Sevgili okurlarım, bu günkü yazımla sizleri tarihi bir yolculuğa çıkmak istedim. Bu tarihi yolculuğun ana teması, milli iradeye ipotek koymak isteyenlerin kimlere hizmet ettiklerini aktarmaktır.
Sevgili okurlarım, ilk yolculuğumuz 29 Ekim 1923 yılında cumhuriyetimizi kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerine ve düşüncelerine karşı olanların kimler olduğunu öğrenmek ve bu karşı duruş kimler tarafından ve nasıl yaptırıldığını gözler önüne sermektir. 19 Mayıs 1919 Samsuna ayak basan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşını başlatarak, Osmanlı Devletinin küllerinden, 29 Ekim 1923’de Türkiye Cumhuriyetini kurmuştu. Kurmuş olduğu devleti, çağdaş medeniyetin zirvesine ulaşmasını sağlamaktı. İşte bu düşüncenin önüne geçmek üzere harekete geçen emperyalist güçler, ordumuzu NATO’ya aldıktan sonra, kendi emelleri doğrultusunda bazı askerlerimizi kendi saflarına çekerek, ulusumuzun birlik ve düzenini ortadan kaldırmaları için örgütlemiş oldular. Bu örgütlemenin ilk meyvesini 27 Mayıs 1960 ihtilaliyle elde etmeye çalıştılar. Ne var ki bu hareketleriyle istedikleri amaca tam anlamıyla ulaşamadılar. Eksik buldukları işleri tamamlamak için 12 Mart 1972 muhtırasıyla, milli iradeyi temsil edenlere yaptırmalar uygulattılar. Bu kalkışma sonrasında, ne var ki iç karışıklıklar sağ sol çatışmasına döndürülerek, yıllarca çok sayıda gençlerimizin bir birlerini öldürmelerine seyirci kaldılar. Amaçları yapacakları ihtilalin meşruluğunu kabullendirmekti. Bu düşüncelerini 12 Eylül 1980’de gerçekleştirmiş oldular. Çok sayıdan aydınımız tutuklandı ve işkenceden geçirildi. İdam edilenlerin yanı sıra, ortandan kaldırılanlar oldu.
Sevgili okurlarım, bu dönemde bu fiillerin yapılması ülkemizin geleceğine set çekmek içindi. Ancak tamamen ortadan kaldırılmasına hiç birinin gücü yetmemişti. Son bir denemeyle cumhuriyet rejimini ortadan kaldırmak maksadıyla din ve inanç devreye sokularak, halkımızın temiz ruhlarını kirlettiler. Feto ve yandaşları diye bir gücü devreye sokuldular. Böylece devlet içten içe kuşatıldı. Tek bir hamileleri kalmıştı o da milli iradeyi ortadan kaldırarak, devleti ele geçirmekti. Emperyalist güçlerinin maşaları olan hain askerler, 15 Temmuz 2016 günü devleti ele geçirmek için hareket etmeye başladılar. Ne var ki halkımızın kararlı direnişi sonucunda, hain darbeciler yakalanarak hak ettiği cezalara çarpıldılar.
Sevgili okurlarım, bugün bu hain darbenin 8. Yılı bu acıları unuttuk anlamına gelmemektedir. İradesini ortaya koyarak karşı duruşu sonucunda şehit olanları rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyor, darbenin amacına ulaşamamasında emeği geçenlere ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyetini sahiplenen milli iradeye şükranlarımı sunuyorum.
Mürsel ADIGÜZEL
Halk Şairi ve Yazar
