İnfaz Yasası görüşmelerinin TV’den naklen verilmediği TBMM Genel Kurulunda AKP Grup Başkanvekili Özlem ZENGİN, kürsüden görüş ve düşüncelerini açıklayan CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu KÖKSAL’a verdiği cevapta; “söylediklerinin hangisine cevap vereyim bilemiyorum ki. Gündem hızla değişiyor. Çalışmalarımız da bu paralelde hızla devam ettiği için, bizi takip edemediklerini sanıyorum. Bu üslup nasıl bir üslup, nedir bu telaş anlamıyorum. Anladığım; mahalleye bi selam verme telaşının olduğudur!” diye verdiği cevap dikkatimi çekti.
Vay be. Bir kadın vekil, diğer bir kadın vekilin İnfaz Yasası üzerinde görüş belirtmesini kaale almıyor, anlamazdan geliyor ve “mahalleye bi selam verme telaşı” olarak görüyor!
Çok ilginç.
Bu tahammülsüzlük niye ki? Yanlış veya doğru, bırakınız düşüncelerini açıklasın. Orası milletin kürsüsü ve onun da konuşma özgürlüğü var değil mi? Yani sizce hiç mi değeri yok? Hiç mi konuşma hakkı yok? Ne demek “mahalleye bi selam verme telaşı”
Tabi bu tahammülsüzlük sadece KÖKSAL için değil, tüm muhalif konuşmacılara karşı iktidar mensupları tarafından bir müdahale, konuşturmama, konuşmaları ti’ye almak var! Yazık..
Ancak yine AKP Grup Başkanvekili Özlem ZENGİN, tartışılan aynı yasada başka bir milletvekilinin konuşmasını yine sataşma olarak değerlendirdi ve Meclis Başkanı’ndan söz istedi. ZENGİN bu defa da; “burası halkın tercihinin tecelli ettiği yerdir. Evet bizler Milletvekiliyiz amma halkımızı, oy veren kesimi temsilen buradayız! Yani onların hakkını aramak, savunmak için buradayız. Çıkardığımız yasalar da onlardan yana. Meclisin en iyi partisi olarak ve iktidar partisi olarak milletimiz için çalışıyoruz. Bu nasıl bir üslup. Böyle konuşamazsınız. Haddinizi bileceksiniz. Edep yahu, ahlaka davet ediyorum. Kime karşı konuştuğunuzu bileceksiniz” dedi ve çok sinirlendi.
Oysa az önce CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu KÖKSAL için “mahalleye bi selam verme telaşı” demiş, konuşmaları ti’ye almış, konuşmacıya alaylı bir gülüşle cevap vermişti! Kendi konuşmasını “mahalleye bi selam verme telaşı” olarak görmemişti!
Bir kez daha anlaşıldı ki meclis konuşmaları; günün siyasetine, kişilerin hal ve hareketine, mecliste ki tavrına ve tansiyona bağlı imiş. Gerçekten çok gergin ve tansiyonu yüksek bir Genel Kurul… İzlemenizi tavsiye ediyorum.
Bu “evdekal” “evdehayatvar” sloganı ile çoğumuzun gönüllü olarak sağlıkçılarımıza destek adına, ve de virüsün etkisini kırmak adına evimize kapandığımız bugünler elbette ki sıkıcı geçiyor. Kimimiz kitap okuyor, kimimiz okul çağında ki evlatlarımızla vakit geçiriyor, kimimiz yazı, şiir yazıyor, kimimiz film seyrediyor, kimimiz resim, heykel gibi sanat dallarıyla, müzik ve enstrümanlarıyla zaman geçiriyoruz.
Siyasetle ilgilenenler de sanırım bu ara ekrana hangi siyasetçi çıkarsa (şansa artık) onu izleme, ve zaman zaman da liderleri ve TBMM’yi izliyor.
Bazılarımız da mutfağa takılıyor! Çeşit çeşit yemekler, tatlılar, açmalar, bulaşık yıkamalar. Bahçe ile uğraşanlar, evinin eksiği, gediği ile hayvanlarla uğraşanlar (benim gibi) var.
Sözün Özü!
Devir değişti beyler bayanlar.
Artık Türkiye eski Türkiye olmayacak. Anlayış değişecek. Siyaset değişecek. İlişkiler değişecek. Sen-ben farklı boyutlara taşınacak! Geleneksellik tarih olacak. Töreler yıkılacak. Sanırım aile yapısı da değişecek!
Çekirdek aile bağlılığı da kısmen kopacak.
Siyasilerimizin hareketleri, konuşmaları, seçim sistemi, parlamento değişecek! Sistem değişecek. Belki de artık “mahalleye bi selam verme telaşı” kalmayacak.
“Padişahım çok yaşa” demeye az kaldı belki de!
gazete2000@hotmail.com


















