“Yüzlerce yıl önce yazılmış, miadı dolmuş, artık fosil olmuş bazı kitaplar var. Tabii ki bu kitaplarla beslenen gençlerin beyinleri bozuluyor.
Allah aşkına burada durup düşünelim. Sizce, bu miadı dolmuş kitapları ne diye Arapça’dan, şucadan-bucadan çevirip sadeleştirip piyasaya sürüyorlar?…”
Bu kitaplar neden harıl harıl pazar buluyor.
Şimdi şöyle bir düşünelim: “Miadı dolmuş ilaçlar piyasaya sürülse, devlet ne yapar? “Yakalar ve cezalandırır.” Bu gıda olsa, onlara da aynı işlem yapılır.
Peki, bu kitaplara neden dokunulmuyor?.
Anlamaya çalışalım: Kim dokunacak? “Devlet.” Yani “Diyanet İşleri” O adamlar orada, bunun için varlar. “Ülkemiz Dar-ül Harp! Öyle mi? Harbi kim? Yani düşman! Sen! Bu anlayışa katılmadığım için, Ben.Olur mu ya?” Bunlar deli saçması.
“Başı açık kadın cariye hükmünde olur mu?..
Artık çağımızda cariyelik mi kalmış?
Yani kadın köle .
Yani kölelik.
Ben bir şeyi oldum olası anlayamamışımdır.
O da “uydurma hadisler”. Madem ki “uydurma” diyorsunuz. Atın gitsin be kardeşim. “Ne diye milletin bu kadar vergisiyle onları bastırıp yine millete satıyorsunuz!…” Üstelik, Kuranıkerim( 45/6) da “Kendinden başka hadisleri ret etmeyi ısrarla, inatla istiyor.” “Sadece Kuran’ı izleyin, kaynak edinin” deniliyor.
Ben şahsen burada iyi niyet göremiyorum.
Değerli dostlar, bazı kitap evlerinde “kadim mikroplar” var.
Gençler o mikroplara bulaşıyor.
Yasadışı örgütlere alet oluyor.
Ondan sonra da “Niye devlete karşı suç işliyorsun? ” diye cezalandırılıyor.
Tamam, cezalandırılsın, elbette cezalandırılacak. Ama “adil devlet” kendi yurttaşının geleceğini, güvenliğini de temin etmek, sağlama almak zorunda değil mi?
“Hepimiz sorumluyuz.”
Ama en çok da, halkın doğru dini öğrenmesinde sorumlu olan kurum “Diyanet İşleri Başkanlığı”dır.
Allah,(cc) Kuranıkerim’de kullarını sadece kendi kitabından sorumlu tutuyor.
Allah’ın “ipine topluca, sımsıkı yapışın, ayrılmayın…” diyor.
Hey hat ! “Ortalıkta bir sürü ip var.” Kuranıkerim “İP” inden başka hemen her ip Pazar buluyor. Ve fakat iş Kuranıkerim’e gelince “Bu elimizde ki ip de Kuran’dan çıkma bir iptir” deniliyor. “Tam bir illizyon.” (12/111) de “Uyduruk hadislere yani iplere ihtiyaç yoktur. Her şey Kuran ipinde vardır. deniliyor. “Ama dinleyen nerede?” (6/159) “Dinlerini mezhep mezhep, ayırarak ihtilaf edenlerin Muhammet Peygamberle bir ilişkileri yoktur.” Deniliyor.
Fırkalaşmak, yasak ediliyor. “
Bu kadar açık, apaçık şeyi anlamamak için art niyetli olmak yeterli değil mi?..
