Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Meme Kanseri Ameliyatlarının Yarısı Gereksiz Yapılıyor

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA Yazar Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA
14 Aralık 2018
Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş
Avrupa Meme Kanseri Konferansında (European Breast Cancer Conference) sunulan bir araştırmada meme kanserinin erken bir işareti olan “duktal karsinoma in situ” (DCIS) için yapılan ameliyatların yarısının gereksiz olduğu bildirildi.Araştırma, 8 binden fazla hastanın 2 bin 500’ üne “mastektomi” (memenin tümüyle çıkarılması işlemi) uygulandığını ama bunların yüzde 49’ unda mastektominin gereksiz olduğunu veya hastalığın yaygınlığının belirlenemediğini gösteriyor.

Mastektomi yapılan kadınların hemen hemen üçte birine daha önce “lumpektomi” (memenin korunarak sadece tümörün angelina jolie 2çıkarılması işlemi) uygulandığı ama hastalığın yaygınlığı, olduğundan daha sınırlı sanıldığından ikinci bir girişimin gerektiği de araştırmadan elde edilen bir başka sonuç.

Bunun aksine mastektomilerin yüzde 21’ i ise tümörleri küçük olduğu için böyle bir müdahaleye gerek olmayan kadınlara yapılıyor.

Araştırmacılar bu verileri, binlerce kadına yanlış tedaviler uygulandığı, hastaneler arasında muazzam farklılar olduğu şeklinde yorumluyorlar.

Uzmanlara göre problem patolog ve radyoloğun hastalığın yaygınlığını tam olarak belirleyememesinden, bazen olduğundan yağın bazen de olduğundan sınırlı değerlendirmelerinden kaynaklanıyor.

Araştırmanın başı olan patolog Dr. Jeremy Thomas “Karşımızda çok kötü bir tablo var ve uygulamalar hastaneden hastaneye müthiş değişiyor” diyor:

“Bazı hastanelerde multidisipliner ekipler hasta için en uygun olan cerrahi tedavi seçeneğinin belirlenmesini sağlayan mamogram ve patoloji sonuçlarının detaylarına iyi bakmıyorlar.”

DCIS’ ın nasıl seyredeceğini bilmek mümkün değil

İngiltere’ de her sene 5 bin civarında kadına “duktal karsinoma in situ” teşhisi konuyor.

Duktal karsinoma in situda, non-invazif kanser hücreleri memenin süt kanallarını tutmuş bulunuyor ve tedavi edilmediğinde bunların yarısı kadarında invazif meme kanseri gelişiyor.

Bunların hangilerinin kansere dönüşeceği hangilerinin dönüşmeyeceği bilinemediği için de hepsine “kansere dönüşecek tümör” tedavisi yapılıyor ve tedavinin boyutları da tümörün büyüklüğüne göre belirleniyor.

Araştırma hastaneler arasında tedavi bakımından büyük varyasyonlar olduğunu ortaya koyuyor.

Bazılarında küçük tümürleri olan kadınlara mastektomi yapılmazken, diğerlerinde ise operasyonların yüzde 60’ ı mastektomiye gerek kalmadan çıkarılabilecek tümürler için yapılıyor.

Tedaviler hastaneden hastaneye değişiyor

Meme Kanseri Kampanyasının Başkanı Baroness Delyth Morgan da şunları dile getiriyor:

“Bu sonuçlar, DCIS teşhisi konan kadınlara uygulanan tedavilerin hastaneden hastaneye çok değiştiğini gösteriyor.

Oysa bu teşhisi alan tüm hastaların gittikleri hastanenin hangisi olursa aynı en iyi bakım ve tedaviyi almaları lâzım.”

DCIS, meme taramalarıyla teşhis edilen kanserlerin yüzde 20’ sini oluşturuyor.

Araştırmacılar “DCIS tedavisinin meme taramaları pratiğinin en tartışmalı kısmı” olduğunu ve tüm mastektomilerin yüzde 80’ inin lumpektomi ile çıkarılamayacak büyük tümörler için uygulandığını söylüyorlar.

Gelelim neticeye

BİR: Meme taramaları ile kanser teşhisinde büyük bir artış olduğuna, bazı kadınların bu sayede hayatlarının kurtulduğuna hiç şüphe yok ama bu teşhislerden zarar gören kadınları da hesaba katmak gerekiyor.

İKİ: Erken teşhis edilmedikleri takdirde hiç zarar vermeyecek olan kanserlerin “aşırı teşhisi” ve bu teşhise göre mecburen uygulanan kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi girişimlerin (aşırı tedavi) riskleri ve kanser teşhisinin yarattığı gereksiz stres yabana atılacak bir şey değil.

ÜÇ: Kanserin erken teşhisi ile uğraşıldığı kadar bunun neden arttığı üzerine yoğunlaşılsa, kansere sebep olan risk faktörleri ortadan kaldırılmaya çalışılsa daha doğu olmaz mı?

DÖRT: Netice şu ki doktorların da kadınların da işi zor vesselam.

KAYNAK

http://www.telegraph.co.uk/women/womens-health/10712653/Half-of-women-have-needless-operations-for-early-breast-cancer.html

Avrupa Meme Kanseri Konferansında (European Breast Cancer Conference) sunulan bir araştırmada meme kanserinin erken bir işareti olan “duktal karsinoma in situ” (DCIS) için yapılan ameliyatların yarısının gereksiz olduğu bildirildi.Araştırma, 8 binden fazla hastanın 2 bin 500’ üne “mastektomi” (memenin tümüyle çıkarılması işlemi) uygulandığını ama bunların yüzde 49’ unda mastektominin gereksiz olduğunu veya hastalığın yaygınlığının belirlenemediğini gösteriyor.

Mastektomi yapılan kadınların hemen hemen üçte birine daha önce “lumpektomi” (memenin korunarak sadece tümörün angelina jolie 2çıkarılması işlemi) uygulandığı ama hastalığın yaygınlığı, olduğundan daha sınırlı sanıldığından ikinci bir girişimin gerektiği de araştırmadan elde edilen bir başka sonuç.

Bunun aksine mastektomilerin yüzde 21’ i ise tümörleri küçük olduğu için böyle bir müdahaleye gerek olmayan kadınlara yapılıyor.

Araştırmacılar bu verileri, binlerce kadına yanlış tedaviler uygulandığı, hastaneler arasında muazzam farklılar olduğu şeklinde yorumluyorlar.

Uzmanlara göre problem patolog ve radyoloğun hastalığın yaygınlığını tam olarak belirleyememesinden, bazen olduğundan yağın bazen de olduğundan sınırlı değerlendirmelerinden kaynaklanıyor.

Araştırmanın başı olan patolog Dr. Jeremy Thomas “Karşımızda çok kötü bir tablo var ve uygulamalar hastaneden hastaneye müthiş değişiyor” diyor:

“Bazı hastanelerde multidisipliner ekipler hasta için en uygun olan cerrahi tedavi seçeneğinin belirlenmesini sağlayan mamogram ve patoloji sonuçlarının detaylarına iyi bakmıyorlar.”

DCIS’ ın nasıl seyredeceğini bilmek mümkün değil

İngiltere’ de her sene 5 bin civarında kadına “duktal karsinoma in situ” teşhisi konuyor.

Duktal karsinoma in situda, non-invazif kanser hücreleri memenin süt kanallarını tutmuş bulunuyor ve tedavi edilmediğinde bunların yarısı kadarında invazif meme kanseri gelişiyor.

Bunların hangilerinin kansere dönüşeceği hangilerinin dönüşmeyeceği bilinemediği için de hepsine “kansere dönüşecek tümör” tedavisi yapılıyor ve tedavinin boyutları da tümörün büyüklüğüne göre belirleniyor.

Araştırma hastaneler arasında tedavi bakımından büyük varyasyonlar olduğunu ortaya koyuyor.

Bazılarında küçük tümürleri olan kadınlara mastektomi yapılmazken, diğerlerinde ise operasyonların yüzde 60’ ı mastektomiye gerek kalmadan çıkarılabilecek tümürler için yapılıyor.

Tedaviler hastaneden hastaneye değişiyor

Meme Kanseri Kampanyasının Başkanı Baroness Delyth Morgan da şunları dile getiriyor:

“Bu sonuçlar, DCIS teşhisi konan kadınlara uygulanan tedavilerin hastaneden hastaneye çok değiştiğini gösteriyor.

Oysa bu teşhisi alan tüm hastaların gittikleri hastanenin hangisi olursa aynı en iyi bakım ve tedaviyi almaları lâzım.”

DCIS, meme taramalarıyla teşhis edilen kanserlerin yüzde 20’ sini oluşturuyor.

Araştırmacılar “DCIS tedavisinin meme taramaları pratiğinin en tartışmalı kısmı” olduğunu ve tüm mastektomilerin yüzde 80’ inin lumpektomi ile çıkarılamayacak büyük tümörler için uygulandığını söylüyorlar.

Gelelim neticeye

BİR: Meme taramaları ile kanser teşhisinde büyük bir artış olduğuna, bazı kadınların bu sayede hayatlarının kurtulduğuna hiç şüphe yok ama bu teşhislerden zarar gören kadınları da hesaba katmak gerekiyor.

İKİ: Erken teşhis edilmedikleri takdirde hiç zarar vermeyecek olan kanserlerin “aşırı teşhisi” ve bu teşhise göre mecburen uygulanan kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi girişimlerin (aşırı tedavi) riskleri ve kanser teşhisinin yarattığı gereksiz stres yabana atılacak bir şey değil.

ÜÇ: Kanserin erken teşhisi ile uğraşıldığı kadar bunun neden arttığı üzerine yoğunlaşılsa, kansere sebep olan risk faktörleri ortadan kaldırılmaya çalışılsa daha doğu olmaz mı?

DÖRT: Netice şu ki doktorların da kadınların da işi zor vesselam.

KAYNAK

http://www.telegraph.co.uk/women/womens-health/10712653/Half-of-women-have-needless-operations-for-early-breast-cancer.html

Avrupa Meme Kanseri Konferansında (European Breast Cancer Conference) sunulan bir araştırmada meme kanserinin erken bir işareti olan “duktal karsinoma in situ” (DCIS) için yapılan ameliyatların yarısının gereksiz olduğu bildirildi.Araştırma, 8 binden fazla hastanın 2 bin 500’ üne “mastektomi” (memenin tümüyle çıkarılması işlemi) uygulandığını ama bunların yüzde 49’ unda mastektominin gereksiz olduğunu veya hastalığın yaygınlığının belirlenemediğini gösteriyor.

Mastektomi yapılan kadınların hemen hemen üçte birine daha önce “lumpektomi” (memenin korunarak sadece tümörün angelina jolie 2çıkarılması işlemi) uygulandığı ama hastalığın yaygınlığı, olduğundan daha sınırlı sanıldığından ikinci bir girişimin gerektiği de araştırmadan elde edilen bir başka sonuç.

Bunun aksine mastektomilerin yüzde 21’ i ise tümörleri küçük olduğu için böyle bir müdahaleye gerek olmayan kadınlara yapılıyor.

Araştırmacılar bu verileri, binlerce kadına yanlış tedaviler uygulandığı, hastaneler arasında muazzam farklılar olduğu şeklinde yorumluyorlar.

Uzmanlara göre problem patolog ve radyoloğun hastalığın yaygınlığını tam olarak belirleyememesinden, bazen olduğundan yağın bazen de olduğundan sınırlı değerlendirmelerinden kaynaklanıyor.

Araştırmanın başı olan patolog Dr. Jeremy Thomas “Karşımızda çok kötü bir tablo var ve uygulamalar hastaneden hastaneye müthiş değişiyor” diyor:

“Bazı hastanelerde multidisipliner ekipler hasta için en uygun olan cerrahi tedavi seçeneğinin belirlenmesini sağlayan mamogram ve patoloji sonuçlarının detaylarına iyi bakmıyorlar.”

DCIS’ ın nasıl seyredeceğini bilmek mümkün değil

İngiltere’ de her sene 5 bin civarında kadına “duktal karsinoma in situ” teşhisi konuyor.

Duktal karsinoma in situda, non-invazif kanser hücreleri memenin süt kanallarını tutmuş bulunuyor ve tedavi edilmediğinde bunların yarısı kadarında invazif meme kanseri gelişiyor.

Bunların hangilerinin kansere dönüşeceği hangilerinin dönüşmeyeceği bilinemediği için de hepsine “kansere dönüşecek tümör” tedavisi yapılıyor ve tedavinin boyutları da tümörün büyüklüğüne göre belirleniyor.

Araştırma hastaneler arasında tedavi bakımından büyük varyasyonlar olduğunu ortaya koyuyor.

Bazılarında küçük tümürleri olan kadınlara mastektomi yapılmazken, diğerlerinde ise operasyonların yüzde 60’ ı mastektomiye gerek kalmadan çıkarılabilecek tümürler için yapılıyor.

Tedaviler hastaneden hastaneye değişiyor

Meme Kanseri Kampanyasının Başkanı Baroness Delyth Morgan da şunları dile getiriyor:

“Bu sonuçlar, DCIS teşhisi konan kadınlara uygulanan tedavilerin hastaneden hastaneye çok değiştiğini gösteriyor.

Oysa bu teşhisi alan tüm hastaların gittikleri hastanenin hangisi olursa aynı en iyi bakım ve tedaviyi almaları lâzım.”

DCIS, meme taramalarıyla teşhis edilen kanserlerin yüzde 20’ sini oluşturuyor.

Araştırmacılar “DCIS tedavisinin meme taramaları pratiğinin en tartışmalı kısmı” olduğunu ve tüm mastektomilerin yüzde 80’ inin lumpektomi ile çıkarılamayacak büyük tümörler için uygulandığını söylüyorlar.

Gelelim neticeye

BİR: Meme taramaları ile kanser teşhisinde büyük bir artış olduğuna, bazı kadınların bu sayede hayatlarının kurtulduğuna hiç şüphe yok ama bu teşhislerden zarar gören kadınları da hesaba katmak gerekiyor.

İKİ: Erken teşhis edilmedikleri takdirde hiç zarar vermeyecek olan kanserlerin “aşırı teşhisi” ve bu teşhise göre mecburen uygulanan kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi girişimlerin (aşırı tedavi) riskleri ve kanser teşhisinin yarattığı gereksiz stres yabana atılacak bir şey değil.

ÜÇ: Kanserin erken teşhisi ile uğraşıldığı kadar bunun neden arttığı üzerine yoğunlaşılsa, kansere sebep olan risk faktörleri ortadan kaldırılmaya çalışılsa daha doğu olmaz mı?

DÖRT: Netice şu ki doktorların da kadınların da işi zor vesselam.

KAYNAK

http://www.telegraph.co.uk/women/womens-health/10712653/Half-of-women-have-needless-operations-for-early-breast-cancer.html

Avrupa Meme Kanseri Konferansında (European Breast Cancer Conference) sunulan bir araştırmada meme kanserinin erken bir işareti olan “duktal karsinoma in situ” (DCIS) için yapılan ameliyatların yarısının gereksiz olduğu bildirildi.Araştırma, 8 binden fazla hastanın 2 bin 500’ üne “mastektomi” (memenin tümüyle çıkarılması işlemi) uygulandığını ama bunların yüzde 49’ unda mastektominin gereksiz olduğunu veya hastalığın yaygınlığının belirlenemediğini gösteriyor.

Mastektomi yapılan kadınların hemen hemen üçte birine daha önce “lumpektomi” (memenin korunarak sadece tümörün angelina jolie 2çıkarılması işlemi) uygulandığı ama hastalığın yaygınlığı, olduğundan daha sınırlı sanıldığından ikinci bir girişimin gerektiği de araştırmadan elde edilen bir başka sonuç.

Bunun aksine mastektomilerin yüzde 21’ i ise tümörleri küçük olduğu için böyle bir müdahaleye gerek olmayan kadınlara yapılıyor.

Araştırmacılar bu verileri, binlerce kadına yanlış tedaviler uygulandığı, hastaneler arasında muazzam farklılar olduğu şeklinde yorumluyorlar.

Uzmanlara göre problem patolog ve radyoloğun hastalığın yaygınlığını tam olarak belirleyememesinden, bazen olduğundan yağın bazen de olduğundan sınırlı değerlendirmelerinden kaynaklanıyor.

Araştırmanın başı olan patolog Dr. Jeremy Thomas “Karşımızda çok kötü bir tablo var ve uygulamalar hastaneden hastaneye müthiş değişiyor” diyor:

“Bazı hastanelerde multidisipliner ekipler hasta için en uygun olan cerrahi tedavi seçeneğinin belirlenmesini sağlayan mamogram ve patoloji sonuçlarının detaylarına iyi bakmıyorlar.”

DCIS’ ın nasıl seyredeceğini bilmek mümkün değil

İngiltere’ de her sene 5 bin civarında kadına “duktal karsinoma in situ” teşhisi konuyor.

Duktal karsinoma in situda, non-invazif kanser hücreleri memenin süt kanallarını tutmuş bulunuyor ve tedavi edilmediğinde bunların yarısı kadarında invazif meme kanseri gelişiyor.

Bunların hangilerinin kansere dönüşeceği hangilerinin dönüşmeyeceği bilinemediği için de hepsine “kansere dönüşecek tümör” tedavisi yapılıyor ve tedavinin boyutları da tümörün büyüklüğüne göre belirleniyor.

Araştırma hastaneler arasında tedavi bakımından büyük varyasyonlar olduğunu ortaya koyuyor.

Bazılarında küçük tümürleri olan kadınlara mastektomi yapılmazken, diğerlerinde ise operasyonların yüzde 60’ ı mastektomiye gerek kalmadan çıkarılabilecek tümürler için yapılıyor.

Tedaviler hastaneden hastaneye değişiyor

Meme Kanseri Kampanyasının Başkanı Baroness Delyth Morgan da şunları dile getiriyor:

“Bu sonuçlar, DCIS teşhisi konan kadınlara uygulanan tedavilerin hastaneden hastaneye çok değiştiğini gösteriyor.

Oysa bu teşhisi alan tüm hastaların gittikleri hastanenin hangisi olursa aynı en iyi bakım ve tedaviyi almaları lâzım.”

DCIS, meme taramalarıyla teşhis edilen kanserlerin yüzde 20’ sini oluşturuyor.

Araştırmacılar “DCIS tedavisinin meme taramaları pratiğinin en tartışmalı kısmı” olduğunu ve tüm mastektomilerin yüzde 80’ inin lumpektomi ile çıkarılamayacak büyük tümörler için uygulandığını söylüyorlar.

Gelelim neticeye

BİR: Meme taramaları ile kanser teşhisinde büyük bir artış olduğuna, bazı kadınların bu sayede hayatlarının kurtulduğuna hiç şüphe yok ama bu teşhislerden zarar gören kadınları da hesaba katmak gerekiyor.

İKİ: Erken teşhis edilmedikleri takdirde hiç zarar vermeyecek olan kanserlerin “aşırı teşhisi” ve bu teşhise göre mecburen uygulanan kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi girişimlerin (aşırı tedavi) riskleri ve kanser teşhisinin yarattığı gereksiz stres yabana atılacak bir şey değil.

ÜÇ: Kanserin erken teşhisi ile uğraşıldığı kadar bunun neden arttığı üzerine yoğunlaşılsa, kansere sebep olan risk faktörleri ortadan kaldırılmaya çalışılsa daha doğu olmaz mı?

DÖRT: Netice şu ki doktorların da kadınların da işi zor vesselam.

KAYNAK

http://www.telegraph.co.uk/women/womens-health/10712653/Half-of-women-have-needless-operations-for-early-breast-cancer.html

Paylaş
Önceki Yazı

45. Altın Kelebek Ödül Töreni

Sonraki Yazı

Türkiye İş Bankası

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA

İlişkili Yazılar

Grip Aşısı Rezaleti
Genel Eğitim

Grip Aşısı Felç Riskini Artırıyor

08 Aralık 2024
5k
Günde 3 Bardak Süt Kemik Kırığı ve Ölüm Riskini Artırıyor
Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Günde 3 Bardak Süt Kemik Kırığı ve Ölüm Riskini Artırıyor

06 Aralık 2024
5k
Antiniyotikler Meme Kanseri Riskini Artırıyor
Genel Eğitim

Antiniyotikler Meme Kanseri Riskini Artırıyor

30 Kasım 2024
5k
Grip Aşısı Rezaleti
Genel Eğitim

Grip Aşısı Rezaleti

29 Kasım 2024
5k
Sonraki Yazı

Türkiye İş Bankası

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap