Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Cengiz ŞİMŞEK (Doç.Dr.)

MEB’de Kıyafetler Değişirken

Cengiz ŞİMŞEK Yazar Cengiz ŞİMŞEK
17 Aralık 2012
Cengiz ŞİMŞEK (Doç.Dr.)
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Toplum olarak en basit bir gelişmeyi anında tersine çevirebilen, büyük gayretlerle uygulamaya konmuş projeleri bile küçük bir burun kıvırmayla etkisiz ve amaçsız kılabilen bir milletiz. Bu başka bir açıdan bakıldığında eğitim öğretimde kullanılabilecek gayet olumlu bir özellik. Eğitimciler olarak bu özelliği tüm proje ve çalışmalarımıza destekçi kılmamız hiçten bile değildir.

Sizlerle camiada sıklıkla yaşadığımız bazı problemleri ve bunların kaynaklandığı bakış açılarını tartışmak istiyorum.  

Bugün için öğretmenin ve doğal olarak da okulun kendisinden beklentileri yeteri kadar karşılamadığı(!) dikkatimizi çekmektedir. O kadar ki, okul toplumun nazarında sadece bir diploma alınması gereken yer, öğrenci nazarında ailenin git dediği için gidilmesi gereken zoraki kurum, öğretmenin nazarında zaten beklendiği gibi iş tatmini sağlamayan bir iş yeri gibi.

Tüm bunlar böyle algılanınca, biz eğitimciler de kendimizin ne işe yaradığı konusunu mecburen tartışmak zorunda kalıyoruz. Bu bir zorunluluk değil, bir mecburiyet bir ihtiyaç olmalı aslında. Kurum ve kuruluşlar varlık sebeplerini, misyon ve vizyonlarını değişen zaman ve teknoloji ışığında gözden geçirmeli.

Bildiğiniz üzere bu yıl dershanelerin kaldırılması meselesini tartışırken bir de giyim ve kuşam serbestisi gündeme geldi. Henüz daha 4+4+4 meselesine yeni ısınmış ve ortalığı durultmuşken, şimdi de bu iki konuyu sık sık tartışmaya başladık.

Her birisinin kişisel ve bir o kadar da toplumsal boyutunun olduğu muhakkak. Hal böyle olunca, meseleye sadece “tek tip giyinip giyinmeme” olarak bakıp geçemeyiz. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik gelişmişlik seviyesi, farklı bölgelerimizin kültürel farklılığı, halkın eğitilmişlik seviyesi ve buna bağlı olarak “yeni”, “yırtık”, “kirli”, “hoş”, “nahoş”, “yakıştı”, “yakışmadı” kavramlarının da farklı algılanabildiği.

“Ne var bunda, çeşitlilik neden kötü olsun ki?” deyip konuyu sulandırmanızı istemem. Eskiden siyah önlüklerin yerini maviler almak isteyince de buna benzer ama sadece ticari bakımdan tepkiler doğmuş, “stoktakileri ne yapalım?” diye sormuşlardı. Efendim bu gibi fazlaları yıl içine yaymak koşuluyla eritirsiniz. İşin bu yönü o kadar da problem değil. Belki esnasın “forma üretmek” diye bir gelir kalemi olmayacak o kadar. Bu da hafife alınacak bir eksiklik değil hani. Fakat bizi daha fazla ilgilendirecek kılık ve kıyafet konusunda giyim kuşam tercihi meselesi.

Eğer kıyafet serbestisi varsa ki, ben bugün ve gelecek yıldan itibaren de olmayacağı düşüncesindeyim. Çünkü serbestlik değil, genişletilmişlik var. Zira yine “şu kıyafet şekilleri olmamak koşuluyla” şeklinde bir kısıtlama var. Bu nedenle ben serbestlik demiyorum buna. Taşradaki halkın yaşam biçimi ile şehirdekilerin birbirinden farklılaştığı herkese malum. Formanın bir okul kıyafeti olarak bilinmesi onun başkaca yerlerde ve amaçlarla giyilemeyeceği anlamına geliyordu. Bu nedenle de her dem temiz ve sağlamdı. O kadar olmasa da sıradışılık çok azdı. Okul ayakkabıları buna benzemiyor. Aileler ayakkabıyı alırken, normal hayatta da giyer düşüncesiyle alıyorlar. Bu da haliyle ayakkabının daha fazla yıpranmasını beraberinde getiriyor. Bu nedenle okullarda burnu açık ayakkabı giyen çocuk fazla görülür.

Şimdi aynı durumu elbise için düşündüğünüzde, gereğinden fazla yıpranmış, kirlenmiş elbiseleri okul sıralarında görmek çok mümkün olacak. Hele bir de kültürel farklılıklardan dolayı “temizlik” ölçütü değişince, tarladan gelip doğruca okula giden çok öğrencimiz olacak. Forma en azından kıyafetçe bir temizlik sağlayabiliyordu. Buna benzer durum şehirlerde de karşımıza çıkıyor. Hafta sonları piknik ya da bir müze gezisi düzenlendiğinde fakir çocukları giyim ve kuşamından anında fark ediliyor. Ailesi o günün özel bir gün olduğunu bildiği halde ve sıradışı hem de daha güzel giyindirmesi gerektiğini bildiği halde elindeki ne varsa onu giydiriyor. Buna rağmen çocuklarımız diğer varlıklı ailelerin yanında moda bir tabirle “rüküş” duruma düşüyor. Birbiriyle fısıldaşan ve parmaklarıyla işaretleşen kız öğrencilerin köşelerde kikirdeştiklerini görebilmek zor değil.    

Bir diğer açı “okul” kavramının “düzen”, “biçim”, “şekil”, “uygun” gibi bazı kelimeleri de çağrıştırıyor olması. “Okullu olmak” bir kavram olarak toplumsal zihinde vardı. Formalı öğrencinin davranışları ona göre şekillenir, “okullu olmak” bilinci zihinde kendine bir yer edinirdi. Bu algı hem öğretmenin hem de okul yöneticisinin işini oldukça kolaylaştırıyordu. Zira dışardan bakıldığında öğrenci gibi görünen birisinden zaten öğrenci davranışları beklenmekteydi. Öğrenci de farkında olmadan ona göre davranıyordu. Kıyafetlerin serbestliğinin insana doğal bir rahatlama getireceği aşikar ama olaya bir de bu rahatlığın yönetilemeyeceği gibi bir sıkıntı getireceği de öngörülmeli.

Meseleye bir de orta okul ve lise öğrencisi açısından bakacak olursanız, ergenlik dönemine giren çocuklarımızın birbirlerini kıyafetleriyle tanımlayacakları kaçınılmaz. Özellikle kız çocuklarının daha bir serbestlik peşinde olacakları, giyim-kuşamın biçiminden, renginden ve albenisinden erkek çocukların daha fazla etkilenebilecekleri, bu da derse odaklanamama gibi ciddi sıkıntıları beraberinde getirecektir.

Bu nedenle kıyafetle ilgili değişimin, eğitilebilir, yönlendirilebilir bir öğrenci anlamına gelip gelmeyeceği de bir madde işlenmeli. Siz değerli eğitimcilerimizin konuyu bu açıdan değerlendirmesine ihtiyaç var.

Paylaş
Etiketler: ilkokulkılık-kıyafetlisemeböğrenciokulşehirtaşra
Önceki Yazı

İşe Sarhoş Gelen Tazminatsız Atılır

Sonraki Yazı

Akkuş’a Veda Ederken

Cengiz ŞİMŞEK

Cengiz ŞİMŞEK

İlişkili Yazılar

Cengiz ŞİMŞEK (Doç.Dr.)

Müdür Müdür Müdür

30 Mayıs 2020
5k
Cengiz ŞİMŞEK (Doç.Dr.)

Nabi Avcı Eğitimde Paydaşlarla Sulh Bakanlığı Yapacak

30 Nisan 2013
5k
Cengiz ŞİMŞEK (Doç.Dr.)

ODTÜ’lü Yörüğün Uzay Yolculuğu

28 Aralık 2012
5k
Cengiz ŞİMŞEK (Doç.Dr.)

Öğretmenler Günü Anlamlı mı?

23 Kasım 2012
5k
Sonraki Yazı

Akkuş’a Veda Ederken

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap