Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mehmet KALKAN

Moda ve İdol İnsan!

Mehmet KALKAN Yazar Mehmet KALKAN
21 Ekim 2009
Mehmet KALKAN
1
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Modern toplumun insanı veya diğer bir ifade ile çağımızın insanının aklın sınırlarını aşan bir gücü kabul etmeyen zihniyetinin temellerini kuran Batı’nın aydınlanmacı pozitivist zihniyeti, günümüzde dinden uzak bir hayat anlayışı kurmanın çabasının boşa çıkışının hazin acısı ile kıvranmaktadır. Ve kendini avutmak için kendine yeni, üstün olduğuna inandığı varlık alanı ihdas etmektedir. 20. yüzyılın ortalarına kadar yani ikinci dünya savaşının sonuna kadar modern insan kendisini modernizmin sürüklediği uçurumu görmeden adeta bulutların üzerinde uçtuğunu zannediyordu. Bu hayat anlayışı sarhoş insan tipolojisini birebir yansıtmaktadır. Çünkü modern insan ne yaptığını nereye gittiğini neden bu dünyada var olduğunu sorgulamadan buna gerek duymadan yaşamaya başlamıştı.

Kurumsallaşmış kiliseden kaçış dinden kaçış halini alıp toplumda bu yönde bir temayüle sebep olunca insanlar din olmadan da yaşayabilecekleri zehabına kapıldılar. Hıristiyanlığın ortaçağ düşüncesi etkisini o denli yitirmişti ki artık kiliseler boşalmış insanlar dine hiçbir şekilde itibar etmemektedirler. Bütün bu ayrılışlar kopuşlar modern insanın Ahmet Davudoğlu’nun deyimi ile ben idrakini yok etmiştir. 

Şimdi bu ahvaldeki Avrupa medeniyeti! bu kendi kalıplarını kapitalizm ve sosyalizm adına diğer toplumlara emperyalist bir anlayışla dayatmaktadır. Batının bu bilimsel kesinlikte temellenen hayat anlayışı tanrılaşan insan halinde tezahür etmiş fakat bu tezahürünün çok büyük bir uçurum olduğunu nihayet geçtiğimiz yüzyılın ortalarında ikinci dünya savaşında milyonlarca insanın katledilmesinin ardından fark ettiler. Fakat bu farkındalık belkide bir sonun başlangıcı oldu.

Diğer yandan dini hayatın bireyselleşmesi ile dini temellerinden kopan batılı insan kendine mabudlar aramaya başladı. İşte moda modern insanın bu mabutlarından bir tanesidir. İlginçtir İngiliz dilinde gençlerin kendilerine sanat asıl ifadesi ile modern popüler kültürün yücelttiği insanlar için Idol kelimesi kullanılır. Bu kelimenin etimolojik manasını incelediğimizde kelimenin asıl manası Türkçe ifade ile “put” demektir. Yani gençliğin idolleri derken aslında gençliğin putları dediğimizin idrakinde olmadığımız ne kadar da aşikâr. Fakat bunun Müslüman toplumlarda mesela Türkiye ve Mısır gibi modernleşmede başı çeken ülkelerde kullanılması diniden kopuşu temsil etmektedir. Ki bu tür ifadelerde dinden çıkmak dahi söz konusudur.

Peki, nasıl oluyor da Moda mabut yani özgün Türkçemiz ile ifade edecek olursak Tanrı oluyor yahut tanrılaştırılıyor. Sadece moda mı hayır tabiî ki daha niceleri kapitalizmin en büyük oyuncağı olan parada bu listeye koyulabilir. Siyasi liderleri de ekleyin, mabutlar olunca haliyle mabetlerde olmalı yani yine açıklayacak olursak tapınaklar. Nedir modern insanın tapınakları diye soracak olursanız: modern insan alışveriş merkezlerinde sinemalarda eğlence mekânlarında (leila reina!), stadyumlarda hayatın anlamını aramaktadır. Kur’an’ın ifadesi ile  “biz insanı sonra Esfele safiline (aşağıların aşağısına) indirdik”. Bu makamı kendine makam edinen modern insan artık insani hasletlerinden uzaklaşarak hayvani hasletler ile donanmıştır tanrılık iddiasındayken hayvanlık derekesine düşmüştür.

Peki, sonuç nedir. Sonuç taklit ile tüketen insan olan modernleşme yolcularının trenini idare eden kapitalist batı her istasyonda yolculara gülümsemektedir ve yolculuk esnasında düşün(e)memesi için güler yüz ile servis yapar yolculara. Evet, modernleşme yolcusu olan bu doğulu insan artık düşünememektedir. Düşünmek düşen ile düş ile başlar. Fakat insan nefsi ile çatışmaya girmeden düşünemez. Bunun en basit örneği aç kalmaktır. İnsan eğer tok ise nefisinin diğer arzularına yönelir. Aç ise eğer düşünemeye başlar. Ki bu bilimsel olarak ta böyledir. İnsan aç iken beyine giden kan miktarı daha fazladır. Tok olduğu vakitlerde uyumak veyahut nefsi hazlara yönelir. Bu nedenle dünyanın her yerinde Doğu (doğu ile doğru arasında hep bir mütekabiliyet olduğunu düşünürüm) bütün kadim dini geleneklerde açık (oruç) çok önemli bir ritüel (ibadet)’dir.

Düşünmek kısmından devam edersek modern insan düşünememektedir. Çünkü çok fazla yemek yemektedir. Bunu en güzel Amerikan toplumunda (McDonanld’s) müşahede ederiz. Amerikan toplumu yemek için harcadıklarının yaklaşık üçte ikisini israf etmektedir yani çöpe dökmektedir. Ve refah (mide refahı) içerisindedir. Bu nedenle amerikan toplumu düşünmeyi beceremeyen bir toplumdur. Nefs’in zorlanmasından bahsetmiştim aynı konu azınlıklar ve göçmen insanlar içinde böyledir. Çünkü bu ister bireysel anlamda olsun ister toplumsal anlamda her zaman bir etki-tepki (cause-effect) söz konusudur.

Düşünmek için ikinci bir şart daha vardır. Durmak ve durmayan insan düşünemez. Modern insanı bir an zihninizde canlandırırsanız söylemek istediğimi daha iyi anlayacağınızı ümit ediyorum. Öncelikle mesela modern insan sessiz kalmaktan hiç hoşlanmaz karanlıktan nefret eder. Devamlı bir yerlere yetişmesi bir şeyler ile uğraşması gerekir. Yani tamamen dünya için yaşayan bir insandır. Düşünmek ise ilahi emre tabi bir eylemdir. Kur’an’da pek çok ayet “insanoğlu çok cahildir, düşünmüyorlar mı, akletmiyorlar mı, fehmetmiyorlar mı nazar etmiyorlar mı” şeklinde bitmektedir. Yani düşünmek ruhi özelliklerimiz üzerine bina olmuş bir duruştur. Akıl ve kalbin istişaresidir. Modern insanın düşünmediğini söylerken onun düşünmek istemediğini söylemek istemiyoruz fakat onun aldanmışlığını ifade etmek istiyorum. İşte batı modern insanı tüketim oyununun oyuncakları haline getirmiştir. Bu bize putperest paganist toplumların dini tabularını Tanrılık atfettikleri canlıları, tabiatı hatırlatmalıdır. Çünkü çağımız insanı yukarıda belirttiğim Batılı anlayışa o kadar bağlanmıştır ki örneğin Paris’te bu yılın moda rengi kırmızı diyorlar bütün dünya kırmızı yahut bu yıl şapka modası var diyorlar bütün dünya şapka giyiyor ve böyle davranmayan insanlarda toplumda marjinalleşiyor. Hz Meryem’in ve Hz. İsa’nın Yahudi toplumunda kötü insan olarak görülmesine benzetmekte mümkündür. İşte burada Moda toplumu yönlendiren bir put olmaktadır. Yani artık referans noktamız hayatımızın yönünü çizdiğimiz Allah’ın iradesi onun Sünnetullaha riayet değil Efendimizin Sünneti değil Paris’teki modacılar olmuştur. Bu Allah muhafaza şirke dahi varabilmektedir.

Protestanlık ve sinema ile devam edeceğiz vesselam

Paylaş
Etiketler: düşüncegüncelsanatyorum
Önceki Yazı

Abdal Halil Ağa’nın Davulu

Sonraki Yazı

Grip Ama Gerçek

Mehmet KALKAN

Mehmet KALKAN

İlişkili Yazılar

Mehmet KALKAN

Hristiyanlıkta Ekümenlik Birlik Meselesi

01 Kasım 2009
5k
Mehmet KALKAN

Bio Etik Sorunlar

20 Ekim 2009
5k
Sonraki Yazı

Grip Ama Gerçek

Yorumlar 1

  1. Nurdan says:
    15 yıl önce

    Bence; idol olunca insan kendini yaşayamaz… Örnek almak bir yere kadar sen sen olarak yaşamak istiyorsan sadece kendine benzemelisin bırak geride kalanlardan bir farkın olsun.
    Böylesi bir hayatla başa çıkabilmek için çok ama çok sabırlı olmak gerekiyor ama doğru bilinenleri de çevre baskısıyla değil, moda olduğu için değil, kendi kişisel bütünlüğümüz için yapmalıyız… Kişi kendisini en iyi bilendir… (Moda ve idol).

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap