Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Zeki ORDU

Mavi Yazma

Zeki ORDU Yazar Zeki ORDU
22 Şubat 2011
Zeki ORDU
0
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Ağaçlarımız vardı bizim.

Sırtımızı dayadığımız, çiçeklerini temaşa ettiğimiz, meyvelerinden faydalandığımız.

Yaprakları şeklen birbirine benzemese de renk itibariyle birbirine benzeyen irili ufaklı ağaçlarımız…

Bazen yaslandığımız, bazen hayvanlarımızı bağladığımız, bazen de kestiğimiz ağaçlarımız…

Her balta vuruşta, acısını bizden saklayan;  belki de bizim bir işimize yarayacak olduğundan,  mutluluk duyan ağaçlarımız vardı. Her bahçede değişik türde olan…

Kimi meyve verirdi, kimisi de meyvesiz.

Mahalleler bahçelerin ortalarına kurulmuş evlerden teşekkül ederdi. Evlerimizin de bahçeleri vardı.

Evlerimizin bahçeleri, köyün meydanına giden yola açılırdı. Bizimdi… O haneye aitti… Orada çocuklarımız oynar, büyüklerimiz yorgunluk atardı. Akşamları sohbet etmek için oturakları vardı bahçelerimizin. Dostlarımızla itina ile demlenmiş çayları içerken yarenlik ettiğimiz yerler vardı. Bize ait çok şey vardı evimizin bahçesinde… Bir de biz vardık… Neşe vardı, şevk vardı kısaca hayat vardı…

Akşamları,  “pompalı lüks” adı verilen aydınlatma aracı vardı. Sonraları günümüzde de kullandığımız elektrik lambaları geldi. Serin bir güz akşamı iki bardak demlenmiş çayı can dostlarımızla içerken lambalar etrafı ıştırdı. . Iştırdı ışıtmasına da, dostların gönlünden yayılan ziyanın yerini tutmazdı. Bunu bilen bilirdi ama bilmeyen lambanın aydınlattığını sanırdı.

Geceleri odalarımıza çekilince sadık köpeğimiz kalırdı evlerimizin bahçelerinde.

Artık yalnız kalma sırası ondaydı.

Bizim bahçelerimizin de bir ruhu vardı…

Önceleri evlerimiz ahşaptandı. Şimdi beton yığınlarından… Yazları serin kışları daha ılık olurdu. Duvarları nefes alırdı evlerimizin. Biz de nefes alırdık onlarla. O zamanlarda kuşlar da bulunurdu bahçelerde. Sabah ezanıyla Hu, Hu diye sesler çıkararak zikrederlerdi Rablerini. Bizler anlardık bu sesin manasını. O zamanlar kafes yoktu evlerde. Biz ağaçların dallarında severdik kuşları. Kuşlar da bizleri severdi. Çünkü bizim bahçelerimize konarlardı.

Hayvanlarımızın yiyeceği olan otları yığın yığın ederdik tarlalarda. Komşularımız da yardım ederdi bize. Biz de komşularımıza. Akşamları günün yorgunluğu,  tatlı bir yorgunluğa dönüşürdü. Misafir beklenir gelince de hasbıhal edilirdi.

Postacı banka borçlarını bildiren evrakları değil de, mektup taşırdı. Cep telefonu yoktu. Komşu mahallenin delikanlısı avludaki ağacın kovuğuna bırakırdı mektupları. O mektupları postacı taşımazdı. Pulu yoktu zarflarının. Ama içi doluydu… Bir yazan bilirdi, bir de okuyan. Cep denilen aletten mesaj çekilmezdi o zaman. Lisan kekeme değildi yani.

Postacı pullu zarflar taşırdı. İçinde “üç noktayla” biten mektuplar da olurdu…

“Üç noktayla” biten mektuplar…

Denizin dalgaları süpürür gibi vururdu sahile. Gökyüzü bir başka maviydi… Biz maviyi çok severdik. Denizi severdik, gökyüzünü severdik… Mavi yazmayı da severdik… Bazı kızlar mavi yazma bağlardı başlarına…

Sonra betonlaştı evler. Kuşların sesi işitilmez oldu dallarda. Evimizin önündeki çimenleri söküp, betondan yaptık. Daha sağlam(!) olsun diye… Kuşlar konmaz oldu dallara… Kargalar çoğaldı bu sefer…

Gökyüzü yitirdi maviliğini, dalgalar daha sert vurdu sahillere sesimi duysunlar diye… Hayvan yiyeceklerini hazır olarak satın almamız yüzünden, tarladaki otları, yığın yığın edip bir tarafa yığamadık. Patozlar sayesinde fındıkları imece usulü ayıklayamadık. Komşuluklar azaldı. Hayatın rengi soldu. Renksizleşti. Sonradan televizyonlar renkli oldu sadece.

Bir de…

Mavi yazma bağlayanlar azaldı.

Postacı hesap belgesi taşıdı pullu zarflar içinde…

Ağaç kovuklarına konulan pulsuz mektupların yerini “cepten” mesajlar aldı, kekeme bir lisan ile. Minareden cihaz sesi duyuldu, müezzinin tabi sesi yerine. Müezzinler bir daha minareye çıkmadı. Cihazın sesi taa uzaklara kadar ulaştı. Herkes duydu bu sesi. Ama cemaat azaldı nedense.

Bizim zamanımızda müezzinin tabi sesini duyan az, cemaat fazlaydı…

Bayramlar tatil manasına geldi, manasını yitirdi.

Bahçelerde içilen çaylar kapalı mekânlarda ki koltuklar üzerinde içilmeye başlandı. Tadı da kalmadı.

Tebessümler sahte, gülüşler yapmacık hâle geldi.

Bahçelerimizi bekleyen köpeklerimiz yoktu artık. Bahçelerimiz de yoktu çünkü…

“Nerede o günler ?” Sorusuna ve serzenişine bir türlü cevap bulamadık o günden beri.

Artık ne gamla demlenen çay vardı ne de akşam komşulukları. Çiçekler bile rayihasını kaybetti.

Biz yaşadığımız yeri mi betonlaştırdık gönüllerimizi mi? Taş kesilen binalar mı kalpler mi? Biz neleri kaybettik neler yok oldu?

Kadir kıymet bilen dostlarımız  azaldı.

Mavi yazma bağlayanlar da azaldı.

Biz hayallerimizi de kaybettik.

Biz bir hayatı, hayatın içinde yitirdik.

Paylaş
Etiketler: kekemelisanpazotlarpompalı lüksrayihaserzeniş
Önceki Yazı

Pas, Gol: Dön Baba Dönelim!

Sonraki Yazı

Türkçe Bilmeyen İneğin Eti Yenir mi?

Zeki ORDU

Zeki ORDU

İlişkili Yazılar

Gönül ile Tatlandırılan Çay veya Oba Mukimleri
Anı / Günce

Gönül ile Tatlandırılan Çay veya Oba Mukimleri

16 Ağustos 2023
5k
Siyah-Beyaz Televizyon
Öykü Tefrikaları

Siyah-Beyaz Televizyon

13 Ağustos 2023
5.3k
Seben
Kültür

Seben

07 Ağustos 2023
5k
Serendi
Öykü Tefrikaları

Serendi

31 Temmuz 2023
5k
Sonraki Yazı

Türkçe Bilmeyen İneğin Eti Yenir mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap