Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar İlhan YARDIMCI

Milletin Bilmedikleri…

İlhan YARDIMCI Yazar İlhan YARDIMCI
22 Ekim 2013
İlhan YARDIMCI
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Perdelerin aralandığı, tabûların yıkıldığı bir zaman dilimi içindeyiz.

Tanzimat’tan beri  uyutulan,uyuyan,uyamaya devam eden Müslüman, gelişmelerin farkında bile değil.. Okumuyor, kendini yenilemiyor, okuduklarını hayata tatbik etmiyor, düşmanlara karşı  iyi örnek olmuyor. Sahipsiz  kalan din için her kafadan bir ses, her beyinden bir fetva çıkıyor, âlimler, ilim adamları, sol tarafında etiket bulunan sorumlu kişilerde tıs bile yok. Dolayısıyla içi oyulan din namına. Yeni bir din meydana çıkıyor, itikat ve âmelde büyük hatalar, hatta ihanetler meydana geliyor.

Cemaatler, tarikatlar, ekolar, bilmem neler bir pasta dilimi kapma yarışında, Müslüman rahatından başka bir şey düşünmüyor, kapitalin esiri halinde yaşayıp, ölüp gidiyor. İslâm âlemi, Müslüman ülkeler darmadağın, bölük/pörçük, şuursuzca alet oluyor, kan dökülmeye devam ediyor. Müslüman’ı öldüren mermiler, havan topları, kimyasal gazlar için tekbir getiriliyor, kardeş kardeşi katlediyor, kimsede ses yok.. Manzaralar çok, yara ve hastalıklar aynı…Dert biliniyor, çareler için düşünen, ortaya reçete koyan yok..

Bir zamanlar Van ilinde görev yaptığım yıllar; okullarda ne hale geldiği belli olan sözüm ona malûm  ant için resmi müracaatta bulunmuş, kaldırılmasını istemiş ve yeni bir ant sunmuş, İkinisan ve Sabah gazetelerinde DOĞUDA GEÇEN GÜNLER isimli resimli folklor araştırma yazılarımda Kürtçe kelimeler vermiştim; uzun süre tahkikatlar geçirdim, nerede ise meslekten ihraç ediliyordum. Aradan uzun yıllar geçti, köprülerin altından seller aktı ve bu günlere geldik, ant değiştirildi, “Kürt açılımları” yapıldı, tavizler verildi. Ant kaldırıldı, Kürtçe lisanla öğretim serbestliği  getirildi. Yere düşürülen, seksen yıldan beri  devam eden  “Başörtüsü zulmü”  ber taraf edildi, baş örtülü olarak kamuda görev yapılması da serbest hale  geldi. Mevla bu günleri bize gösterdi, gelecek de daha  mahut birçok   tabuların yıkılmasını bekliyoruz, bu millet bekliyor.

Tarihi bir vesikayı sizinle paylaşmak istiyorum. Türkçe ezan ve andımızın mimarı DR. REŞİT GALİP diye bir adam var.. Mübadele Komisyonu delegesi, Aydın Milletvekili, Ankara İstiklal Mahkemesi üyesi, Türk Ocakları Merkez Heyeti Başkan Vekili, Türk Tarihi Tetkik Encümeni Genel Sekreteri, Türk Tarih Kurumu Genel Sekreteri, CHP GYK Üyesi, Halkevleri’nin kurucularından Reşit Galip, Yahudilerin kurduğu Alliance İsraelite İlkokulu’na girmiş ama bir sene sonra Sultan Abdülhamid’in emriyle okuldan çıkarılmış bir kafatasçı.. İlk baskısı 1971 yılında yapılan ‘Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri’, Çankaya’da 12 yıl sofracılık yapmış olan Cemal Granda’nın anılarıdır. “Atatürk’ün başı ölçüldü ve 81 geldi. Odadakiler sıraya girmişler, başlarının ölçülmesini bekliyorlar. Atatürk, Reşit Galip’e ‘Çelebi’ninkini (yazarı kastediyor) ölç.’ dedi. Öbürlerinden önce başım ölçüldü, 81 çıktı. Sevinmeye başlamıştım. Öyle ya, Atatürk’le aynı kafa ölçüsü taşıyordum. Fakat sevincim uzun sürmedi. Atatürk ‘Olmaz! O hayvan kafalıdır. Bir yanlışlık olmasın.’ dedi. Neredeyse ağlayacaktım…” Andımız’ın mucidinin bilmediğimiz daha nice yönlerini aktaran Mustafa Armağan, bu adamın ‘Hz. Peygamber, Türk aslındandır. Müslüman medeniyeti bir Türk medeniyetidir’ iddialarını ortaya  attı.

odos’ta dünyaya gelen, 41 yaşında  ölen Reşit Galip’in 1919 yılında Köycüler Cemiyetini de kurmuş. Bir marifeti de İslam’da reform yapmaktır Reşit Galip’in. Hızını alamayıp din işine de el atmış ve ‘Müslümanlık Türk’ün Milli Dini’ adlı bir tez hazırlamış. Özeti elimizde bulunan tez, Atatürk’ün direktiflerinden ilhamını almış, onun tarafından okunup üzerinde fikir yürütülmüş ve el yazılarıyla notlar konulmuş. Münir Hayri Egeli’nin ‘Eski bir Atatürkçü’ imzasıyla ‘Millet’ dergisinde çıkan tefrikasında (Ekim1947-Ocak 1948) aktardığına göre saçtığı bazı inciler şunlarmış: -Hz. Peygamber, Türk aslındandır. -Müslüman medeniyeti bir Türk medeniyetidir. -Müslümanlığı Türk’ün anlayacağı bir hale getirmek gerekir. Bu da ancak ibadetin Türk diliyle yapılmasıyla kabil olabilir. Bu ‘tez’in arkasından tekbir ile ezanın Türkçeleştirilmesi işine girişilmiş, ilk Türkçe ezan çevirisini  yapmış. Kurcaladıkça çıkıyor, eştikçe kokular fazlalaşıyor. İşte bu adamın bir yüzü daha: Yer: Ankara İstiklal Mahkemesi. Tarih: 26 Ocak 1926. Başkan: Kel Ali (Çetinkaya), Üyeler: Kılıç Ali ve Reşit Galip. Yargılanan: İskilipli Atıf Hoca. Arada “Kılıç Ali Bey” ve “Ali Bey” de lafa girip sanığı suçlayıp payladıkları için S rumuzuyla soruları soran kişinin Aydın mebusu Reşit Galip olduğu anlaşılmaktadır.

İskilipli Atıf Hoca, bundan önce Giresun’da yargılanıp beraat etmiştir ama mahkeme yakasını bırakmamıştır. Yine de gayet emin bir şekilde cevaplandırır soruları. Araya Kel ve Kılıç Ali’ler de girer. Mesele, Şapka Kanunu’ndan 1,5 yıl önce bastırmış olduğu kitabın nerelere gönderildiğidir. Hepsini teker teker açıklar. Şahitleri getirin der Atıf Hoca, gerekirse getiririz cevabını alır. Getirin, söylesin, cezama razıyım, der. Oralı olmazlar. Hatta beraat ettiği Giresun davasında sanki hüküm giymiş gibi davranırlar. Gizli bir gayesi olduğunu iddia ederler. Her şeyim ortada, der, hesap veremeyeceği hiçbir şeyi olmadığını söyler gayet emin bir şekilde.

Bir şeyler çıkarmaya azimlidir mahkeme heyeti. Nitekim Reşit Galip şöyle çıkışır Atıf Hoca’ya: “Sen en karanlık günlerde Teali-i İslâmcılık yap, Mustafa Sabri’nin yanında yer al da, sonra karşımızda şöyle böyle söyle. Sözleriniz hiçbir gerçeğe uygun değildir.” Bunun üzerine Atıf Hoca öldürücü darbesini indirir: “Bunun belgesini size gösterdim.” der. Reşit Galip kızar: “Ne belgesi?” Atıf Hoca gayet sakin “Mustafa Sabri ile bu beyanname meselesini görüşseydim tekzip etmezdim.” der. Suçlandığı beyannameyi imzalamadığı gibi Mustafa Sabri’ye açıkça muhalefet ettiğine dair resmî bir tekzip belgesi de sunmuştur mahkemeye. Onu hatırlatır. Mahkeme, belgeyi dikkate almak istememiştir besbelli.

Reşit Galip köşeye sıkışmıştır. Kızgın bir tonda “Belgeyi göster.” diye hırçınlaşır. Merhum Atıf Hoca o vakur tavrını hiç bozmadan sözlerine devam eder: “Belgeyi arz ediyorum. ‘Vakit’ gazetesinin 1034. nüshasında tekzipnamem duruyor. Şimdi bu durup dururken bendenize belge sormak bilmem nasıl olur?” Bu darbeyi hazmedemeyen Andımız’ın mucidi, Atıf Hoca’nın tekzip metnini kendisini kurtarmak için yayımladığını söylemek zorunda kalır. Hoca, “Öyle olsaydı onlarla beraber olurdum.” der, yollarının ayrıldığından bahseder. Demek ki, tekzip metni kuvvetli belgedir. ( KAYNAK:MUSTAFA ARMAĞAN / Zaman (-13 Ekim 2013/PAZAR) Yeri gelmişken, yıkılan tabular ve karanlık perdeler arkasında bekleyen İSTİKLÂL MAHKEMELERİ hakkında da birkaç cümleyi buraya almak istiyorum.

7 Mart 1925’ten itibaren bir yıl görev yapan bu mahkemenin iş yoğunluğunu konunun uzmanı Ergün Aybars’ın verdiği rakamlar yeterince göstermektedir: Bakılan dava sayısı: 256. Yargılanan sanık sayısı: 1.669. Mahkûm edilenlerin sayısı: 669 Verilen toplam hapis cezası: 3000 küsur yıl. İdam cezası: 128. Sürgün cezası: 50. Müebbet kürek ve sürgün cezası: 7. (İstiklâl Mahkemeleri, Milliyet: 1997, s. 419.) İsterseniz bazı Anadolu şehirlerindeki itirazları ve uğradıkları akıbeti de görmeye çalışalım: 26 Kasım 1925: Erzurum’da halk çarşıyı kapatıp Vali’nin evinin önünde “Biz gâvur memur istemiyoruz” diye protesto etmişlerdi şapkayı. Derhal sıkıyönetim ilan edildi. 80 kişi tutuklu. 30 Kasım: Maraş’ta hükümet binası önünde toplanan halk “Şapka istemeyiz” diye bağırdı. Erzurum’daki şapka protestocularından 6’sı idam edildi. (Hapis cezalarını zikretmiyoruz.) Sivas’ta 1 idam var. 7 Aralık: Erzurum’da 4 idam daha. 15 Aralık: Rize’de 8 idam ve ağır hapis cezaları. 18 Ocak 1926: Maraş’ta 5 idam ve hapisler. 4 Şubat: İskilipli Atıf ve Ali Rıza Hoca idam edildiler. Suçları görünüşte şapkaya itiraz etmekti ve altı üstü bir başlığa itiraz etmenin en büyük suç sayıldığı dönemlerdi. Mason üstadı olup uzun süre içişleri bakanlığı da yapmış olan Şükrü Kaya bunu Şapka Kanunu çıkarken Meclis’teki bir konuşmasında ayan beyan belirtmiş zaten:“Millet, bağımsızlığını 6.-7. yüzyılların (Asr-ı Saadet’i kastediyor) köhne fikirlerine bağlayamaz. Biz vicdanlarda milliyet aşkını uyandırmak istiyoruz. Milli kıyafet ancak müzelerde bulunur. (…) Biz Türk milletini böyle görmek istiyoruz.” İstiklâl Mahkemeleri’nin adalet anlayışının Yassıada’dakinden hiçbir farkı olmadığını gösteren  Armağan,Yassıada’daki adalet anlayışının kaynağının İstiklal Mahkemeleri’nden miras kaldığını söylemektedir, yerden göğe kadar haklıdır. (İSTİKLAL MAHKEMELERİ hakkında daha detayı bilgiyi: İlhan YARDIMCI-İSTİKLAL SAVAŞINDA GAZETELERİMİZ VE GİZLENEN GERÇEKLER eserinden alabilirsiniz.) Hey koca tarih, yalan söylersen utanırsın…Gerçekler bir gün gelir meydana çıkar, gerçek yüzün görünür. Şimdilerde olduğu gibi… Cihat ile kavgayı birbirine karıştıranlarda bir gün gelir, doğru yolu bulur, emir ve nehiyleri ölçü kabul eder, dünya ömürlerine uygularlar. Yine anlayanlar için bir şiirimle yazımı bitireyim: CİHAD-I  KAVGA

“Yorgan gitti kavga bitti” Nasreddin-i Hocamızın, Kavga bitti mi dersiniz, gelin ile kocamızın, Değerler nereye gitti, Mason olan locamızın, Yoksa hakları yersiniz, tanrı gibi modamızın,

HAK İÇİN KAVGA, KİN BİTMEZ, KIYAMET’E KADAR GİDER, SAĞLAM DEĞERLER HİÇ GİTMEZ, GİTSE EMR-İ HAK NE DER?

Hakla bâtılın savaşı, Tevhid-i İman emridir, Erken kalkanın yavaşı, Zalimin zulmünden cevridir, Helâli pişiren aşı, altın çağların devridir, Tandırda pişen lavaşı, iştâh olanın fevrîdir,

CİHAT VARSA, KAVGA VARDIR, DONKİŞOT OLMAK GEREKMEZ, BÜLBÜLÜ AĞLATAN  HÂRDIR, MÜSLİM  ŞERLİ TOHUM  EKMEZ.

Kavga için nefis yeter, başka düşmanlar arama, Beterinden daha beter, nefsini açma harama, Savaş içindedir keder, hayat değil mi drama? Babaya derseniz ‘peder’, tuz dökersiniz yarama,

“BEN GELMEDİM KAVGA İÇİN” DİYEN YUNUS, MEVLÂNALAR, KAVGA İÇİN BİNLER NİÇİN, BUNLAR KİM, NEDEN YANALAR?

Boş gürültü, kof laflara, kavga pabucu bırakan, Hava/Cıvada gaflara, atlayıp meydana çıkan, Kâfirle/Mümin saflara, ibret nazar ile bakan, Haktan başka ilâhlara, dua, niyaz ile akan,

BİL Kİ MÜCÂHİT DEĞİLDİR, KAVGA ETSE, ETMESE DE, DAĞ YIKAN HARAM ÇEĞİLDİR, HACCA GİTSE, GİTMESE DE.

Yevm-i Ezel’den, Ebede, Cihâd-ı Ekber’de kavga, İlim tâbidir  edebe, Kâmil-i İrfânda kavga, Nefs menfaat istese de, Gönül-ü Giryân’da kavga, Düşmanlar istemese de, doğru bürhânda kavga,

KURTLA KÖPEKLER DALAŞIR, BUNA DA KAVGA DERLER, MİKROP, MİKROBA BULAŞIR, KARDEŞ OLUR DA GİDERLER.

Kâmille cahil kavgası, gül soldurur, gönül kırar, Müslüman’ın ‘Din Kavgası’, kap doldurur, ocak kurar, Mal diyorlar can yongası, coşkun akan, gider sular, Tarihte kaldı loncası, KEMÂLİ’de var korkular,

BENİM KAVGAM ASLA BİTMEZ, KABRE KADAR MEYDANLARDA, KALEMİM ŞER YOLA GİTMEZ, ŞİİR OLUR CAN CANLARDA.

Paylaş
Önceki Yazı

Edebiyatımız ve Eleştiri

Sonraki Yazı

Eti Çiğnemeden Yutanlar!

İlhan YARDIMCI

İlhan YARDIMCI

İlişkili Yazılar

Din ve Ahlak

Hastalar Risalesi Hastalıkla Barışmaya ve Bağışıklık Sistemini Güçlendirir

13 Ocak 2022
5k
Din ve Ahlak

Şikâyet ve Karamsarlık Sonsuzu…

05 Kasım 2021
5k
Anı / Günce

Bir Damla ve Düşündürdükleri

29 Ekim 2021
6.4k
Edebiyat & Sanat

Şikayet!..

26 Ağustos 2021
5k
Sonraki Yazı

Eti Çiğnemeden Yutanlar!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap