Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Nazimi AÇIKGÖZ (Prof.Dr.)

Monsato’nun Brezilya’da Başı Neden Dertte!

Prof.Dr. Nazimi AÇIKGÖZ Yazar Prof.Dr. Nazimi AÇIKGÖZ
06 Haziran 2012
Nazimi AÇIKGÖZ (Prof.Dr.)
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

2011 verilerine göre 70 milyar US$ tarımsal ihracat fazlasıyla Brezilya dünyanın sayılı gıda ambarlarından biri. Monsanto ise tohumculuk konusunda dünya lideri (Tablo!). Bu ikilinin ticari partnerliğinin zirvede olacağı bir gerçek. Fakat hızla gelişen tarımsal biyoteknolojiye ayak uyduramayan ticari hukuk, özellikle ıslahçı hakları (biyolojide fikri mülkiyet hakları) konusunda, toplumun her kesiminde özümlenememiş olmasından nedeniyle, farklı yorumlara sebep olabilmektedir. İşte Monsanto’nun başı bu nedenle derttedir.

Olay, tohumu geliştirilen ve pazarlanan çeşidin koruma altın alınması ve ıslahçısı firmanın ıslahçı hakları çerçevesinde tohumu kullanan üreticiden para talep etmesi ile başlar.  Tohumda hukuki anlamda iki farklı kavram vardır. Birincisi tohumluğun bir ticari meta oluşu, ikincisi ise tescilli bir çeşit tohumunda, o çeşidi geliştiren kişi veya kuruluşun yıllarca verdiği emek, yaptığı masrafın oluşturduğu “fikri mülkiyet hakları” karşılığı olan “ıslahçı hakları (royalite)”nin varlığıdır. Yeni bir çeşit, yıllarca süren emek ve yatırımın ürünü TEKNOLOJİK bir eser, yenilik, bir bulgudur. Ancak söz konusu tohumluk “çeşit” olarak tescil edilmeli ve yasalara göre “koruma altına” alınmalıdır. U P O V (Uluslararası Yeni Çeşitleri Koruma Birliği) sözleşmesinin ilkelerine dayanan yeni bitki çeşitlerinin korunması  tarımın gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Uluslar arası firmalar bir ülke UPOV sözleşmesini imzalayana kadar hiçbir ülkeye hibrit (mısır gibi tek yıl kullanım olan) dışı örneğin soya, buğday gibi türlerin yeni çeşitlerini ihraç etmezler. Bu uygulamalar sayesinde ıslahçılar geliştirdikleri çeşitlerin gelirleri ile yeni çeşitlerin ıslahı için kaynak elde etmekte,  yetiştiriciler ise yeni geliştirilen çeşitlerde hastalıklara daha dayanıklı, daha kaliteli daha güvenli ve daha verimli tohumluğa kavuşmaktadırlar. Batıda tohumculuk endüstrisi, bu sistemlerle sahte tohum kullanımının engellenmesinden ıslahçı haklarının korunmasına bir seri yasa – yönetmelik çıkarılmış ve bu mevzuatın yürütülmesi için birçok kuruluşlar oluşturulmuştur. UPOV,  WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Hakları Organizasyonu), TRIPS (Ticari Fikri Mülkiyet Hakları Organizasyonu), CPVO (AB Topluluk Bitki Çeşitleri Ofisi) ve PVPO (Bitki Çeşitlerini Koruma Ofisi). Bu uluslar arası organizasyonlar desteği ile dünya tohumculuğu sorunsuz bir şekilde sürdürülmektedir.

 

Tohumculuk firmaları ürününü eken çiftçinin elde ettiği ürün miktarına veya satış fiyatına göre royaliteyi belirleyebilir. Royalitenin tahsilinde de genelde çiftçi örgütleri ile anlaşmalı çalışır. Bu bağlamda “Küçük Çiftçi 1 İstisnası” gibi uygulamalara da rastlanmaktadır.

 

İşte bu bilimsel ve yasal çerçevede iki partner ticari ilişkileri sorunsuzca sürdüredurmuşlardır. Bilindiği gibi Brezilya ilk biyotek ürün tarımına 2003 yılında soya fasulyesi ile başlamıştı. 1996 yılında devreye giren transgenik çeşitlerin ekimi ülkede yasaktı ve çiftçi tohumu Arjantin’den kaçak olarak getirtiyordu. Çünkü transgenik çeşitlerin kullanımı ile yılda iki ürün alma şansı yakalanabildiği gibi ilaç kullanımında tasarruf nedeniyle % 30 civarında maliyet düşüklüğü, yani kar sağlanıyordu. Brezilya, dünyada ekilen alanların %12’sine karşılık gelen 160 milyon Hektarlık transgenik ekim alanının % 17sine sahip. 18 milyon Hektar soya, 8 milyon Hektar da mısırın yanında bir miktar da biyotek pamuk ekilmektedir. Ülke kamusal araştırmalar sonucu 2011 yılında ilk GDO baklayı tescil ederek adeta dünyada gelişmiş ülke özel sektörünün hegemonyasında bulunana tarımsal biyoteknoloji tekeline son vermiştir. 

 

Rio Grande do Sul eyaletinde açılan davanın konusu Monsanto’nun 5 milyon soya çiftçisinden tahsil ettiği 6,2 milyar Euronun iadesi. Hala devam eden davayı üreticiler birliği açıyor, fakat tarım işçileri örgütü de müdahil oluyor. Davada üreticinin tohumu tekrar ekmesi halinde, hatta tohum değişiminde dahi royalite ödeme durumunda kalınmasından yola çıkılarak şirketin yasal olmayan tahsilâtta bulunduğundan hareket ediliyor. Her ne kadar çiftçi örgütü uluslar arası hukuka göre firmanın tohum satışından aldığı royaliteyi kabul ediyorsa da, ürünlerinin satışından royalite taleplerine karşı çıkıyorlar.

 

Ülkemizde “Islahçı hakları” ile ilgili olarak tüm düzenlemeler yapılmıştır. Bu nedenle dünyadaki tüm yeni çeşitler ülkemize girebilecektir. Ne var ki her sektörde görülen “kötüye kullanıma”  tarımsal üretim ve ihracatında da rastlanmaktadır. Macaristan gümrüğünde el konulan, uluslar arası koruma altına alınan, fakat ülkemizde izinsiz üretilen ve ihraç edilmeye çalışılan “çiçek yüklü dört Türk tırı” örneğinde olduğu gibi!  

Nazimi Açıkgöz (http://blog.milliyet.com.tr/gidakrizivebilim)



Küçük Çiftçi her ülke yasalarına göre değişmekle birlikte yaklaşık 100 ton veya eşdeğerinden daha az ürün elde eden çiftçi).

 

 

2011 verilerine göre 70 milyar US$ tarımsal ihracat fazlasıyla Brezilya dünyanın sayılı gıda ambarlarından biri. Monsanto ise tohumculuk konusunda dünya lideri (Tablo!). Bu ikilinin ticari partnerliğinin zirvede olacağı bir gerçek. Fakat hızla gelişen tarımsal biyoteknolojiye ayak uyduramayan ticari hukuk, özellikle ıslahçı hakları (biyolojide fikri mülkiyet hakları) konusunda, toplumun her kesiminde özümlenememiş olmasından nedeniyle, farklı yorumlara sebep olabilmektedir. İşte Monsanto’nun başı bu nedenle derttedir.

Olay, tohumu geliştirilen ve pazarlanan çeşidin koruma altın alınması ve ıslahçısı firmanın ıslahçı hakları çerçevesinde tohumu kullanan üreticiden para talep etmesi ile başlar.  Tohumda hukuki anlamda iki farklı kavram vardır. Birincisi tohumluğun bir ticari meta oluşu, ikincisi ise tescilli bir çeşit tohumunda, o çeşidi geliştiren kişi veya kuruluşun yıllarca verdiği emek, yaptığı masrafın oluşturduğu “fikri mülkiyet hakları” karşılığı olan “ıslahçı hakları (royalite)”nin varlığıdır. Yeni bir çeşit, yıllarca süren emek ve yatırımın ürünü TEKNOLOJİK bir eser, yenilik, bir bulgudur. Ancak söz konusu tohumluk “çeşit” olarak tescil edilmeli ve yasalara göre “koruma altına” alınmalıdır. U P O V (Uluslararası Yeni Çeşitleri Koruma Birliği) sözleşmesinin ilkelerine dayanan yeni bitki çeşitlerinin korunması  tarımın gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Uluslar arası firmalar bir ülke UPOV sözleşmesini imzalayana kadar hiçbir ülkeye hibrit (mısır gibi tek yıl kullanım olan) dışı örneğin soya, buğday gibi türlerin yeni çeşitlerini ihraç etmezler. Bu uygulamalar sayesinde ıslahçılar geliştirdikleri çeşitlerin gelirleri ile yeni çeşitlerin ıslahı için kaynak elde etmekte,  yetiştiriciler ise yeni geliştirilen çeşitlerde hastalıklara daha dayanıklı, daha kaliteli daha güvenli ve daha verimli tohumluğa kavuşmaktadırlar. Batıda tohumculuk endüstrisi, bu sistemlerle sahte tohum kullanımının engellenmesinden ıslahçı haklarının korunmasına bir seri yasa – yönetmelik çıkarılmış ve bu mevzuatın yürütülmesi için birçok kuruluşlar oluşturulmuştur. UPOV,  WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Hakları Organizasyonu), TRIPS (Ticari Fikri Mülkiyet Hakları Organizasyonu), CPVO (AB Topluluk Bitki Çeşitleri Ofisi) ve PVPO (Bitki Çeşitlerini Koruma Ofisi). Bu uluslar arası organizasyonlar desteği ile dünya tohumculuğu sorunsuz bir şekilde sürdürülmektedir.

 

Tohumculuk firmaları ürününü eken çiftçinin elde ettiği ürün miktarına veya satış fiyatına göre royaliteyi belirleyebilir. Royalitenin tahsilinde de genelde çiftçi örgütleri ile anlaşmalı çalışır. Bu bağlamda “Küçük Çiftçi 1 İstisnası” gibi uygulamalara da rastlanmaktadır.

 

İşte bu bilimsel ve yasal çerçevede iki partner ticari ilişkileri sorunsuzca sürdüredurmuşlardır. Bilindiği gibi Brezilya ilk biyotek ürün tarımına 2003 yılında soya fasulyesi ile başlamıştı. 1996 yılında devreye giren transgenik çeşitlerin ekimi ülkede yasaktı ve çiftçi tohumu Arjantin’den kaçak olarak getirtiyordu. Çünkü transgenik çeşitlerin kullanımı ile yılda iki ürün alma şansı yakalanabildiği gibi ilaç kullanımında tasarruf nedeniyle % 30 civarında maliyet düşüklüğü, yani kar sağlanıyordu. Brezilya, dünyada ekilen alanların %12’sine karşılık gelen 160 milyon Hektarlık transgenik ekim alanının % 17sine sahip. 18 milyon Hektar soya, 8 milyon Hektar da mısırın yanında bir miktar da biyotek pamuk ekilmektedir. Ülke kamusal araştırmalar sonucu 2011 yılında ilk GDO baklayı tescil ederek adeta dünyada gelişmiş ülke özel sektörünün hegemonyasında bulunana tarımsal biyoteknoloji tekeline son vermiştir. 

 

Rio Grande do Sul eyaletinde açılan davanın konusu Monsanto’nun 5 milyon soya çiftçisinden tahsil ettiği 6,2 milyar Euronun iadesi. Hala devam eden davayı üreticiler birliği açıyor, fakat tarım işçileri örgütü de müdahil oluyor. Davada üreticinin tohumu tekrar ekmesi halinde, hatta tohum değişiminde dahi royalite ödeme durumunda kalınmasından yola çıkılarak şirketin yasal olmayan tahsilâtta bulunduğundan hareket ediliyor. Her ne kadar çiftçi örgütü uluslar arası hukuka göre firmanın tohum satışından aldığı royaliteyi kabul ediyorsa da, ürünlerinin satışından royalite taleplerine karşı çıkıyorlar.

 

Ülkemizde “Islahçı hakları” ile ilgili olarak tüm düzenlemeler yapılmıştır. Bu nedenle dünyadaki tüm yeni çeşitler ülkemize girebilecektir. Ne var ki her sektörde görülen “kötüye kullanıma”  tarımsal üretim ve ihracatında da rastlanmaktadır. Macaristan gümrüğünde el konulan, uluslar arası koruma altına alınan, fakat ülkemizde izinsiz üretilen ve ihraç edilmeye çalışılan “çiçek yüklü dört Türk tırı” örneğinde olduğu gibi!  

Nazimi Açıkgöz (http://blog.milliyet.com.tr/gidakrizivebilim)



Küçük Çiftçi her ülke yasalarına göre değişmekle birlikte yaklaşık 100 ton veya eşdeğerinden daha az ürün elde eden çiftçi).

 

 

2011 verilerine göre 70 milyar US$ tarımsal ihracat fazlasıyla Brezilya dünyanın sayılı gıda ambarlarından biri. Monsanto ise tohumculuk konusunda dünya lideri (Tablo!). Bu ikilinin ticari partnerliğinin zirvede olacağı bir gerçek. Fakat hızla gelişen tarımsal biyoteknolojiye ayak uyduramayan ticari hukuk, özellikle ıslahçı hakları (biyolojide fikri mülkiyet hakları) konusunda, toplumun her kesiminde özümlenememiş olmasından nedeniyle, farklı yorumlara sebep olabilmektedir. İşte Monsanto’nun başı bu nedenle derttedir.

Olay, tohumu geliştirilen ve pazarlanan çeşidin koruma altın alınması ve ıslahçısı firmanın ıslahçı hakları çerçevesinde tohumu kullanan üreticiden para talep etmesi ile başlar.  Tohumda hukuki anlamda iki farklı kavram vardır. Birincisi tohumluğun bir ticari meta oluşu, ikincisi ise tescilli bir çeşit tohumunda, o çeşidi geliştiren kişi veya kuruluşun yıllarca verdiği emek, yaptığı masrafın oluşturduğu “fikri mülkiyet hakları” karşılığı olan “ıslahçı hakları (royalite)”nin varlığıdır. Yeni bir çeşit, yıllarca süren emek ve yatırımın ürünü TEKNOLOJİK bir eser, yenilik, bir bulgudur. Ancak söz konusu tohumluk “çeşit” olarak tescil edilmeli ve yasalara göre “koruma altına” alınmalıdır. U P O V (Uluslararası Yeni Çeşitleri Koruma Birliği) sözleşmesinin ilkelerine dayanan yeni bitki çeşitlerinin korunması  tarımın gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Uluslar arası firmalar bir ülke UPOV sözleşmesini imzalayana kadar hiçbir ülkeye hibrit (mısır gibi tek yıl kullanım olan) dışı örneğin soya, buğday gibi türlerin yeni çeşitlerini ihraç etmezler. Bu uygulamalar sayesinde ıslahçılar geliştirdikleri çeşitlerin gelirleri ile yeni çeşitlerin ıslahı için kaynak elde etmekte,  yetiştiriciler ise yeni geliştirilen çeşitlerde hastalıklara daha dayanıklı, daha kaliteli daha güvenli ve daha verimli tohumluğa kavuşmaktadırlar. Batıda tohumculuk endüstrisi, bu sistemlerle sahte tohum kullanımının engellenmesinden ıslahçı haklarının korunmasına bir seri yasa – yönetmelik çıkarılmış ve bu mevzuatın yürütülmesi için birçok kuruluşlar oluşturulmuştur. UPOV,  WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Hakları Organizasyonu), TRIPS (Ticari Fikri Mülkiyet Hakları Organizasyonu), CPVO (AB Topluluk Bitki Çeşitleri Ofisi) ve PVPO (Bitki Çeşitlerini Koruma Ofisi). Bu uluslar arası organizasyonlar desteği ile dünya tohumculuğu sorunsuz bir şekilde sürdürülmektedir.

 

Tohumculuk firmaları ürününü eken çiftçinin elde ettiği ürün miktarına veya satış fiyatına göre royaliteyi belirleyebilir. Royalitenin tahsilinde de genelde çiftçi örgütleri ile anlaşmalı çalışır. Bu bağlamda “Küçük Çiftçi 1 İstisnası” gibi uygulamalara da rastlanmaktadır.

 

İşte bu bilimsel ve yasal çerçevede iki partner ticari ilişkileri sorunsuzca sürdüredurmuşlardır. Bilindiği gibi Brezilya ilk biyotek ürün tarımına 2003 yılında soya fasulyesi ile başlamıştı. 1996 yılında devreye giren transgenik çeşitlerin ekimi ülkede yasaktı ve çiftçi tohumu Arjantin’den kaçak olarak getirtiyordu. Çünkü transgenik çeşitlerin kullanımı ile yılda iki ürün alma şansı yakalanabildiği gibi ilaç kullanımında tasarruf nedeniyle % 30 civarında maliyet düşüklüğü, yani kar sağlanıyordu. Brezilya, dünyada ekilen alanların %12’sine karşılık gelen 160 milyon Hektarlık transgenik ekim alanının % 17sine sahip. 18 milyon Hektar soya, 8 milyon Hektar da mısırın yanında bir miktar da biyotek pamuk ekilmektedir. Ülke kamusal araştırmalar sonucu 2011 yılında ilk GDO baklayı tescil ederek adeta dünyada gelişmiş ülke özel sektörünün hegemonyasında bulunana tarımsal biyoteknoloji tekeline son vermiştir. 

 

Rio Grande do Sul eyaletinde açılan davanın konusu Monsanto’nun 5 milyon soya çiftçisinden tahsil ettiği 6,2 milyar Euronun iadesi. Hala devam eden davayı üreticiler birliği açıyor, fakat tarım işçileri örgütü de müdahil oluyor. Davada üreticinin tohumu tekrar ekmesi halinde, hatta tohum değişiminde dahi royalite ödeme durumunda kalınmasından yola çıkılarak şirketin yasal olmayan tahsilâtta bulunduğundan hareket ediliyor. Her ne kadar çiftçi örgütü uluslar arası hukuka göre firmanın tohum satışından aldığı royaliteyi kabul ediyorsa da, ürünlerinin satışından royalite taleplerine karşı çıkıyorlar.

 

Ülkemizde “Islahçı hakları” ile ilgili olarak tüm düzenlemeler yapılmıştır. Bu nedenle dünyadaki tüm yeni çeşitler ülkemize girebilecektir. Ne var ki her sektörde görülen “kötüye kullanıma”  tarımsal üretim ve ihracatında da rastlanmaktadır. Macaristan gümrüğünde el konulan, uluslar arası koruma altına alınan, fakat ülkemizde izinsiz üretilen ve ihraç edilmeye çalışılan “çiçek yüklü dört Türk tırı” örneğinde olduğu gibi!  

Nazimi Açıkgöz (http://blog.milliyet.com.tr/gidakrizivebilim)



Küçük Çiftçi her ülke yasalarına göre değişmekle birlikte yaklaşık 100 ton veya eşdeğerinden daha az ürün elde eden çiftçi).

 

 

2011 verilerine göre 70 milyar US$ tarımsal ihracat fazlasıyla Brezilya dünyanın sayılı gıda ambarlarından biri. Monsanto ise tohumculuk konusunda dünya lideri (Tablo!). Bu ikilinin ticari partnerliğinin zirvede olacağı bir gerçek. Fakat hızla gelişen tarımsal biyoteknolojiye ayak uyduramayan ticari hukuk, özellikle ıslahçı hakları (biyolojide fikri mülkiyet hakları) konusunda, toplumun her kesiminde özümlenememiş olmasından nedeniyle, farklı yorumlara sebep olabilmektedir. İşte Monsanto’nun başı bu nedenle derttedir.

Olay, tohumu geliştirilen ve pazarlanan çeşidin koruma altın alınması ve ıslahçısı firmanın ıslahçı hakları çerçevesinde tohumu kullanan üreticiden para talep etmesi ile başlar.  Tohumda hukuki anlamda iki farklı kavram vardır. Birincisi tohumluğun bir ticari meta oluşu, ikincisi ise tescilli bir çeşit tohumunda, o çeşidi geliştiren kişi veya kuruluşun yıllarca verdiği emek, yaptığı masrafın oluşturduğu “fikri mülkiyet hakları” karşılığı olan “ıslahçı hakları (royalite)”nin varlığıdır. Yeni bir çeşit, yıllarca süren emek ve yatırımın ürünü TEKNOLOJİK bir eser, yenilik, bir bulgudur. Ancak söz konusu tohumluk “çeşit” olarak tescil edilmeli ve yasalara göre “koruma altına” alınmalıdır. U P O V (Uluslararası Yeni Çeşitleri Koruma Birliği) sözleşmesinin ilkelerine dayanan yeni bitki çeşitlerinin korunması  tarımın gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Uluslar arası firmalar bir ülke UPOV sözleşmesini imzalayana kadar hiçbir ülkeye hibrit (mısır gibi tek yıl kullanım olan) dışı örneğin soya, buğday gibi türlerin yeni çeşitlerini ihraç etmezler. Bu uygulamalar sayesinde ıslahçılar geliştirdikleri çeşitlerin gelirleri ile yeni çeşitlerin ıslahı için kaynak elde etmekte,  yetiştiriciler ise yeni geliştirilen çeşitlerde hastalıklara daha dayanıklı, daha kaliteli daha güvenli ve daha verimli tohumluğa kavuşmaktadırlar. Batıda tohumculuk endüstrisi, bu sistemlerle sahte tohum kullanımının engellenmesinden ıslahçı haklarının korunmasına bir seri yasa – yönetmelik çıkarılmış ve bu mevzuatın yürütülmesi için birçok kuruluşlar oluşturulmuştur. UPOV,  WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Hakları Organizasyonu), TRIPS (Ticari Fikri Mülkiyet Hakları Organizasyonu), CPVO (AB Topluluk Bitki Çeşitleri Ofisi) ve PVPO (Bitki Çeşitlerini Koruma Ofisi). Bu uluslar arası organizasyonlar desteği ile dünya tohumculuğu sorunsuz bir şekilde sürdürülmektedir.

 

Tohumculuk firmaları ürününü eken çiftçinin elde ettiği ürün miktarına veya satış fiyatına göre royaliteyi belirleyebilir. Royalitenin tahsilinde de genelde çiftçi örgütleri ile anlaşmalı çalışır. Bu bağlamda “Küçük Çiftçi 1 İstisnası” gibi uygulamalara da rastlanmaktadır.

 

İşte bu bilimsel ve yasal çerçevede iki partner ticari ilişkileri sorunsuzca sürdüredurmuşlardır. Bilindiği gibi Brezilya ilk biyotek ürün tarımına 2003 yılında soya fasulyesi ile başlamıştı. 1996 yılında devreye giren transgenik çeşitlerin ekimi ülkede yasaktı ve çiftçi tohumu Arjantin’den kaçak olarak getirtiyordu. Çünkü transgenik çeşitlerin kullanımı ile yılda iki ürün alma şansı yakalanabildiği gibi ilaç kullanımında tasarruf nedeniyle % 30 civarında maliyet düşüklüğü, yani kar sağlanıyordu. Brezilya, dünyada ekilen alanların %12’sine karşılık gelen 160 milyon Hektarlık transgenik ekim alanının % 17sine sahip. 18 milyon Hektar soya, 8 milyon Hektar da mısırın yanında bir miktar da biyotek pamuk ekilmektedir. Ülke kamusal araştırmalar sonucu 2011 yılında ilk GDO baklayı tescil ederek adeta dünyada gelişmiş ülke özel sektörünün hegemonyasında bulunana tarımsal biyoteknoloji tekeline son vermiştir. 

 

Rio Grande do Sul eyaletinde açılan davanın konusu Monsanto’nun 5 milyon soya çiftçisinden tahsil ettiği 6,2 milyar Euronun iadesi. Hala devam eden davayı üreticiler birliği açıyor, fakat tarım işçileri örgütü de müdahil oluyor. Davada üreticinin tohumu tekrar ekmesi halinde, hatta tohum değişiminde dahi royalite ödeme durumunda kalınmasından yola çıkılarak şirketin yasal olmayan tahsilâtta bulunduğundan hareket ediliyor. Her ne kadar çiftçi örgütü uluslar arası hukuka göre firmanın tohum satışından aldığı royaliteyi kabul ediyorsa da, ürünlerinin satışından royalite taleplerine karşı çıkıyorlar.

 

Ülkemizde “Islahçı hakları” ile ilgili olarak tüm düzenlemeler yapılmıştır. Bu nedenle dünyadaki tüm yeni çeşitler ülkemize girebilecektir. Ne var ki her sektörde görülen “kötüye kullanıma”  tarımsal üretim ve ihracatında da rastlanmaktadır. Macaristan gümrüğünde el konulan, uluslar arası koruma altına alınan, fakat ülkemizde izinsiz üretilen ve ihraç edilmeye çalışılan “çiçek yüklü dört Türk tırı” örneğinde olduğu gibi!  

Nazimi Açıkgöz (http://blog.milliyet.com.tr/gidakrizivebilim)



Küçük Çiftçi her ülke yasalarına göre değişmekle birlikte yaklaşık 100 ton veya eşdeğerinden daha az ürün elde eden çiftçi).

 

 

Paylaş
Etiketler: AB Topluluk Bitki Çeşitleri Ofisi)Tohumculuk firmaları
Önceki Yazı

Gıdaya Erişimin Dev Tehdidi

Sonraki Yazı

Çarşaf Dağıldı…

Prof.Dr. Nazimi AÇIKGÖZ

Prof.Dr. Nazimi AÇIKGÖZ

1964 yılında Ankara Üniversitesi'nden mezun olan Nazimi Açıkgöz, 1972 yılında Münih Teknik Üniversitesi'nde doktora derecesini aldı. 1972-1973 yılları arasında TÜBİTAK'ta çalıştıktan sonra Ege Üniversitesi'ne katıldı ve 2009 yılında emekli oluncaya kadar orada çalıştı. Çeltik ıslah çalışmaları CENTO, NATO, IAEA ve TÜBİTAK tarafından desteklendi ve sonunda bir çeltik çeşidi “TOAG92” tescil edildi. Tarımda bilgisayar kullanımı üzerine çalışmaları tohum veritabanı yönetim sistemi ile biyoistatistik üzerine yoğunlaşmış ve TARIST (Agrostatistics) paketi geliştirilmiştir. Bu uygulama hala bu alandaki tek Türk yazılımıdır. 1996-2016 yılları arasında, aylık elektronik haber dergisi “agbiyotek” in de (http://agbiyotek.com/) yöneticiliğini yapmıştır. 1998-2004 yılları arasında yöneticiliğini yaptığı Ege Üniversitesi'nde “Tohum Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi”nin kurucularından biridir. Düzenlediği bilimsel etkinliklerden bazıları:  CENTO'nun desteğiyle Güncel Pirinç Yetiştirme Tekniği ve Yeni Çeşitlerin Yetiştirilmesi (1978 - İZMİR)  Tarımda Bilgisayar Uygulamaları Sempozyumu 1994-İZMİR,  ITAFE'03 - Uluslararası Tarım, Gıda ve Çevre Bilişim Teknolojileri Kongresi 7-10 Ekim 2003, İzmir  Enerji Bitkileri ve Yeşil Yakıtlar sempozyumu 14-15 / 12/06 İzmir (www.enerjibitkileri06.ege.edu.tr) 2005-2007 yılları arasında FAO, GEF, UNDP, UNEP, UNESCO, Dünya Bankası ve DSÖ tarafından yürütülen "Uluslararası Tarımda Bilim ve Teknolojik Gelişmeler" projesinde yazar olarak yer aldı. (http://www.agassessment.org/) Serbest yazar olarak tohum ve tohum teknolojisi, tohum stratejisi, agrobiyoteknoloji, iklim değişikliği ve tarım ile ilgili pek çok portalda yayın yapıyor:  http://blog.milliyet.com.tr/gidakrizivebilim  https://nazimiacikgoz.wordpress.com  https://geneticliteracyproject.org/  https://nacikgoz.blogactiv.eu/ Ayrıca IPCC İklim Değişikliği ve Arazi Özel Raporunda (2019) İnceleme Editörü olarak görev almıştır (https://www.ipcc.ch/srccl/). Halen haftalık bir e-dergi yayınlamaktadır: "Haftalık Bitki Islahı" (https://paper.li/e-1578347400#/)

İlişkili Yazılar

Transgenik Buğday da Çiftçinin Hizmetine Sunuluyor
Bilim & Teknoloji

Transgenik Buğday da Çiftçinin Hizmetine Sunuluyor

25 Haziran 2021
5k
Ekonomi & Finans

AB Tarımının Geleceği İçin Nasıl Hazırlanıyor

27 Mayıs 2021
5.3k
Tıbbi ve ve Tarımsal Biyoteknoloji Yönergelerinde AB’nin Çifte Standartı
Ekonomi & Finans

Tıbbi ve ve Tarımsal Biyoteknoloji Yönergelerinde AB’nin Çifte Standartı

22 Nisan 2021
5k
Gelecekte Gıda Tüketimleri Ne Yönde Değişecek
Ekonomi & Finans

Gelecekte Gıda Tüketimleri Ne Yönde Değişecek

13 Nisan 2021
5k
Sonraki Yazı

Çarşaf Dağıldı…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap