Bu başlığı niye attım biliyor musunuz? 16.7.2008 günü bir yazı kaleme aldım. “Mersin’de yasalar neden ve niçin uygulanmaz merak ediyorum” dedim ve sıfır denize nazır konuşlanan TENİS KULUBÜ’NE yapılan ayrıcalığı dile getirdim. Ve bunu o zaman aynı anda 128 internet haber sitesinde yayınlanmasını sağladım. Aradan yıllar geçti. Kimse o yerli bile değil. İşte MERSİN’in hali… Sahipsizliği ve çaresizliği… Cumhuriyetimizin yasaları burada bir türlü uygulanamıyor (!) İsterseniz o yazımı aynen harfiyle yeniden burada tekrarlayayım. İşte o tarihli yazım;
“TENİS KULUBÜ AYRICALIĞI (!)”
“Biliyorsunuz, özellikle MERSİNLİ hemşerilerim çok iyi bilirler.
Bir zamanlar (çok değil 3–4 sene önce) Sahilde çirkin yapılaşma kalkacak dendi mücadele başlatıldı.
Hatta hazine arazisi üzerine yapılan yerler yıkılacaktı.
Yine hatta Dolgu alanı üzerindeki yerler.
Ve işin garibi sıfır deniz, kıyı kenar çizgisini yok eden yerler temizlenecekti.
İşte o dönemde milli emlak mahkemelere verdi buraları ve haklarında yıkım kararı çıktı.
Birer ikişer sahilde hazineye ait yerleri işgal eden yada kiralamış olan kişilerin yerleri yıkıldı.
BAKIN SİZE ÖRNEK VEREYİM: En başta Mersin Gazeteciler Cemiyeti lokali yıkıldı..
Zamanın Cemiyet Başkanı hiç ses çıkarmadı gitti ilk kazmayı kendi vurdu, örnek olsun, herkes karara saygılı olsun, kanun eşit işlesin diye.
Sonra Orada Halı saha vardı yıkıldı…
Sonra, orada çok sayıda çay bahçesi vardı kaldırıldı.
Ve sonradan Belediye kendisi prefabrik çay bahçeleri yapıp kiraya verdi.
Bizi ilgilendirmez demeyin, ilgilendiriyor.
İşin garibi MERSİN GAZETECİLER CEMİYETİ VE BASIN MENSUPLARINA BURADA ÇOK BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR.
Çünkü onlar örnek olup kendi yerlerini yıkarken, birileri sanki memleketin en önemli şahsiyetleri ve kanun üstü adamları gibi halen yerlerini yıkmadılar.
Kimsede yıkamadı.
Milli Emlak’in arazisine sıfır denizalanı Hilton yanındaki yere konuşlanan ve yıllardır vatandaşın ortak malı olan sahile çöreklenen TENİS KULÜBÜ bir türlü yıkılamadı, kaldırılamadı.
Kamu vicdanı sızlıyor.
Haksız ve adaletsiz bir uygulama.
Orada eskiden 1000 üye var bilirdim.
Aldığım bir bilgide 600 üyenin ayrıldığını yaklaşık 400 üyesi kaldığını ve bunların içindede Mersin’in kalburüstü adamlarının olduğu, çok hatırı sayılır zenginler olduğu için TENİS KULUBÜNÜN yıkılmadığı aktarılıyor.
Hakkında yıkım kararı var ve yıkılmıyor.
Olacak iş değil ama oluyor.
Sahildeki ona benzer her yer yıkılmış ama orasına dokunulmuyor.
Acaba; Başbakan’dan mı, Bakanlar veya çok sayıda milletvekillerinden mi, Yoksa Büyükşehir Başkanından mı torpilli ki, yıkılmıyor? Çok merak ediyorum.
Beni bugün arayan onlarca kişide merak ettiği için bu yazıyı kaleme aldım.
Çok üzgünüm sevgili okurlar ama TENİS KULUBÜNÜN hakkında uygulanan bu çift standart karara kimsenin gıkı çıkmıyor. Ben yarın konuyu kaleme alıp ilgili ve yetkililere duyuracağım. 400 ayrıcalıklı insan. Avam kamarası sanki… Lordlar kamarası… Niye mi böyle diyorum? Çünkü tenis kulübüne üye olmak için girişte 3 – 4 milyar para veriyorsunuz kaydoluyorsunuz sonrasında her yıl 400 milyon yıllık aidat ödüyorsunuz…
Paraya bakın. Üstelik ülkemizde hiçbir tenis kulübünde içki satılmıyor bizim burada satılıyor. Üstelik bizimkinin işletme ruhsatı var mı yok mu oda meçhul. Yani lokanta olarak hizmet veremez ama yıllardır üyeleri ve şehrin zenginleri yiyip içip eğleniyorlar.
Üyesinin dışında insanlar gelip tenis oynuyorlar, oda parayla.
Dernek ya, makbuzu fişi var mı bilmiyorum, tenis oynayanlara makbuz ve fiş kesiliyor mu bilmiyorum ama bana aktaranlar verilmediğini söylüyorlar.
Ayrıca orada TENİS dersi veren özel hocalar varmış yıllardır. Ve bu hocalar çok büyük ücretler ile ders veriyorlarmış. Ama ne fiş ne de fatura vermiyorlarmış, çünkü maliye kayıtları yokmuş.
Hayda… Bu ayrıcalık niye? Gariban bir esnaf olsa maliye on kez kapısını çalar. Peki, buranın kapısını kimse neden çalmıyor? Bu özel hocaları bulup bunların vergi kayıtlarını sormak gerekmez mi? Maliye bu işi takip etmeli. Sn. Vali ise bu yıkımın gerçekleşmesi için çaba sarf etmeli. Kanunlar eşit ve adil uygulanmalı. Mahkeme kararları adil uygulanmalı.
Hem sonra bu kulübün burası yıkılacak diye 30 dönümlük bir arazi aldığını biliyoruz. Hatta 2013 olimpiyatları orda yapılacak diye Büyükşehir başkanı orayı dümdüz edip düzenlemişti. Kulüpten beş kuruşta çıkmamıştı. Şimdi o araziye neden taşınılmıyor? Büyükşehir başkanı neden bu kadar müsamahakâr ve sn. vali bu olayları bilmiyor mu, biliyorsa neden göz yumuyor? Ayrıca ben merak ediyorum, çok sayıda vatandaşta…
Sorarım o kulüp adına alındığı söylenen 30 dönümlük arazi kimin üstünde? Derneğin mi, yoksa birkaç yöneticinin mi? Bunu bilmek kamunun hakkı… Herkes suskun. Birileri çıkıp bunu sormalı ve bizleri aydınlatmalı. Ama beni ilgilendiren kısmı, her yer yıkıldı da burası neden halen ayakta, işte o. Çok ayıp. Devletin ciddiyetine ve şehri yöneten kişilerin ciddiyetine yakışmıyor. Ayrıca hak ve adalet duygusunu zedeliyor. Bu günlük bu kadar…
Konu hakkında yazım zaman zaman devam edecektir.”
O tarihte bunları yazmışım.
Fıssss…..
O günden bu güne Kimseden bir ses yok. Devletin yetkili makamları ne yapmışlar, niye yıkmıyorlar bilgi veren yok. Neyse ben bunları o zaman yazdığımda birileri telefon açıp, “Mustafa bey Vakıf tesisi olarak bilinen ve TSK ya verilen yer var. Orada gariplik dönüyor. Onu niye kaleme almıyorsunuz?” dedi.
Anlatılana göre orası da sıfır deniz. Ve önce TSK işletiyormuş şimdi bir kaç senedir özele geçmiş. Ve orada da yasak olduğu halde (sıfır deniz) gıdım gıdım çaktırmadan araziler işgal ediliyormuş. Ha bire belirli yerler kapatılıyormuş. Allah aşkına bu işleri denetleyen takip eden birileri yok mu ya. Mersin bu kadar mı sahipsiz?
Valisi, Çevre müdürü, Milli Emlak teşkilatı, İlgili Belediyeler ne işle meşguller acaba?
