile bu çabaların aslında muhatapları tarafından umurlarında olup olmadığı ağır bir tartışma konusu oldu.

Çünkü çoğunlukla zengin değillerdi, medya gibi etkin vasıtaları yoktu, alınganlıklarının bir somut nedene dayandırılmayacağı konusunda argümanları ellerinden alınmıştı. Aslında geliştirdikleri savunma biçimleri o iki çeyrekte ise yaramamış olsa bile, son çeyrekte en azından zihinsel dönüşüm için bir çabaya yol açacaktı. Çünkü ayırt etmeksizin bütün aydınların değerli fikirlerinin peşinden koştular. Hatta muhafazakarlığı çok dışlayan aydınlarla olan ilişkileri muhafazakar aydınlarla olan ilişkilerinin çok üzerine geçti. Bunun objektiflik anlamında tartışılır yanları olsa da, dengeyi aleyhlerine bozanların tahmin etmediği bir şekilde ,yasadıkları ile okudukları arasındaki farklılığı bir denge haline getirebildiler. Uzun zamanlar iktidarlar tarafından hoyratça kullanıldılar. Bunu ağır bir saflık veya kandırılmışlık olarak açıklamak kadar, bir yere ait olmak için iktidarın yanında olmanın pratik ve pragmatik bir yol olduğunu sandılar. Son çeyrekte ise iktidarın stepneleri değil, iktidarın lokomotifi olma niyetine yöneldiler.

Bunu büyük ölçüde basardılar. Karşılıklı bir beslenme biçimine dönüşen bu ilişki, hukukun ağır zafiyetler içinde olmasından dolayı, ehliyetiz ve de mesleksiz yığınları çok önemli konumlara getirdi. Haksiz kazanç ve konumların muhafazakarlığın en temel alanlarına ters düşmesine aldırmadılar. Ehliyet ve hakkaniyet çok önemli olmadı. Bürokratik iktidar karşısında yıllarca aldıkları pozisyon, haksız ve temelsiz bu edinimleri onlar için meşrulaştırma çabalarının bir amnetusu haline geldi. Ancak AB gibi ekonomik ve siyasal anlamda tartışmasız bir modernleşme projesine herkesi şaşırtacak biçimde inandılar ve bu projeye herkesten fazla destek oldular.AB kaprisli ve huysuz bir gelin gibi hareket etmesine rağmen, muhafazakarlık durusunu ve bakisini değiştirmedi.Belki bürokratik iktidardan kurtulma anlamında belki önceki iki asırda yasadıkları kompleksleri ve acıları giderme adına ,bu proje bir çıkış yolu olmuştu.

Bunların yanında cumhuriyet eliti kendini dönüştürmek yerine, içine kapandı. Muhafazakarlığın dönüşümüne inanmadı. AB projesi konusunda onlar kadar istekli görünmediler. Kıbrıs meselesinde olduğu gibi bir çok meselede, günlük politikaları ülkenin genel politikalarının önünde gördüler. Liberallerle muhafazakarların aynı fotoğrafta görüntü vermelerine izin verdiler. Karşı çıkmanın veya kendini dönüştürmenin bir kaçış veya geriye dönme biçimi olduğunu düşündüler. Bütün bunların yanında sosyal ve ekonomik konularda siyaset geliştirmek yerine ,rejimin muhafızlığı gibi politik konulara ağırlık verdiler.

Fakirleşmenin ve çağdaş dünyadan bu nedenlerle uzaklaşmanın, rejim konusundaki tartışmalardan daha önemli olduğu konusuna mesai ayırdılar. Güçlenen gerçek anlamda muhalefetsiz kalan muhafazakarlığın yozlaşan tartışılması gereken alanlarına girmediler. Ağır ve önemli meseleler yerine semboller üzerinden tartışmalar girdiler. Özgürlükler yerine baskılar ve yasaklar yanında yer aldılar. Zaman zaman militarist yapının yanında yer alarak veya militarist dil kullanarak, sivil anlayışın tartışılır olmasına, en önemli hukuk kurumlarına da baskı yaparak da hukukun politize edilmesine yol açtılar. Bütün bunlardan hareketle sonuçta denilmesi gereken sudur.

Bütün kesimleriyle ülke insani çağdaşlaşmanın modernleşmenin yanında olmalıdır.Bunu gerçekleştirecek en önemli araçlardan biri olan AB projesinin gerçekleşmesi için toplumun bütün kesimleri tek yürek tek anlayış içinde hareket etmelidir. Bütün problemlerimizin temeli olan fakirlik problemi rejim içinde geleceğimiz içinde büyük bir tehdittir.. Farklı düşünce, tarz, sembol ve vasıtalar zenginliğimizdir. Ortak bir bakış açısıyla özgürlüklerimizin, çağdaşlaşma ve modernleşmemiz için şart olduğunu, bunun içinde üretkenliğimizin ve zenginliğimizin büyük önem taşıdığını görmeliyiz. Temel önceliklerimizin daha fazla vurgulanmasını, olumun ve öldürmenin kutsanmamasını, ölüleriyle gurur duymanın, az oldu veya az olduruldu gibi ilkel bir anlayış sürdürmenin, az gelişmişliğimizin bir sonucu olduğunu, barış için caba göstermenin empati yapabilme yeteneğiyle mümkün olabileceğini, bütün bunların çağdaş ve uygar toplumların öncelikli konuları olduğunu gözden uzak tutmamalıyız.

Paylaş
Etiketler: değişimdinkültürpolitikaSiyaset
Önceki Yazı

Yeni Ders Yılı Başlarken…

Sonraki Yazı

Sel Felaketinin, III. Boğaz Köprüsü Tercihine Etkisi!

Tamer AVCI

Tamer AVCI

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Tamer AVCI

Aşkın Toprağına Karıştım

03 Aralık 2012
5k
Tamer AVCI

İtibarlı Dış Politika

12 Ocak 2011
5k
Tamer AVCI

CHP’li Minyeli Abdullah

12 Eylül 2010
5k
Tamer AVCI

Üç Gandi

21 Temmuz 2010
5k
Sonraki Yazı

Sel Felaketinin, III. Boğaz Köprüsü Tercihine Etkisi!

Yorumlar 2

  1. admin says:
    16 yıl önce

    Güzel yaklaşımlar. Katılmamak mümkün değil. Teşekkürler.

  2. Halil DAĞ says:
    16 yıl önce

    Türkiye’de muhafazakarlığın artık gerçekleri ortaya koyacak şekilde tartışılmasının zamanı geldi.
    Bu bakımdan zamanında ve yerinde bir yazı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap