Başbakan RTE katıldığı televizyon programında, görüşmeye sır ve gizem katıp, “Benimle mezara kadar gider hiçbir zaman açıklamam, Büyükanıt açıklarsa, ben de görüşmenin detaylarını paylaşırım” demişti. Meşhur Dolmabahçe Görüşmesinden bahsediyorum. 5 Mayıs 2007.
Bir bakıma ülkenin kaderinin konuşulduğu, RTE/Büyükanıt görüşmesinden bahsediyorum. Birisi bir sırrı mezara götürecekse, işlenmiş ortak bir suçtan veya halk aleyhine işlenen bir haksızlığın taraflarca gizlenmesinden söz ediyor demektir. Görüşmenin yapıldığı tarihte, Amerika’nın Türk Ordusuna karşı psikolojik savaşı yükselttiğini, iç ve dış saldırının yoğunlaşmaya
başladığını, hep beraber yaşadık.
Aydınlık Gazetesinin Wikileaks Belgelerine dayanarak çıkardığı haber, görüşmenin içeriğini anlamamızı sağlamıştır. Dönemin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey’nin elinde bazı belgeler ve kasetler vardır. Bunları Türkiye’nin Başbakanı RTE’ye verip veremeyeceğini Pentagon’a sürekli sorar. Sonunda belgeleri RTE vermesi için gereken izin gelir. Jeffrey Belgeleri RTE’ye verir. Dolmabahçe’deki görüşmeye RTE bu dosyalar ile birlikte gider. CIA kasetleri ve dosyaları ile anında tuş olan Büyükanıt vermesi gereken mücadeleden anında vazgeçer.
Bu güne gelirsek. 8 Haziran 2011 tarihinde, Recep Tayyip Erdoğan, tüm AKP’lileri, tüm yandaş televizyonları şaşkına çeviren bir açıklama yaptı. “27 Nisan 2007 bir muhtıra değildir” dedi. Bu güne kadar defalarca darbe kanıtı olarak kullanılan bu bildirge, neden birden bire darbe olmaktan çıktı dersiniz? Herkes şöyle sandı; Recep Tayyip Büyükanıt’ı koruma altına alıyor. Mehmet ALİ Birant gibi Amerikancı gazetecilerde, Ordu ile Hükümetin uyum içinde olduğunu yazdı.
Kimseyi korumaya almadı. Kedisini korumaya aldı. Eğer 7 Nisan bildirisini darbe belgesi olarak değerlendirir ve Büyükanıt’ı Hastal’a gönderirse, işler karışır. Büyükanıt, bu durum karşısında, kendisini de Erdoğan’ı da yakacak şekilde , CIA’nın komplosunu açıklarsa, hele hele bunu seçimlerden önce yaparsa, RTE’nin seçimi kaybetme olasılığı ortaya çıkar. Onun için 27 Nisan “muhtıra değildir” diyerek aslında kendisini koruma altına almıştır.
Anlaşılmaktadır ki, Büyükanıt’ı Hastal’a göndermek bayağı zor bir iş. Orduya yapılan kuşatma daraldıkça, içerdeki gerilim artıkça, bu CIA şantajını taraflardan biri açıklayacaktır. Bir kısmı zaten ortaya çıkmış olan Dolmabahçe görüşmesinin, mezara varamayacağından eminim.
